Bölüm 14

2K 207 3
                                    

Gece Mason'un acı dolu çığlıklarıyla uyandım. Yatakta kıvrandığını görünce kalkıp hemen yanına gittim.

"Mason...Mason...?"

Acıdan bir sağa bir sola dönüyordu. O sırada da kızların odasından da çığlık sesleri gelmeye başladı. Aynı anda hepsine neler oluyordu? John ve Franklin'i odanın önünden geçerken görünce onlara seslendim, kızların odasına girdiler.

Mason acıyla bana bakıyordu, bir şeyler homurdanıyordu ancak hiçbir şey anlaşılmıyor. Ne yapacağımı bilemiyordum. Mason kan ter içinde kalmıştı, o sırada John odaya girdi, o da korkmuştu. Mason'a baktı.

"John!" Sesim ağlamaklı çıkmıştı.

"Koruyucular!" Diye bildi.

Tabi ya. Koruyuculara bir şey olmuş olmalıydı ama bunu kim yapıyor olabilirdi? Acaba babam mıydı?

"Mason'un terini sil Alan." deyip odadan çıktı. Odada havlu gibi bir şey aradım ama buna vaktim yoktu. Üzerimdeki t-shirtü çıkarttım ve terini silmeye başladım. Ellerim titriyordu. Kızların odasından konuşma sesleri geliyordu ancak ne dediklerini anlayamıyordum. Mason kolumu tutup sıkmaya başladı.

"Sakin ol Mason."

Kolumu acıtıyordu. Onu böyle görmek çok canımı sıkmıştı. Onlar acı çekiyordu ve biz bir şey yapamıyorduk. Mason bir süre sonra durdu, kesik kesik ama hızlı nefes alıyordu. Ben de o ana kadar nefesimi tuttuğumu fark etmemiştim. Kızların da sesi kesilmişti ama çığlıkları hala kulağımda yankılanıyordu. Mason'ın terini silmeye devam ettim. Yaşadıkları acıyı birazda olsa tahmin edebiliyordum çünkü John yaralandığında bende yaşamıştım. Mason gözlerini açıp bana baktı.

"Daha iyi misin?"

Evet anlamında başını salladı. Biraz olsa içim rahatlamıştı. Peki ya koruyucular; ölmüşler miydi, yoksa yaralanmışlar mıydı? John odaya tekrar geldi.

"Mason nasıl?"

"İyi. Koruyucular....onlar....öldü-"

"Hayır. Biri onlara işkence ediyor."

"Bunu kim yapar?

"Bir tahminim var ama umarım doğru çıkmaz."

"Kızlar ne durumda?"

"Onlar da aynı." Elini Mason'ın alnına koydu. "Ateşi var. Mason'ı banyoya götür ve soğuk suya sok."

"Tamam." dedim ve odadan çıktı. Mason'ın kalkmasına yardım ettim. Bana tutundu banyoya girdik ve üzerindekileri çıkarmasına yardım ettim. Küveti doldurup içine oturttum. Vücut ısısı biraz normale dönünce kapının arkasından bornozunu alıp onu giydirdim. Hala tir tir titriyordu. Odaya gidip yatağa uzanmasına yardım ettim.

"Şimdi nasıl hissediyordun?"

"Daha iyi, sağ ol."

"Sana su getireyim." dedim ve odadan çıkıp mutfağa gittim. Franklin masada başını ellerinin arasına alıp oturmuş, bir şeyler düşündüğü her halinden belliydi. Bir şey demeden raftan bardak alıp sürahiden su doldurmaya çalıştım ancak ellerim hala titrediğinden etrafa saçılmasına sebep oldum.

Frankin yanıma geldi ve elimden sürahiyi alıp suyu o doldurdu.

"İyi gözükmüyorsun Alan. Ellerin titriyor ve yüzün bembeyaz."

"Bilmiyorum. İçimde kötü bir his var."

John'un çalan telefonunun sesi bütün evde yankılanmıştı. Bu saatte kim arıyor olabilirdi, acaba koruyucular mı? Franklin ile bakıştıktan sonra üst kata çıktık. John telefonu duvara fırlatmış ve "LANET OLSUN!" diye bağırıp duruyordu. Duvarı yumruklayıp tekmeleye başladı. Yanına gidip onu tuttuk.

"John sakin ol! Kimdi arayan?" Durdu ve başını yere eğdi. Kızlarda koridora çıkmıştı. John sinirden kıpkırmızı olmuştu.

Franklin telefonu yerden aldı. "Kimdi arayan? Konuş delirtme bizi!"

"Cellat." Babam mı? Bu iyi değildi!

"Koruyucular elinde." Geriye doğru sendeledim ve duvara yaslandım. Korktuğum başıma geliyordu.

John bana bakarak devam etti: "Alan'ı ve silahı istiyorlar." Deyince yere çömeldim.

Başım ağrıyor, ellerim hala titriyordu. Gözyaşlarım istemsizce akıyordu. Yine her şey benim yüzümden olmuştu, üstelik bu işte artık babam da vardı ve buna bir son vermeliydim. Beni istiyorlarsa alacaklardı, benim yüzümden başka hiç kimse zarar görmeyecekti.

Element Varisleri (Tamamlandı)Where stories live. Discover now