Chapter 36

415 34 24
                                    

Niall's POV :

Zayn kollarını boynuma sararak öpücüğü derinleştirirken, dudaklarımın arasından istemsizce bir mırıltı kaçtı. O ilk kez kollarını boynuma sararak sarılıyordu, bu bana çok farklı şeyler hissettiriyordu.
Kendisini bana bastırdı ve bu kez onun dudakları arasından bir inleme kaçtı. Gittikçe ileri gidiyordu ve bunun olmasını istiyordu, ama ellerimle onun göğsüne baskı uygulayarak onu durdurdum. Dudaklarımızı ayırdığımda şaşkınca bana bakıyordu, dudakları dolgunlaşmış ve kızarmıştı. Özellikle de alt dudağı... Neler düşünüyordum ben?

"D-durmalısın." Dedim nefes nefese. Biçimli kaşları çatıldı.

"Neden?"

Sesinde bir sabırsızlık vardı, bunu algılayabiliyordum. Ama hayır, bunu şimdi onunla yapmayacaktım. Bu ona verdiğim bir ceza falan değildi, sadece bunca şey olmuşken içimden gelmiyordu. Her yara o kadar tazeydi ki; uyuşturucu iğnesi izleri hâlâ kollarımdaydı. Çok canım yanıyordu, Zayn'e her baktığımda aklıma beni bırakıp gittiği anlar geliyordu.

"Üzgünüm Zayn, ben sadece... Şimdi bunu yapmak istemiyorum."

Yere baktı ve güldü.

"Beni böyle mi cezalandırıyorsun, gerçekten mi? Benimle seks yapmayarak mı?"

Yanaklarımın kızardığını hissettim ve başımı iki yana salladım.

"Saçmalama! Sadece bunu yapmak istemiyorum."

Küstahça bakarak kaşlarını kaldırdı.

"Gerçekten istemiyorsun, öyle mi? Bence tekrar düşünmelisin." Dedi ve bana doğru birkaç adım attı. Nefesini hissedebileceğim kadar yakına geldiğinde başımı yere doğru eğdim. Yumuşak halıya bakarken Zayn'in kokusunu rahatça alabiliyordum, fazla yakındaydı.

Çenemden tuttu ve başımı yukarı doğru kaldırdı, gözlerimizi birbirine kenetledi. Gözlerinde yine o keskin bakışlar hâkimdi, arzuyla koyulaşmış, parıldayan bakışlar...

Fakat Zayn bilmiyordu. O elbette beni baştan çıkarabilirdi, bunu kolayca yapabilirdi. Ama ben bunu, beni baştan çıkaramadığı için reddetmiyordum. Ben bunu gerçekten istemediğim için reddediyordum.

"Bunu yapmayacağım Zayn, ama söylemeliyim ki sen çok harika-"

"Kes!" Diye bağırdı birden. Ürkmüştüm.

"Sen, sikeyim, sen beni istemiyorsun!" Sinirle konuştu ve gidip mor, yastıkları özensizce yerleştirilmiş kanepeye oturdu.

"Şu anda istemiyorum Zayn. Bu sadece şimdi bulunduğumuz durumla ilgili. Başka bir şeyle ilgisi-" sözümü tekrar kesti.

"Tamam Niall, cidden."

Ensesindeki saçları karıştırdı ve bıkkın bir nefes verdi. Canı sıkkın görünüyordu. Onu üzgün görmek istemiyordum.

"Seni uyutmamı ister misin?"

Başını kaldırdı ve bana baktı. Çok geçmeden sakin bir sesle cevap verdi.
"Şey... Neden olmasın."

Elini tuttum ve onu kanepeden kaldırdım. Yavaş adımlarla onu yatak odama götürdüm. Üstündeki kıyafetlere baktı ve bana döndü.
"Bana giyecek bir şeyler verir misin?"

"Elbette." Dedim ve onun için dolabımdan bir eşofman altımı ve bol bir t-shirt'ümü çıkarttım. Üstündekileri çıkarıp onları giydikten sonra, uysal bir şekilde yorganı açıp yatağıma yattı.

Yanına yattım ve onu göğsüme doğru çektim, tıpkı tanıştığımız gece yaptığım gibi. Başını göğsüme koydu ve tüm vücut ağırlığını üzerime bıraktı. Yorganı iyice üzerimize doğru çektim, nedense üşüdüğü hissine kapılmıştım.

"Seni çok seviyorum Niall," diye fısıldadı tenime doğru. Kalbim çıkacak gibi oldu ve tüm vücudum kasıldı.

"Ben de seni çok seviyorum Zayn,"

Rahatlamış bir nefes verdi ve beyaz göğsüme tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu.

Birkaç dakika sonra uykuya dalmıştı. Ve evet; ona hâlâ çok kırgındım, evet, o kötü şeyler yapıyordu. Ama şu an burada, göğsümde uyurken... O benim gördüğüm en masum şeydi.

UNKNOWN (ZIALL/ TÜRKÇE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin