Yetmiş Sekizinci Bölüm

16.2K 1.6K 2.1K
                                    


İyi bir savunmanız yoksa sisten krallıklara yenilirsiniz. Gücünüz yetmez. Dünya üzerinde sandığımızdan çok daha fazla kötü insan var ve tabii ki iyiler de azımsanacak kadar az değil... Ben hayatımın büyük bölümünde kötü insanlarla karşılaştım. Sizden bir şey saklayan insanlar kötü müdür, o konuda hâlâ fikirlerim net değil. 

Babam ağzını açmıyor ve ben de ona bir şey soramıyorum. Dertlerimi dinleyen tek bir insan var o da Karahan. Yollarımız ne zaman ayrılacak bilmiyorum ama şu an için kesiştiği güne şükrediyorum. Karahan olmasaydı şu an çok daha zor bir durumda olabilirdim. Belki Galatasaray hukuk'u bitirmiş biriydim, her şey daha da kolaydı. Ama bilemiyorum işte... Neyin iyi ne yin kötü olduğunu bilemiyorum. İnsanım ve görebileceklerim sınırlı. Kim iyi kim kötü bilemiyorum. 

Günlüğümle başbaşa kaldığımda telefonumu sessize alırım ancak bu sefer almayı unutmuşum. Çalan telefonumun sesiyle tüm ilgim dağıldı. Arayan Seyhan beydi.

''Buyurun Seyhan bey.''

''Nasılsın evlat?''

''İyiyim efendim siz?''

''İyiyim ben de neler yapıyorsun bakalım? Bu saatte aradım ama fırsat bulamadım gün içinde.''

''Önemli değil Seyhan bey, kitap okuyordum.''

''Kemal bey nasıl? O neler yapıyor iyi mi?''

''O da iyi çok şükür.''

''Oğlum senden bir şey isteyebilir miyim?''

''Tabii ki Seyhan bey buyurun.''

''Eray seni arama sebebim Karahan. Son zamanlarda iyice umursamaz oldu, canını sıkan bir şeyler mi var? Sana bir şey anlattı mı?''

''Hayır Seyhan bey, gayet iyi görünüyor.''

''Beraber yaptığınız bir şeyler var mı? Ne bileyim gezersiniz tozarsınız gençsiniz sonuçta...''

''Yok Seyhan bey, derslerden fırsat bulamıyoruz. Malum son senemiz...''

''Biliyorum haklısın. Yine de Karahan ile konuşursan, beni bilgilendir evlat.''

''Peki Seyhan bey.''

Dİyerek telefonu kapattım ve ''tabii ki bilgilendirmeyeceğim ajan mıyım ben ya'' diyerek kendi kendime mırıldandım.  İyiden iyiye rahatsız oluyordum her şeyden. Babamı karşıma alıp konuşmanın vakti gelmişti.

Odadan dışarı çıkıp salona babamın yanına gittim.

''Baba bana anlatmak istediğin bir şeyler var mı?''

''Ne oldu Eray? Nasıl bir tavır bu?''

''Afedersin baba sadece artık yoruldum ve ne olur benden bir şey saklama.''

''Oğlum senden bir şey saklamıyorum. ''

''Kendimi öldürürüm. Artık bıktım.''

''O nasıl laf Eray. Bahçeye çıkalım hava al biraz...''

''Tamam çıkalım hadi.''


Bahçeye çıktığımızda babam ''yarın beraber bir hamam gider miyiz oğlum?'' diye sordu.

''O nereden çıktı baba?''

''Gidelim işte... Sen hiç hamama gittin mi? Gerçi eskisi kadar kalmadı...''

''Gitmedim baba. Karahan'ı da çağıralım mı?

''Yok. Baba oğul gidelim.''

''Peki babacağım ama konuyu unutmadım. Her şeyi anlatacaksın bana.''

''Eray oğlum tamam burada konuşmayalım şimdi.''

''Nasıl burada?''

''Yarın konuşuruz, biraz başım ağrıyor.''

''Tamam yarını da bekleyelim o halde.''


Hayatımda ilk defa bir yarını iple çekiyordum. Neler olacağını bilmiyordum ama bu oyunun bitmesini her şeyden çok istiyordum. İnsan hamama gitmeyi iple çeker mi? Çekiyor işte...

Etrafındaki herkesbir şeyler saklayınca, insan hamam da bile neler olacağını merak ediyor. 

Hamam giren terler derler babamı iyi bir terletmenin vakti geldi de geçiyordu.


^^Bulut kalpliler yorum yağmurunuzu bekliyorum dememe gerek yok sanırım^^

Gökkuşağına Aşık Aptal Bir Bulut #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin