Chapter 14

475 35 10
                                    

Writer's POV :

"Hassiktir! Biliyordum böyle olacağını!"
Zayn Maserati'yi son sürat kullanırken bağırdı.
"Malları bulurlarsa ne halt edeceğiz? Lanet olsun!"
"Bay Zayn, lütfen arabayı dikkatli kullanın. Bunların üzerine bir de kaza-"
"Kes sesini Edrick!" Zayn bir kez daha bağırdı.
"Umrumda değil! Bu sektörün kralı olup yakalanmak nasıl bir şey biliyor musun? Bu çok aşağılayıcı! Hepsini öldüreceğim!"
Edrick iç çekti ve camdan bakmaya başladı. Gözleri belirli aralıklarla dikilmiş ağaçlarda gezinirken Zayn'in bazen çok çekilmez biri olduğunu düşünüyordu. Zayn çok çabuk ve çok sık sinirleniyor ve böyle zamanlarda mantıklı düşünemiyordu. Ayrıca her şeyde bir kusur arardı ve nadiren bir şeylerden memnun kalırdı. Edrick bu nedenlerden ötürü istemese de patronunun yalnız öleceğini tahmin ediyordu.

Zayn gaza sanki imkanı varmış gibi daha çok köklendi ve sert yüz hatları daha çok gerildi. Eğer polisler arabayı durdurmuş ve malları bulmuşlarsa... O zaman hepsini, herkesi öldürürdü. Bu onun için hiç sorun olmazdı. Tek kurşunla yakın duran iki kafayı ard arda vurduğunu düşündü ve gülümsedi. Ne eğlenceli olurdu ama.

Niall's POV :

İki bölüm Friends izledikten sonra yumuşacık kanepeden kalktım. Kimileri bu dizideki gülme efektlerinin fazla ve esprilerin soğuk olduğunu düşünse de, ben bu diziyi çok seviyordum. Her çarşamba ve pazar akşamı Friends izlemek benim rutinimdi.

Ayağa kalktım ve gerindim. Ardından aklımdan evi gezmek gibi bir düşünce geçti. Aslında fena fikir değildi ancak Zayn bunu fark ederse hiç hoş karşılamazdı. Belki de görmemi istemediği şeyler vardı?

Görmemi istemediği şeyler... Evi kesinlikle aramam gerektiğini düşündüm.

Birincisi; ne olabilirdi ki? Her şeyi bulduğum gibi yerine yerleştirir ve hiçbir şey karıştırmamış gibi yapardım. İkincisi; Zayn'e aşıktım - evet, bunu artık kabullenmiştim- ve onun hakkında bir şeyler bilmek istiyordum.

Yatak odasına yavaş adımlarla girdim. Eğer yaptığım günah ise Tanrı'dan beni affetmesini diledim.

Bir de annemin beni izliyorsa bunu bir saatliğine bırakmasını.

Yatağın baş ucundaki çekmeceleri açtım. Birkaç kol düğmesi ve el feneri dışında boştu. Ayağa kalkıp Zayn'in kıyafet dolabını açtım. Açmamla birlikte gözlerim irileşti ve ağzım aralandı. Burada... Hayatımda görmediğim kadar çok pahalı kıyafet vardı. Pantalonlar, ceketler, gömlekler... Hepsi de mükemmeldi ve... Zayn gibi kokuyorlardı.

Dolaba bir süre büyülenmiş şekilde baktıktan sonra, sonunda karıştırmayı akıl ettim. Dolabın zemininde ve askıların arasında ellerimi gezdirdim fakat normal olmayan hiçbir şey yoktu. Hayal kırıklığıyla dolabı kapatıp odadan çıktım. Belki salonda bir şeyler bulabilirdim?

Zayn's POV :

New York, artık akşam olmasına rağmen hatırladığım kadar canlıydı. Eğlence merkezleri ve pub' ların görevi şimdi başlıyordu ve halk hava karardıkça sanki daha çok hareketleniyordu.

Lakin bunlar beni ilgilendirmiyordu.

Şehrin kuzeyine doğru ağaçlık bir yoldan boylu boyunca uzanan kara yolunda Maserati'mi kenara çektim.

İşte burasıydı. Koordinatlarda mallarımı satacağımı belirlediğim yer burasıydı. Gönderdiğim araba ve adamlarım eğer 19:00'da burada olurlarsa her şey yolunda demekti.
Bunun için beş dakika olduğunu gördüm ve asfaltta bozuk bir daire çizerek volta atmaya başladım. Dört dakika... Üç dakika...

Niall.

Niall napıyordu acaba?

Niall's POV :

Tamam, evde Pandora'nın kutusunu falan bulmayı beklemiyordum. Fakat evde özel hiçbir şey yoktu, hiçbir şey. Evet herkes evde bir şeyler saklamazdı, ama Zayn'in bir fotoğrafı bile yoktu. Evde kişisel sayılabilecek tek şey eski evimdeki salonun iki katı büyüklüğündeki bir kitaplıkta bulunan kitaplardı, ki onları da karıştırdığımda bir kıvrık ya da ayraç bile olmadığını görmüştüm.

Yorgun adımlarım beni sıkkınlıkla yatak odasına götürdü. Kendimi yatağa attım ve Zayn'in yastığına sarıldım. Evde yalnız bırakılmış küçük bir çocuk gibi hissediyordum kendimi. Sahi... Öyle bir film izlemiştim. Küçük Tommy'i ailesi yeni evlerinde yalnız bırakıyordu ve Tommy küçük bir kutu buluyordu... Yatağın altında.

Kendimi zemine attım ve beyaz tüylü yumuşacık halı tenimi gıdıklarken, ellerimi yatağın altına soktum. Evet! Bir kutu vardı burada. Hem de büyük bir kutu. Onu yatağın altından çıkardım ve halının üzerinde bağdaş kurup kutuyu kucağıma yerleştirdim. Ciğerlerimden derin bir nefes aldım ve kutunun kapağını yavaşça açtım.

Y/N : Multimedyada Edrick var. 🙃

UNKNOWN (ZIALL/ TÜRKÇE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin