Yetmiş Dördüncü Bölüm

22.1K 1.9K 2.2K
                                    


Belki de Karahan ile daha yeni yeni tanışıyorduk. Çok nezih bir adamdı kendisi farklı dünyalarda yetişmitik ve o kime nasıl davranacağını benden çok daha iyi biliyordu. Aşırı derecede kibar ve anlayışlıydı ancak zaman zaman deli tarafını da ortaya çıkarıyordu. Ona hiçbir şey soramıyordum. Konu onun ailesine geldiğinde bir sır küpüne dönüyordu. Bense her şeyimi ona anlatabiliyordum. Benden sakladıkları umrumda değildi ama bir gün benim hayatıma dahil olup olmayacağını çok merak ediyordum.

''Kardeşim doğum gününü beğendin mi?''

''Teşekkür ederim kardeşim hiç unutamayacğım bir gün ce gece yaşamış oldum.''

''Daha ne geceler yaşayacağız be Eray. Ortalığı yıkacağız hep birlikte...''

''Nasıl olacak o?''

''Halledeceğim ben.''

''Neyi halledeceksin kardeşim anlamıyorum.''

''Geleceğimizi...''

''Geleceğimiz bir şekilde şekillenir. Bunun için fazladan bir enerji harcamana gerek yok ki...''

''Peki öyle olsun ama ben yine de elimden geleni yapıp, ikimizi de zirveye taşıyacağım.''

''Nasıl zirve?''

''Mesela sen bu ülkenin en güçlü kalemi olacaksın.''

''Nasıl olacak o?''

''Çünkü yazıların çok iyi kardeşim. Beni bile etkiliyorsan herkesi etkilersin ve birçok hayata umut ışığı olabilirsin.''

''İnşallah kardeşim. Peki sen hangi zirvede olacaksın?''

''Ben de Merdoğlu grubu oradan oraya taşıyacağım.''

''Nereden nereye?''

''Ya ne bileyim taşırım bir yerlere işte.''

''Baban işlerin başında nasıl olsa çok da dert etme.''

''Babam ne kadar daha işlerin başında kalır ki? Eninde sonunda tüm bu işler başıma kalacak. İnşallah altından kalkabilirim. Zora düşersem bana yardım eder misin?''

''Ederim tabii ki kardeşim.''

''İyi o zaman ben de sana yazdığın kitap konusunda yardım ederim.''

''Aman eksik kalsın kardeşim ben hallederim.''

''Neden ya? Ben de çok güzel yazıyorum.''

''Haklısın kardeşim istediğin hatuna çok güzel yazıyorsun.''

''Hahaha fırsat kalmıyor ki kardeşim. Onlar bana yaza yaza kitap gibi oldum.''

''Fena mı kardeşim sen de aşk üzerine bir şeyler yazarsın.''

''Ben aşktan anlamam.''

''İyi anlama bakalım.''


Okulun bahçesinden Karahan'la sohbet ettiğimiz sırada yanımıza Mustafa geldi.

''Mutlu yaşları Eray.''

''Teşekkürler Mustafa.''

''Bu yaşına da sap girdin be Eray.'' dedi Alp.

''Sana mı soracak lan nasıl gireceğini üç harfli'' dedi Karahan.

''Şaka yaptık şakadan da anlamıyorsunuz.''

''Şakanızı başka yerde yapın. Tadımız kaçmasın.''

''Eyvallah.''


Onlar yanımızdan gittikten sonra Karahan ile okuldan ayrıldık. Devamsızlık sorunumuz olmadığ için derse girmedik. Kapıdan çıkacağımız sırada bizim sınıftan daha önce hiç konuşmadığımız Fulya yanıma gelip omzuma dokundu, 

''Doğum gününmüş yeni öğrendim. Mutlu yaşlar Eray.'' dedi.

''Teşekkür ederim Fulya.''

''Nereye gidiyosunuz? Derse girmeyecek misin?''

''Girmeyeceğiz. İşlerimiz var.''

''Peki o zaman daha sonra konuşuruz.''

''Tamam, görüşürüz...''

Fulya kendi halinde sıradan bir kızdı. Duru bir güzelliği vardı ve benim gibi burslu okuyordu. Ailesi hakkında hiç bilgim yoktu. Daha önceleri de hiç konuşmamıştık. Bu okuldakilere benzemiyordu. Diğer kızlar gibi havalı değildi, onlar gibi giyinemiyordu. Lisedeki bana o kadar çok benziyordu ki, bu zamana kadar onunla neden konuşmadığımı sorgulamaya başlamıştım. Başımdaki dertler yüzünden etrafımdaki insanları göremiyordum. Gökkuşağına kavuşmanın tek yolu görmeye başlamaktı ve ben bir çift mavi gözle yeni yaşımın ilk gününde karşılaşmıştım.


''Aşk aptallıktır ama kalbe iyi gelen bir aptallık.'' 

Günlüğüme düştüğümü bu cümle ile günü sonlandırdım. Omzuma dokunan güzel bir elin hafifliğiyle uyudum o gece...

Sen sevda mısın yoksa yalan dolan,

Püsküllü belam olup derde salan...

Var bir yaşanmamışlık sanki özünde,

Benim içimde uhde kalan...


^^ Bulut kalpliler yorum yağmurunuzu bekliyorum (kalp kalp kalp) ^^


Gökkuşağına Aşık Aptal Bir Bulut #Wattys2016Where stories live. Discover now