26.

1K 117 38
                                    

☔️☔️☔️

2 Hafta Sonra

"Hayır Sehun."

Sabahtan beri kurduğum tek cümle buydu sanırım.

Sehun açıklama yaptıktan sonra giden profesörün ardından soluğu yanımda almış, hain planları önderliğinde beni ateşe sürüklemeye çalışıyordu. "Neden sürekli itiraz ediyorsun, bunun güzel olacağını biliyorsun!'' dedi. Küçük bir çocuk gibi mızmızlanıyor, sabah erken kalkmamın verdiği öfkeyle daha da kuduruyordum.

Derin bir nefes verip, elimi masaya vurdum. Tehditkar olmalıydım. Geri çekilmesini gerektirecek kadar hem de. Sehun'un korkma sınırını düşünürsek olayı baya zorlamam gerekiyordu. "Ben oraya insanlara yardım etmek için gidiyorum, başka bir şey için değil.'' dedim dişlerimin arasından tıslayarak. Bana kısa bir bakış atsa da elini yeniden koluma dolayarak, başını omzuma dayadı.

''Bende saat başı o yakışıklı sevgilinle oynaş diye git demiyorum.''

Yüksek sesi birkaç kişinin bize dönmesine neden oldu. Başına hafif bir tokat indirdim. "Biraz daha bağıramaz mısın? Bak arka sıradakiler duyamadı.''

"Yah! Acıttın." Kafasını benden uzaklaştırıp, masanın üstüne oturarak uzun bacaklarını sallandırdı.

Bu durum sınıftaki birçok kızı uyarmış gibi bakışlar bir anda bize dönmüş, gözlerin odağı Sehun olmuştu. Lanet pezevengin yaptığı her hareket dikkat çekiyor, bütün gözlerin bizi dikizlemesine neden oluyordu. Eh, o bu durumdan çok memnundu ama benim aynı düşündüğüm söylenemezdi. Uzakta kalmayı seven bir insan sürekli göz önünde olmayı nasıl isterdi ki?

Elini gözümün önünde salladığını çok sonradan fark ettim. Gözlerimi ona çevirip, kitaplarımı kollarımın arasına aldığım gibi amfinin çıkışına doğru ilerledim."Deli gibi kıskanmayı bırak. Çocuğu elinden kaçıracaksın yoksa!" Sehun arkamdan gelirken bağırdı. Uzun bacaklarıyla saniyesinde yanıma yetişirken, başımı iki yana salladım.

''Jongin'de gözün olduğunu bu kadar belli etme.''

Ağzını açıp, şaşkın bir nida çıkardı dudaklarından ."Aman! Senin götüm kılıklı sevgiline kaldım sanki.''

Gözlerimi devirmekle yetindim.

Tabi, sen herife götüm kılıklı de.

''O zaman neden tek sorunumuz oymuş gibi dakika başı onun hakkında konuşuyorsun?" Yanımızdan geçen eski sınıfımdan bazı insanlara başımı eğerken sordum. Hava o kadar güzeldi ki, kışın çalışamadığını bahane eden öğrenciler hiçbir çareleri yokmuş gibi okula akın etmiş, bahçelerde yayılmışlardı.

''Aramızda başı bağlı olan biri var, evermeden rahat uyuyamayacağım.''

''Tek derdim buydu, teşekkürler.''

''Kyungsoo...'' Sevimli bir sesle koluma bir kez daha dokundu. Başımı öfkeyle ona döndürürken, ''Hayır, hayır ve hayır Sehun!'' dedim. Ne diyeceğini biliyordum. Sabahtan beri söylediği gibi: Staj yerini Jongin'in hastanesi olarak seç Kyungie~ Elleşmek de basit olur.

''Hayır penguen kılıklı kendini beğenmiş, sorunumuz bu değil." Dediklerinin hangisine kızacağımı kestiremeden etrafa temkinli bir bakış atıp kulağıma eğildi. "Han Seul burada."

''İyi de onun bölümü burada değil ki.'' Şaşkınlığıma engel olamadan mırıldandım.

''Parası bitmiştir,'' Parmaklarıyla belli etmeden koridordan gayet bize baka baka gelen Han Seul'un bacaklarını işaret etti. ''Götünü kapatacak eteği kalmamış demek ki.''

On A Rainy Day // kaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin