gxg// 10

6.1K 331 125
                                    

Aslında bölüm yazmayacaktım ama ilham perim kafama konunca yazdım işte. Ve o ilham perim beye13. Teşekkür ederim kınkkkk!

Oyun yüzünden birbirine küfür eden Mike ve Cal çiftine gözlerimi devirerek izlemeye devam ettim. Canım sıkılıyordu ve onları izlemek eğlenceli değildi. Hele ki yiyişirken.

Onları kıskanıyordum aslında. Çünkü bu dünyadaki eşlerini bulmuşlardı. Onlar için cinsiyet diye bir şey yoktu. Kalplerinin gösterdikleri yönü takip ediyorlardı.

Bence doğru yoldalardı. Çünkü ikiside mutluydu... Zaten önemli olan da bu değil miydi?

Benim aşk hayatım o kadar da heyecanlı değildi. Ashton vardı iki hafta öncesine kadar. Ashton'dan önce bir kez sevgilim olmuştu ama o zamanlar küçük olduğum için 'dikkatli ol' konuşmaları yüzünden ayrılmıştım. 11 yaşındaydım ve sevgilim vardı. Kim normal karşılar ki?

11 yaşından 17 yaşına kadar sevgilim olmamıştı. Ve 17 yaşına bastığımda Ashton ile tanışmıştım. Onu sevmiştim. Güzel gülüşü ve fiziğiyle herkesi etkileyebilirdi. Beni de etkilemişti. Ya da ben öyle sanıyordum. Aldatılmıştım. Buna rağmen hala onunla olamazdım. Zaten umrumda da değildi. Hayatıma Becky girdiğinden beri hiçbir şey umrumda değildi.

Becky demişken... Onu geçen gün aniden evi terk etmesinden beri görmüyordum. Ne ben onu aramıştım, ne de o beni. Ama içim içimi yiyordu. Onu merak ediyordum. Ama aramaya cesaretimde yoktu. Neden bilmiyorum ama onun önünde utanıyordum. Beni etkiliyordu. Çok hemde.

"Siktir! Kaç eldir sen kazanıyorsun! Bari bir güzellik yap ve kazanmama izin ver!" Calum, Michael'a bağırdığında irkilerek onlara döndüm. Calum sinirli görünüyordu. Michael ise tam tersi. Eğleniyor gibi bir hali vardı. Ehh, ben Calum'u video oyunları konusunda uyarmıştım. Bunlar Michael'ın uzmanlık alanıydı.

"Bir şartla!" Michael bağırdığında Calum ve ben onda dönmüştük.

"Nedir?"

"Aslında basit." Diyerek sırıtmaya başladı. "Öpücük olabilir, hatta daha fazlası." Calum yüzüne yayılan sırıtışla Michael'a yaklaştı. Ahh hayır bunu görmek istemiyorum. Hele ki böyle sap oturuyorsam.!

Ellerimi gözlerime kapattım ve sevişme molalarının bitmesini bekledim. Sürekli bunu yapmak zorundalar mı? Ya da benim önümde?

"Bitti mi aşk kuşları sevişmeniz?"

Gözlerimi yavaşça araladım. Birbirlerinden ayrılmışlardı. Nihayet.

"Becky'le neler yapıyorsunuz?" Calum elindeki oyun konsuluyla ilgilenirken benimle konuştu.

"İki gündür onu görmüyorum."

"Peki iki gün önce ne yaptınız?" Diyerek kahkaha attı. Michael elini kaldırdı ve beşlik çaktılar. Elimin altındaki yastığı alarak ikisine fırlattım. Ama bu onları gülmekten alıkoyamıyordu. Sikikler!

"Bence sana aşık oldu Sky."

"Ne?"

"Doğru duydun. Bence sana aşık. Becky benim kaç senelik dostum. Onu iyi tanıyorum. Her ne kadar lezbiyen olsa da her kıza sarkacak bir kaltak değil. Özellikle Lisa'dan sonra bir kıza aşık olacağını tahmin etmezdim. Lisa öldüğünden beri mutsuzdu. Sen bunu bilmiyorsun ama onun umudu haline geldin. Biliyorum lezbiyen değilsin, ama onu kırmadan geri çevir olur mu?" Michael elindeki konsolu bırakmış tamamen yüzünü bana dönmüştü. Anlattıkları kafamı karıştırıyordu. Lisa kimdi? Becky bana aşık mıydı? Ve bunun gibi sorular. Gerçekten allak bullak olmuştum.

"Michael Lisa...kim?" Michael'ın yüzü biraz düştü. Anlamıştım onun içinde önemli biri olduğu o an.

"Lisa bizim arkadaşımızdı. Ben, Becky ve Lisa. Üçümüzdük. Ama o trafik kazasında öldü. Bu ben ve Becky'i çok yıktı. Bilirsin, onun sevgilisi ve benim en yakın arkadaşımdı. Ben yine toparlandım..." Elini Calum'a uzattı ve ellerini kenetlediler. "O beni iyileştirdi. Ama Becky kırgındı. Ve şimdi bunu biliyorsun. Becky'i sana anlattım işte. Onun içini görebiliyor musun?" Dilim tutulmuştu ve konuşmak batıyordu. Becky için üzülmüştüm. O sandığım gibi biri değildi. O sevgiye muhtaçtı.

"Ben anlıyorum Michael ama...bilmiyorum benimle konuşmuyor olabilir?"

"Emin ol seni kırmak istememiştir. Ve şuan tanrı şahidim olsun ki seni düşünüyordur."

"Bilmiyorum." Dedim ve öylece bekledim. Belki Becky aniden gelir diye. Ne düşünmem gerektiğini bile bilmiyordum ve öylece kilitli kalmıştım. Vücudum benden bağımsız olarak ayaklandı. Adımlarımı hızlandırdım ve odama girdim. Belki resim yaparsam kafam dağılırdı. Bir ümit.

Çekmeceden defteri alarak yatağıma oturdum. Aklıma gelen fikirle gülümsedim ve çizmeye başladım.

••°°••

Odamın dışından gelen seslerle hızla ayağa kalktım ve kapıya yürüdüm. Açtığımda Calum ve Michael gülerek içeri birini itti ve kapıyı çekerek kilitledi. Bu kişinin Becky olduğunu kokusundan anlamıştım. Tanrım!

"Aşkını itiraf edene kadar buradasın Becky!" Diyerek bağırdı Michael.

"Sizi pis sürtükler! Açın şu kapıyı!" Belki benimde sinirlenip kapıyı yumruklamam gerekiyordu ama onu izlemekten de kendimi alamıyordum. O sinirle kapıya vurmaya devam ediyordu. Ohh bu kadar yeter.

"Heey, kendine gel Becky!" Diyerek onu kendime çevirdim. 'Tamam' diyerek fısıldadı ve koltuğa yürüdü. Oturduğunda bile sinirli olduğunu anlıyordum.

"Çok hasta olduğunu söylediler ve beni çağırdılar. Ama amaçları farklıymış!" Beni düşünmesi hoşuma gitmişti. Ama ben merak ediyordum, Michael'ın dediği gibi bana aşık olup olmadığını.

"Bana aşık mısın?" Dedim aniden. 'Evet' dese ne derim bilmiyordum.

"Konumuz bu değil. Bizi kilitlediler!"

"Michael herşeyi anlattı. Bana aşıkmışsın. Lisa'yıda anlattı. Ona olan aşkını, onun ölümü...herşeyi biliyorum. Ondan sonra kimseyi sevmemişsin. Kalbini kimseye emanet etmemişsin. Kız veya erkek hiç kimse. O senin için önemliymiş ve zaten lezbiyen olduğunu da onun sayesinde anlamışsın. Neden böyle bir şey yapmışsın ki? Neden birini kaybettikten sonra hayatına devam etmiyordun? Ama oysaki biliyordun, geri gelmeyeceğini. Boşuna onca sene kendini üzmüşsün. Ben mesela...ben kimseye aşık olmadım. Bir insan neden seni-"

"Yeter!" Aniden bağırarak ayağa kalktı. İfadesiz suratımla ona bakıyordum. Bana yaklaştı.

"Lanet olsun kimseye aşık olmak istemedim! Onu kaybetmek bana çok koydu ve ben çok kötüleştim! Zayıfladım, güçsüzleştim. En önemlisi değiştim. Artık simsiyah bir kalbim var! Ve o kalp seni görene kadar hep siyahtı! Şimdi ise mavi. Sana olan aşkım mavi. Sana sarıldığımda üstüm başım mavi oluyordu. Her şey mavi, Skylar. Mavi..." Dediğinde gözünden akan yaşı görmemeyi diledim. Ama o yaş akıp gitmişti. Kalbime...

"Üzgünüm." Dedim kısık sesle. "Ben senin istediğin gibi biri değilim, çok üzgünüm." Ve kırgın olan kalbini iyice kırmıştım. Yüzündeki sahte gülümsemeyle gözyaşlarını sildi. Ardından kapıya ilerledi. Kolu indirdiğinde açık olduğunu fark etmiştim. Öylece odayı terk etti kırgın bir şekilde. Ama ben kendimden emin değilken onu boş laflarla kandıramazdım. Bana zaman vermeliydi. Ama sadece gitmeyi kullandı.

O gitti. Ben sadece düştüm. İyice dibe...

Colors ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin