Bölüm 6

2.9K 252 12
                                    

"Bakın burada kimler varmış. Merhaba Alan." Bu sözleri duyduğumuzda köşeden biri belirmişti. Diğerlerinden daha farklıydı ama o da siyahlar içindeydi. Uzun boylu kalıplı biriydi. Saçları geriye taranmıştı, garip bir şekilde sakalları bile taranmıştı. Belinde taşıdığı bir kılıf göze çarpıyordu, tahmin ettiğime göre hançer gibi bir şey taşıyordu.

"Kimsin?"

"Dracula, bu kadarını bilsen yeter."

Dan o sırada bana yaklaşıp kulağıma "Bildiğimiz vampir olan Dracula mı?"

"Benim bildiğim kadarıyla değil." Dedikten sonra Dracula'ya baktım, sinsice gülüyordu.

"Benden ne istiyorsunuz?"

"Seni...Yıldırımı."

"Yıldırım mı ne diyorsun anlamıyorum?" Bilmiyormuş gibi davranacaktım ancak onun benim ne olduğumu bildiği fazlasıyla belliydi.

"Güldürmeyin beni Bay West. Siz de ne olduğunuzu çok iyi biliyorsunuz."

"Dediklerinizden hiçbir şey anlamıyorum."

"Öyle mi? Belki biraz hafızanı tazelersek hatırlayabilirsin."

O sırada Dan'i yanımdan tutup çektiler. Ben de aynı anda ona atılırken beni de arkadan tutup çektiler.

"Ona sakın dokunayım deme!!!"

"Ne olur yoksa?" Sesli bir kahkaha attı ve tüylerimin diken diken olmasına sebep oldu.

Dan çırpınırcasına "Bırakın beni!" Dedikten sonra Dracula bir anda karnına yumruk attı. Dan acıyla iki büklüm oldu.

"DAN...Onu rahat bırak! Sana istediğini vereceğim, yeter ki ona zarar verme. Lütfen."

"Bak güçlerin nelere mal oluyor, bizimle gelmen herkes için en iyi olur. Çeten de dahil."

"Çete?"

"Kendilerine Varis diyen liseliler ve koruyucu ebeveynleri."

Sinirden cevap veremiyordum, bu onu daha fazla sinirlendirmiş olmalıydı ki bu sefer Dan' in yüzüne yumruk attı. Dan'in dudağı patladı, neyse ki büyük değildi ama sonuç olarak kanıyordu.

Beni tutanlardan kurtulmaya çalışarak "Bırak onu dedim sana."

"Aferin, bu iyiye işaret. İşte böyle sinirlenmelisin ki istediğimizi alabilelim." Demek sinirlenme mi istiyordu ve evet, bunu başarıyordu. Gücümü kullanmayı bilseydim, bunlar başıma gelmezdi. En azından Dan'in başına bunlar gelmezdi. Eğer John ve diğerleri beni bu kadar dışlamasaydı ya da bana bir şekilde yardımcı olsalardı en azından kendimi savunabilirdim.

Dan bana acıyla bakıyordu. Bir şey yapmamı bekliyordu ve ben yapamıyordum. Dracula, Dan'in bu kadar acıklı baktığı görünce "Yazık, çok mu çaresizsin." Diyerek bu sefer daha sert yumruk attı. Yumruğun şiddetiyle Dan'in ağzından ve burnundan kan gelmeye başladı. Büyük ihtimal burnu kırılmıştı.

Artık sinirden gözlerimden oluk oluk yaş akıyordu. Ona istediğini vermemek için elimden geleni yapıyordum. İçimden yalvarırcasına John'dan yardım istemeye başladım; John bir şeyler yap, yalvarırım. Sana ve yardımına ihtiyacımız var...Beni duymasını o kadar çok isterdim ki...

"Koruyucu ebeveynin nerede, seni neden yalnız bıraktı?"

Aklımı okumuş gibi bunu söylemesi beni daha çaresiz hissettirdi. Daha ne kadar çaresiz hissettirebilirdi ki, bunun daha ötesi var mıydı?

"Seni ilgilendirmeyen şeylere burnunu sokma iblis!"

Bunu söylememe çok şaşırmıştı ve bir o kadar sinirlenmişti. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı, nefesi yüzümdeydi; adeta bir kokusu bir kadavrayı andırıyordu. Ölüm iblisin ruhuna işlemiş gibiydi. Bir insanın nefesi nasıl böyle kokabilirdi; bu mahlûk insan mıydı? Orası da tartışılabilirdi.

Element Varisleri (Tamamlandı)Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα