7.4

99 8 13
                                    

Bölümü beni oylarıyla destekleyip yalnız bırakmayan okurcuğum ' Morganadeniz ' e ithaf ediyorum..

Multimedya, MJ-Nate ( Nate anlaşma kağıdını MJ'e gösteriyor.. )

Rivers Köşkü..

Saatlerdir seyre daldığı genç kızın, yüzüne gölge gibi düşen hüznün taneleri göz pınarlarından yanaklarına doğru koşarken, arkada kalan göz yaşları yorulup yastığın üzerine düşüyordu. Uykusunda bile bitmek bilmeyen korkuların kapanında sıkışan genç kızın nemli yanaklarına dokundu, belki böylece onun hissettiklerini bir nebze de olsa hissedebileceğine inanıyordu.

' Sana her dokunduğumda soğuksun. Tıpkı, ölü gibi.. '

Kendini, ona doğru yaklaştırırken elini genç kızın göğüs hizasına getirip, kalbinin üzerine kapattı. Avuç içine aldığı kalbin her atışında kendi kalbinde yaşadığı inanılmaz çarpıntı ona bahşedilen en güzel nimetti. Ela gözlerinde parlayan ışıltı, devirdiği noktaya doğru süzülüyordu. Onun, kanı çekilen dudaklarını öpmemek için nefsiyle girdiği savaşta, kendini zaptetmesi güçtü. Gölgesi genç kızın üstüne çöküyordu, öyle ki yükü sırtına ağır gelen kara bulutların içini aniden döküşü gibi sessiz ve derinden..

Kuruyan dudaklarını diliyle ıslattı ancak çabası nafileydi. Çünkü ne kadar ıslatırsa ıslatsın, susuzluğunu giderebilecek hiçbir kaynak ona çare olmayacaktı. Sorunun ne olduğunu, kimde olduğunu biliyordu ve nasıl çözüleceğini de. Başını genç adama doğru çevirdiğinde yüzünün yarısını kapatan koyu kestane saçlarının ardına sığındı. Islanan kirpikleri, gözünü yumduğunda birbirine yapışıyordu. Doğrulmak istediği an, göğsünde hissettiği ağırlık ona, kendini hatırlattı. Gözlerini yakasına düşürdü ve kalbinin üstünde hüküm süren elin sahibine doğru baktı. Çizgi çizgi olan dudaklarını birbirinden ayırdı.

Fısıltılarını duymak için yanına kadar uzandığı genç kızın dudaklarına, bu kez yardım çağrısına cevap verebilmek için bakıyordu. Dudak okuyabilmekte onun kadar iyi olmayan genç adam, kulağını genç kızın başına doğru çevirdi.

MJ, ' Elini.. Elini koyduğun yere dikkat et. '

Gülerek başını kaldıran Nate, elini unuttuğu yerden çekerek uzaklaştırdı.

' Beni gördüğüne sevinmedin mi? '

Dudaklarını büzerek, bakışlarını çeviren genç kızın hatırladığı son şeydi onun varlığını hissetmek. Omzuna başını yaslayıp kendini bıraktığı an, onun için film kopmuştu. Gözlerini tekrar araladığında evinde, odasında ve yatağındaydı. Tek farkla; onun yanında.. Gözlerine çarpan bir çift elanın huzurunda kendini akışa bırakmak zamanı, hayatı, herşeyi ve herkesi olduğu gibi yalnızca kendi haline bırakmak istiyordu.

Nate, ' Uyumak için kendine daha konforlu bir yer seçmeliydin. Kendi yatağından memnun değilsen bana gelmeliydin. Belki yeni bir yatak almalıydın, ne bileyim.. '

MJ, ' Hı hı.. '

Nate, ' İnsanlar evinde uyur aşkım.. Kimisi yalnız, kimisi sevgilisinin kolları arasında ama senin gibi mezarlıkta uyumazlar. Orası yaşayanlara göre bir yer değil, evet orada uyuyabilirsin belki bir kırk, elli sene sonra ebediyen.. '

Ellerini karnında birleştiren genç kız, beline kadar inen örtüyü yukarı çekti.

MJ, ' Hiçbir şey bilmiyorsun ve bilmediğin şeylere burnunu sokup, herşeyi berbat ediyorsun. '

Yere sarkan örtünün bir ucunu kaldırıp yatağın kenarına oturan genç adamın uykusuzluktan çizgi çizgi olan göz altları çökmüştü. Dişlerini sıkmaktan ağrıyan çenesini açarak gevşetmeye çalışıyordu. En az başında beklediği genç kızın ki kadar çetin geçen bir geceyi atlatıp sabaha ulaşmıştı.

ARADAWhere stories live. Discover now