Bölüm 16

2.2K 201 6
                                    

Ellie bize kararsız bir bakış attıktan sonra merdivenlerden inmeye başladı. Biz de peşinden onu takip ettik. Merdivenler aşağı dönerek devam ediyordu ve indikçe duvardaki ışıklar yanıyordu. Merdivenlerin sonuna geldiğimizde karşımıza bir koridor çıktı. Koridorun iki duvarında ve tavanında borular vardı ve borular koridor boyunca devam ediyordu. Tavanda kısık ışıkta yanan floresanlar vardı. Fazla aydınlatmasa da adım attığımız yeri görebiliyorduk. Koridora girer girmez içimdeki kötü his arttı.

"Dur Ellie!" Herkes durup bana bakmaya başladı. "Sence devam etmeli miyiz? Gideceğimiz yerde başımıza bir şey geleceği kesin."

"Ne güzel tespit." Deyip alkışlamaya başladı. "Madem başımıza bir şey geleceğini biliyordun niye geldin?" dedi ve yürümeye devam etti.

Hepimiz tedirgindik, bu yüzlerimizden anlaşılıyordu. Yavaş adımlarla ilerliyorduk. Biraz ileride sağ tarafta bir giriş vardı. Ellie sağ duvara yaklaşarak yürümeye başladı. Bizde onun gibi ilerlemeye başladık.

Girişe gelince Ellie içeri hafifçe bakıp bize döndü: "İçerisi boş."

Ellie içeri girecekken Franklin kolundan tuttu: "Koridor devam ediyor. Bence ayrılıp oraya da bakmalıyız."

Emma onlara yaklaşıp: "Hep beraber olsak daha iyi olmaz mı? Beraber birbirimizi daha iyi koruruz."

"Bilemiyorum. Tuzağa falan düşersek hiç yoktan bazılarımız yakalanmayız. Sen ne dersin Ellie?"

"Haklısın. Alan, sen Emma ve Dan ile buraya girin. Bizde koridorda devam edelim."

"Tamam dikkatli olun."

"Sizde..." dedikten sonra onlar koridorda devam ettiler. Bizde içeri girdik. İlerledikçe koridor genişlemeye, tavanı da yükselmeye başladı. Sol tarafta taş banklar vardı. Demek ki yaklaşıyorduk. Yavaşça ilerlemeye devam ediyorduk ki karşımıza iki iblis çıktı.

"Kaçın!" deyip geri dönmemle Dracula geldi koridordan.

"Bir yere mi gidiyordunuz Yıldırım?"

Bizi sıkıştırmışlardı. İyi ki diğerleriyle ayrıldığımızı düşünüyordum ki Ellie ve Franklin iblisler tarafından yakalanmıştı. Bileklerinde değişik bir kelepçe vardı ve kelepçenin ortasında kırmızı renkte ışık yanıyordu. Emma ve Dan bana yaklaştılar.

"Hoş geldiniz elementlerin varisleri. Keşke geleceğinizi haber verseydiniz, hazırlık yapardım." dedi ve o iğrenç kahkahasını atmaya başladı.

"Kes gülmeyi Dracula." Bunu büyük bir nefretle söylemiştim.

Yüz ifadesi değişti: "Benim evimde benimle böyle konuşamazsın. Yoksa babandan hiç terbiye almadın mı?" demesiyle babamda geldi.

"Diğerlerini bırak Dracula. Senin istediğin sadece benim."

"Evet, öyle ancak ayağıma kadar gelmişken onları öylece bırakamam." Yine sırıtıyordu. Yüzüne sert bir yumruk atmak istiyordum.

Arkadaki iblisler Emma ve Dan'i yanımdan çektiler."

"Bırakın bizi" Emma onlara bağırıyordu.

"Bırakın onları"

Gücü kullanmam için arkamı dönmemmle Dracula boğazıma hançer dayadı.

"Uslu dur Yıldırım. Evimde yaramaz istemem."

Dediğini yapıp ellerimi indirdim. Mason ve Claire neredeydi? Umarım John koruyucuları bulmuştur.

"Bana dön Yıldırım. HEMEN!" Ona doğru döndüm; Ellie ve Franklin'e taktığı kelepçeyi bana da taktı. Üzerindeki yeşil ışık kırmızı oldu. Dan ve Emma'nın elindeki sopaları aldılar.

Element Varisleri (Tamamlandı)Where stories live. Discover now