gxg// 14

4.9K 274 113
                                    

"Hey hey hey! O şeye asla binmem!" kolundan çekmeye devam ederken mızmızlanıyordu. Ranger'a bindirmeye çalışıyorum ama o binmek istemiyordu. Lunaparklarda en sevdiğim araç Ranger'dı ve ona binmek istiyordum. Ama Becky korktuğunu ve midesinin bulandığını söylüyordu. Kolundan çektirmeyi bırakıp öylece yüzüne baktım.

"Hadi ama o çok eğlenceli! Ne istiyorsun, çarpışan arabalar mı?"

"Eveeet!" diyerek bileğimi yakaladı ve çarpışan arabaların olduğu standa koştu. Yüzüm asılırken, bunun bir rüya olmasını diledim.

"Lütfen ama lütfen, bunun şaka olduğunu söyle." iki jeton aldıktan sonra kaşlarını çatarak bana baktı. "Hayır, bu bir şaka değil?"

"Teşekkürler." dedim zorla gülümseyerek. Kıkırdayarak görevliden araç istedi. Beni mora, onu ise pembeye yönlendirdiler. Oturup içinde, ne yapacağımı düşündüm. Etraftaki arabalar çalışmaya başladı. Çok geçmeden biri bana çarpmıştı. Sarsılırken ufak bir çığlık attım. Pedallara rastgele basmaya başladım. Direksiyonu büyük ciddiyetle kavrarken içime hırs duygusu doldu ve ardından araba ilerlemeye başladı. Yeni ilerlemiş olmama rağmen bir kaç kez darbe yemiştim. Bu darbelerin geldiği yöne baktım. Becky!

Bana kahkaha atarken gözlerimi kıstım ve arabayı son hızla ona vurdum. Mavi saçları dağılırken kafasını direksiyona çarpmıştı. Kendimi tutamadım ve güldüm.

"Oyun mu istiyorsun Skylar?" Ben gülmeye devam ederken o sinirli bir şekilde bana bakıyordu. "İstediğin oyun olsun o zaman." Sinsice sırıtıp gaza bastı. İçimi korku sararken gaza basıp ondan kaçmaya başladım.

Önüme gelene çarparken tek hedefim ondan kaçmaktı. Biri bana sertçe çarptığını bunu Becky sanmıştım. Ama o değildi. Tanımadığım bir erkekti.

"Özür dilerim, bir şeyin yok ya." derken gülümsüyordu. Aniden çarptığı için biraz başım dönmüştü. Ama hemen kendimi toparlayıp olanların farkına vardım geçte olsa.

Çocuğa gülümseyerek cevap vermek için dudaklarımı araladım. Ama ben konuşamadan çocuğun kafasına ayakkabı geldi.

"Ondan uzak dur, yakışıklı erkek!" evet. Bu Becky'di.

Çocuk neler olduğunu anlamak için etrafa bakındı kafasının yanını tutarken. Az önceki gülümseme yerine ağlayacak gibi bir yüzü vardı. Kendimi kasarak gülmeye başladım.

"Ne yapıyorsun sen?" dedi çocuk ayakkabı fırlatanın Becky olduğunu fark ettiğinde. Becky arabayı sürerek yanımıza geldi ve çocuğa çarptı. O yanımızdan kayarak uzaklaşırken Becky arkasından bağırdı.

"Sevgilimi pis etkenlerden koruyorum!" Becky'e gülerken kafamı çocuğa çevirdim. Kenara gitmiş, inmeye çalışıyordu.

"Ayakkabımı bana geri getir uyuz!" dediğinde çocuk korkarak arabadan ayakkabıyı aldı. Bir sürü arabaya rağmen yanımıza gelip Becky'e ayakkabısını verdi. Bir kaç kişi ona çarptıktan sonra nihayet uzaklaşmıştı.

"Ne yaptın sen az önce?" diyerek güldüm.

"Sevgilimi korudum." diyerek omuz silkti. Ayakkabısını ayağına geçirirken görevli süremizin bittiğini söyledi. Arabalardan inip oyun alanından uzaklaştık.

"Başka ne yapmak istersin?"

"Hmmm, hız treni?" öylece aklıma gelen ilk şeyi söyledim.

"Bence korku tüneli!" derken gözleri parlıyordu. Sanırım bugün onun günü olacaktı. Kabul ettim ve beni sürüklemesine izin verdim.

İki jeton verdiğinde trendeki yerlerimizi almıştık. Korkuyordum ve soğuk terler döküyordum.

Tanrım, orada bana yardım et.

Tren çalışmaya başladığında gergin olduğum için önümdeki koruma demirine tutundum. O kadar sert tutuyordum ki Becky'nin elimi tutuğunu fark etmemiştim. Ona zoraki gülümseyerek önüme döndüm ve karşımıza çıkacak şeyi bekledim. Arkamıza baktığımdan, bizden başka kimse olmadığını gördüm. İşte şimdi sıçmıştım.

Tren karanlığın sessizliğinde ilerlerken kulağıma korkunç sesler gelmeye başladı. Baykuş seside eklenince gözlerimi sıkıca yumdum. Becky gülüyordu. Ardından acı dolu bir çığlık tünelde yankılandı. Kendimi tutamayıp çığlığı bastım. Becky 'vaaaohh' diye sesler çıkarırken ben çığlık atıyordum. Ardından heryer sessizleşti. Gözlerimi açıp etrafa baktım. Karanlıkta gözlerim önüne çeşitli şey geliyordu. Uzun sürmeden önümden bir şey geçti. Becky'e sokuldum.

"Neydi o?"

"Sadece oyuncak hepsi. Gerçek olmadıklarını biliyorsun." Dedi bana.

"Tabiki de biliyorum!" BİLMİYORDUM.

Etrafta korkunç sesler atıyordu. Önümüze iskelet düştüğünde ayaklarımı yere vurarak deli gibi çığlık atmaya başladım.

Sikeyim! Cidden korkmuştum!

Çığlık atmam durmuyordu ve tamamen psikolojikmendi. Ama o beni susturdu. Beni Becky susturdu.

Dudağımı öpmeye başlayınca bedenimdeki tüm kan çekilmiş gibi hissettim. Tüm kan dudaklarımda toplandı ve her yerim buz kesildi. Hemen sonra dudaklarıma toplanan kan vücuduma yayıldı ve ben alev aldım. Tüm korkum ve endişem kül olmuş, uçmuştu. Arkadan gelen sesler dahi beni korkutmadı. Dudakları engel oldu.

Yüzüme ışık vurunca Becky'den ayrıldım. Hemen sonra tur bitmişti. Trenden indik. Ben nefes nefese kalmıştım ve bunun sebebi korku değildi, eminim.

"Teşekkür ederim." diye fısıldadım. Kızarmış yanaklarıyla gülümsedi.

"Rica ederim."

Bir süre hiç konuşmadan lunaparkın içinde öylece ilerledik. Nereye gittiğimizi dahil bilmiyordum.

Saatime baktım. "Baya geç olmuş. Eve mi gitsek?"

"Bencede, seni bırakayım." elimi tutarak çıkışa doğru yürüttü. Arabasını bulduğumuz gibi bindik.

"Bugün çok eğlendim. Gerçekten. En beğendiğim kısım, çığlık attığın zamandı." dediğinde kemerini takmış arabayı çalıştırmıştı.

"Bende çok eğlendim. Ama ben en çok çocuğa ayakkabı fırlatmanı sevdim." ikimizde gülmeye başladık.

"Eveeet! O kısım favorim!"

"Benimde!" gülmeye devam ettik.

Çok geçmeden evime gelmiştik çünkü lunapark yakındı. Bizim evin önünde durduğu gibi kemerimi çözdüm. Çantamı toparlayıp arabanın kolunu indirdim.

"İyi geceler öpücüğü?" Becky'e döndüğünde dudağını sarkıtmıştı. Gülerek yaklaştım ve yanağını öptüm. "Hoşça kal." diyerek arabadan indim.

Kapıya ulaştığımda yeni arabayı sürmeye başladığını gördüm. Çantamdan anahtarı çıkartıp kapıyı açtım. İçeri girdiğimde sessiz olduğunu fark etmem uzun sürmedi. Odama hızla çıktığımda direk yatağa yatmayı planlıyordum kafamda.

Üzerimi çıkarmadan sadece ayakkabılarımı çıkardım ve yatağa uzandım.

Telefonuma bildirim sesi gelince bir daha ayağa kalktım. Koltuğun üzerine koyduğum çantadan çıkarırken bir kaç kez daha bildirim sesi gelmişti. En sonunda telefonu bulup geri yatağa yattım. Kilidi açıp gelen mesajları okumaya başladım.

Bilinmeyen numara: Yanlış kişiye bulaştın, Skylar.

Bilinmeyen numara: Merak etme seninde sonun gelecek.

Bilinmeyen numara: Sadece bekle...

Eveeet şimdi biraz aksiyon başlasın!. Hep cici bölüm olmaz yani!!

Colors ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin