ARADA

2.4

Multimedya da gördüğünüz MJ ve Will'in çocukluk fotoğrafıdır.

MJ: Ruh bedene bağlanmış, sanki bütünleşmiş. Burada kalmaya niyetli gibi görünüyor ve işin bu kısmı beni biraz zorlayabilir.

Aria: Ne yapmayı düşünüyorsun?

MJ: Mary Jane ruhu mühürlerken, okuduğu sözde bir eksik veya yanlış söylenmiş bir kelime olmalı.

Aria: Bir dakika, kağıtta büyükanne 'nocta' demiş ama burada 'nocte' diye yazılı. Yani ruh kitabında yazan mühür doğru. İyi ama büyükanne bu hataya nasıl düşebilir ki?

MJ: Şimdi dikkatlice beni dinlemeni istiyorum. Bana yarım saat ver, yarım saat sonra eğer geri dönemezsem ne olursa olsun beni uyandırmaya çalışma. Sakinliğini koru ve ruhu mühürlemenin bir yolunu bul.

Sarah: Ya geri dönemezsen?

Sarah'ın sorusunu cevapsız bırakan MJ, sözlerine devam etti.

'Gerard'ın kişisel bir eşyası lazım.'

Margaret: Alyans! Alyansı parmağında olacaktı.

Yaşlı adamın parmağında takılı olan yüzüğü çekip çıkaran MJ yüzüğü cebine koydu ve yatağın yanına çevirdikleri kanepenin üzerine, astral yolculuğunu gerçekleştirmek üzere uzandı. Kısa bir süreliğine ruhu bedeninden ayrılmış olan MJ onların arasına, ruhların mezarlığına girmeyi başarmıştı. Burası ne yerde, ne gökte, ne cayır cayır yakan, ne kaskatı donduran bir yerdeydi. Sonsuzluk içinde oradan oraya dolaşan ruhlar burada hapsolmuş, kendilerine canlı bir hayat arıyorlardı. Aralarında gizlenerek dolaşmaya çalışan MJ'in fazla vakti yoktu. Kim bilir ne zamandır aç olan ruhlar onun kokusunu almadan Gerard'ı ele geçiren ruhu bulmalı, onu mühürlemeliydi. Cebinden çıkardığı yüzüğü yanlışlıkla yere düşüren genç kız panikle yüzüğün peşinden koşarken, yerdeki parlak cismi farkeden hapsolmuş ruhlardan biri yüzüğü alıp kayboldu.

Karanlığın içinde bastıran sisin arasında kaybolan MJ, duyduğu sesle irkildi. Derinden gelen hırıltı sesleri giderek yaklaşıyor, keskinleşen çürümüş et kokusu adeta burnunun direğini sızlatıyordu. Arkasını döndüğünde ona doğru hızla yaklaşan kızgın ruhla gözleri çarpıştı. Yaklaşan tehlikenin farkında olan ruh intikam içinde genç kıza doğru ilerlerken, tam da ihtiyacı olduğu anda ayağına kadar gelen fırsatı kaçırmayacaktı. Avcı olarak geldiği bu yerde av olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan MJ, gücü tükenmek üzere olan ruh için Margaret'ın yorgun bedeninin aksine sıcacık genç bir bedene sahip olma şansı doğurmuştu. Hız kesmeden koşmaya devam ediyor, koştukça ciğerleri şişiyordu. İyiden iyiye tıkanan nefesi ve koşmaktan uyuşan ayakları onu daha fazla taşıyamayacaktı.

Gözlerinin görmediği, kulaklarının duymadığı ve yürüyemediği noktaya geldiğinde kendini bırakmayı düşündü. Bedeninin ona hiçbir faydasının olmadığı bu yerde duyularını kullanarak harekete geçmeliydi. Burada ihtiyacı olan tek şey sezgileriydi. Koşmayı bıraktı ve gözlerini kapattı. Kalan son kuvvetini de zihnini açmak için kullanmış ve başarılı olmuştu. Gözlerini kamaştıran ışığa doğru koştuğunda, yukarıdan sarkan merdivene doğru tırmanmaya başladı. Son adımını atacakken bacağından yakalayan ruh, onu aşağı doğru çekmeye çalışıyordu. Ayağıyla ruhtan kurtulmaya çalışırken dengesini kaybeden MJ, karanlığa doğru süzülürken son anda gerçekleştirdiği hamleyle halata sıkı sıkıya tutundu ve kendini yukarı doğru çekti. Zorlu yolculuğu sonrası uyanan genç kız, tek başına dönmemişti. Uzandığı kanepenin ucunda duran ruh kitabını alacakken Gerard'ın ele geçirilmiş bedeni uyandı ve genç kızın kolundan tuttu. Olayın şokuyla ne yapmaları gerektiğini bilmeyen ikili, korku dolu gözlerle hamle yapmayı bekliyordu. Kolunu kurtaramayan MJ, göz hizasında duran kitapta yazılı olan sözleri okumaya çalışıyordu.