Bölüm 22

1.9K 169 6
                                    

Saat 10'u geçiyordu, artık gitme vakti gelmişti ve ben hala John ile konuşamamıştım.

Kapının önünde Ellie; "Dikkatli olun." diyerek bizi yolcu etti.

"Olacağız."

Sonra Dan geldi ve sarıldık: "Emma'ya dikkat et Dan!"

"Merak etme, sen de sağlam dön olur mu?"

Onaylarcasına başımı salladıktan sonra Emma'nın yanına gittim: "Merak etme iyi olacağım ve Daniel'a iyi bak." deyip gülümsedim. Sarıldım ve öptüm.

"Varınca haberdar et beni."

"Olur."

"Hadi artık bitmedi mi vedalaşmanız?"

"Geliyoruz Chris." diye seslendi Claire. Bu adamın ya sabrı yoktu ya da bana inat yapıyordu.

Emma'yı son kez hızlıca öptükten sonra arabaya ilerledim, Claire de yanımdaydı. Claire öne bindi, ben de arkaya yerleştim. Umarım sakin bir yolculuk olur, kim bilir başımıza neler gelecek.

Chris arabayı çalıştırdı ve yola koyulduk. Bir süre hiçbirimiz konuşmadık. John'u aramayı düşündüm ancak Chris buradayken ona neden gelmediğini soramazdım. Sonradan aramızdaki telepatik bağ aklıma geldi ve ona seslendim: "John orada mısın?"

Cevap hemen geldi: "Bir sorun mu var Alan?"

"Hayır, bir sorun yok. Sadece neden senin gelmediğini merak ettim?"

"Mason bu haldeyken gelemezdim, sizi oraya ben sürükledim ve benim yüzümden bu halde."

"Hayır John! Senin suçun değildi, orada olmayı biz istedik. Lütfen kendini suçlama"

"Haklı olabilirsin ancak öyle hissetmiyorum. Dikkatli olun Alan!"

"Olmaya çalışacağız." deyip konuşmayı bitirdik.

Chris radyo açtı ve gürültülü bir müzik çıktı: "Biraz eğlenelim değil mi?"

"Havamda değilim Chris." Dedi Claire ve ben de ona katılıyordum.

"Çok sıkıcısınız, hep bu halde olacaksanız göreve nasıl odaklanacaksınız?" deyip radyoyu geri kapattı.

Chris haklıydı, kendimize gelmeliydik ancak biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı, kaç gündür gözüme doğru dürüst uyku girmemişti. Gözlerimi kapatıp dinlenmeye çalıştım.

***

"Alan, uyan geldik."

Claire'in seslenmesiyle birden uyandım: "Ne? Nereye geldik?"

"Kasabaya."

Bu kadar derin uyuyacağımı düşünmemiştim. Camdan bakınca kasabanın güzelliği karşısında şaşırdım. Düzenle dizilmiş rengarenk evler, dükkanlar. Gece vakti olmasına rağmen huzurlu duruyordu.

"Çok güzel bir yer, huzurlu."

Claire sanki aklımı okumuştu. Chris bir motelin önünde arabayı park etti.

"Kalacağımız yer burası." Arabadan indik ve motele adım attık. İçeri girince karşıma küçük bir resepsiyon çıktı. Genç bir oğlan bizi karşıladı: "Hoş geldiniz."

"Merhaba. İki oda istiyorum, biri tek kişilik diğeri de iki kişilik."

"iki kişilik neden?"

"Claire için tek kişilik, senle ben de Alan iki kişilikte kalacağız."

"Ne güzel." deyip gözlerimi devirdim. O sırada resepsiyondaki oğlan anahtarlarımızı verdi.

Element Varisleri (Tamamlandı)Where stories live. Discover now