Chapter 38

414 35 32
                                    

Londra'da gökyüzü her zamanki gibi yağmurluydu, fakat sıcaklık fazla düşük değildi. Arada bir çiseleyen yağmur, biz Maserati'ye binmek için dışarı çıktığımızda durmuştu. Zayn elimi tutmuş, hızlı adımlarla yürüyordu ve ben, ben de hızlı yürüyordum. Başka türlü ona yetişmek mümkün değildi ki.

Birazdan ailesi ile ilgili bilgiler öğrenecektim ve kalbim çok hızlı çarpıyordu. Zayn bana güvenip geçmişinden bir parça anlatacaktı, bu özel bir andı. Bana yavaşça güvenmeye başlıyordu ve bu da bu güvenin kanıtıydı.

Arabaya bindiğimizde Zayn, anahtarı çevirdi. Birazdan çalışmaya başlayan akü sayesinde soğuk araba havası ısınırken, sabırsızca ona döndüm.

"Anlat artık Zayn!"

Aldırmadan yol ile ilgilendi. Arabayı ustaca park yerinden çıkararak asfalt yolda sürmeye başladı. Hava, gündüz olmasına rağmen oldukça karanlıktı fakat farları yakma gereği duymadı. Bir-iki dakika sonra, konuşması için umudumu kestiğim sırada, bana döndü.

"Bir kız kardeşim daha vardı." Dedi sakin bir sesle.
"Ben, Waliyha ve en küçüğümüz olan Safaa. Üç kardeştik."

Dikkatle ona bakıyordum. Oysa yola bakıyor ve biraz durgun görünüyordu.

"Babam, annem ve kardeşlerim; biz mutlu bir aileydik. Bir sorun dışında."

"Maddi durumumuz pek iyi değildi ve büyüdükçe bu durum beni daha çok rahatsız ediyordu. Aileme yardımcı olmak için çalışmam gerekiyordu, her ne kadar onlar bunu yapmamı istemeseler de."

"On sekiz yaşımda, okulu bırakmadan, bir lokantada part-time çalışmaya başladım. Maaşı fazla değildi ama yine de hiç yoktan iyidir diye düşünüyordum. Sonra... Bir müşteri ile kavga ettim."

"O zamanlar çıktığım bir kız vardı ve dürüst olmak gerekirse Niall, ona kendimi fenâ kaptırmıştım. Çok gençtim ve bildiğin saftım. Kız beni aldatıyordu. Onu aldattığı sevgilisiyle, çalıştığım lokantada gördüm. Durumu anlayınca çocuğa saldırdım ve bir güzel dövdüm. Ve sonra da bir güzel işten atıldım."

Yola bakarken içten olmayan bir şekilde güldü. Ardından omuz silkti.

"İşe bak, bir kaç adam, o çocuğu dövüşümden etkilenmişti. Tehlikeli işlerle ilgileniyorlardı ve açıkçası benim gibi güçlü, genç, ve saf birine ihtiyaçları vardı. Önceleri buna sıcak bakmıyordum; benden istedikleri her şey yasa dışıydı ve işimi ailemden saklamak zorundaydım. Eğer öğrenirlerse asla böyle bir işte çalışmama izin vermezlerdi. Ama bu işte çok para vardı, o kadar çok ödüyorlardı ki bana. Buna kandım ve çalışmaya başladım, her gün uyuşturucu satımı yapıyordum. Başka ülkelere gidecek arabalar ayarlıyor ve tek bir polise yakalanmadan, bir sürü satım yapıyordum. Zevk için de kafeste dövüşüyordum, üstüme bahis oynuyordum ve bundan da çok kazanıyordum. Her şey çok hızlı ilerliyordu ve adamlar benden memnundu. Hep daha fazla ödüyorlardı."

"Bir gün annem, ceketimin cebinde uyuşturucu paketi buldu. Söylemeyi unuttum sanırım, ben de arada bir kullanıyordum. Satıp da kullanmamak olur mu? Abartıyordum hatta bazen."

"Annem bana her şeyi anlattırdı ve sonra da iyi bir tokat attı. Bir daha asla orada çalışmayacağımı söyledi. Açıkçası annemin sözünü dinledim, zaten bu hayat bana da kötü gelmişti. O zamana kadar iyi biri olmuştum fakat şimdi, cehennem kapılarını bana açıyordu."

Yine içten olmayan bir şekilde güldü.

"Diğer gün işe gittim ve artık çalışmayacağımı söyledim. Hatta en son yaptığım birkaç satıştan kazandığım paraları da verdim ve oradan çıktım. Her şeyi hâlllettiğimi, artık orada çalışmayacağımı sanıyordum. Ne kadar da aptaldım."

"O gece evimize baskın yaptılar, silahları vardı. Saklandık fakat küçük kardeşim Safaa, biz ne olduğunu anlayamadan vuruldu. Küçük bedeni yere düşerken, silah sesleri devam ediyordu ve babam tam o an, kalp krizi geçirdi."

"Annem küçük kızını ve kocasını kaybetmişti, ayrıca bana çok kızgındı. Ben ve Waliyha'ya rağmen toparlanamadı. Onu bir ruh sağlığı kliniğine yatırdık. Hâlâ orada, ama benden nefret ediyor. Onu ziyarete gittiğimde durumu kötüleşiyor ve ben de, bu yüzden gitmiyorum. Waliyha ise, ilk zamanlar bana çok kızgındı. Fakat tek ailesi bendim ve benden başka kimsesi yoktu. Ayrıca annem ve babam artık olmadığından, şimdi tümüyle parasız kalmıştık. Ben de o işlere geri döndüm, ve hepsini öldürdüm. Ve gördüğün gibi Niall, şimdi bu sektörün kralıyım. İntikamımı aldım."

İç çekti.

"İşte, hepsi bu kadar."

UNKNOWN (ZIALL/ TÜRKÇE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin