Bölüm 3

4.3K 306 9
                                    


Sonunda cumartesi günü gelip çatmıştı, bugün şükürler olsun ki cezamın bittiği ilk gün ve ilk işim Dan ile buluşmak olacaktı. Kendimi evden dışarıya atmak için sabırsızlanıyordum. Buluşma yeri olarak Büyük Meydanı kararlaştırdık. Buluşmaya yarım saat erken geldiğim için bulduğum ilk boş banka oturup Dan'i beklemeye başladım. Hava yeterince sıcakken ve ben terlemeye başlamışken bu kadar kalabalıkta gerçekten beni bunaltmaya başladı. Partilere bile katılmayı sevmeyen ben, buluşma yeri olarak niye bu kadar turistik olan kalabalık bir noktayı seçtim? 

Etraftaki kalabalığa izlerken gözlerim bu kadar insanın içinde büfedeki birine takıldı. Uzaktan tam olarak seçemesem de içimden bir ses sanki onun tanıdık olduğunu ve onun yanına gitmem gerektiğini söylüyordu. Ayağa kalktım ve yavaşça büfeye doğru ilerledim, yaklaştıkça o kişinin geçen gece beni kurtarmaya gelen Ateşin Varisi dedikleri oğlan olduğunu fak ettim. Benden bir kaç yaş büyük olduğu belliydi. Saçları yanlardan kısaydı ve üstten taranmıştı, masmavi gözleri vardı. Boyu benden en az 5 cm uzun olmalıydı. İçimdeki sesin bu kadar haklı olmasına şaşırıyordum ki o an başını kaldırdı ve göz göze geldik. Beni görmesiyle oradan hızlıca uzaklaşmaya başlaması bir oldu. Elbette peşinden gidecektim, onu bulmuşken kaçıramazdım. 

Belki aklımdaki soruların cevaplarını ondan öğrenebilecektim. İzini kaybetmemek için özen gösteriyordum ancak kalabalık bunu engelliyordu. Adını bilmediğim için arkasından da seslenemiyordum. Sürekli aralara girerek kendini kaybettirmeye çalışıyordu ama onu kaçırmamak için gözümü ayırmıyordum. Sürekli insanları itekleyerek geçtiğim için bana sövüp duruyorlardı bir yandan da onları duymamazlıktan geliyordum. En sonunda bir sokağa saptı, ben de peşinden o sokağa girdim ancak orada yoktu. Bu tam bir şaka olmalıydı, elime geçen tek fırsatı da kaçırmış olmazdım. Sokakta yavaşça ilerlemeye başladım, kendi ayak sesimden başka ses yoktu. Bir anda Batman gibi ortaya çıktı ve yakamdan tutarak beni duvara yapıştırdı. Çarpmanın etkisiyle o an nefesim kesildi, ben nefesimi toparlamaya çalışırken "Senin ne işin var burada, beni neden takip ediyorsun?" dedi. Cevap veremediğimi görünce yakamı bıraktı ve bir adım geriledi.

"Sana ne." Bunu söyleyince kaşlarını çattı, karşılaşmamızın onu pek memnun etmediği belliydi, ama neden? Cevabımın onu tatmin etmediği o kadar belliydi ki derin bir nefes alıp, pes edercesine "Senin orada olduğunu hissettim."

Kollarını göğsünde birleştirdi. "Hııı...O dediğin bana da oldu." Cümlesini nasıl bitireceğini düşünürken sokağın öteki tarafında gelen sesle dikkatimiz oraya kaydı.

"O da ney-" Eliyle konuşmamam için ağzımı kapattı ve diğer eliyle sus işareti yaptı. Etrafı dinliyordu, elini itip ağzımdan çektim. Sesin geldiği tarafa doğru baktığımda o geceki adamları gördüm.

"Sessizce beni takip et." diyerek koşmaya başladı. Ben de dediğini yapıp peşinden koşmaya başladım. İnsanlara çarpa çarpa ilerliyorduk ve durmadan bana "Acele et" diyordu. Ben zaten yeterince hızlıydım, bu kadar kalabalık varken daha ne kadar hızlı olabilirdim ki? Arkamı ara ara kontrol ediyordum, inatla peşimizdeydiler. İşin garibi biz insanlara çarparak geçtiğimiz için küfür yerken onlara kimse tek gelime etmiyordu.

"Onları görmüyorlar mı?"

"Hayır, onları herkes göremez. Bunu şimdiye kadar fark etmiş olmalıydın." Ne? Bu nasıl oluyordu? Kırk yılda bir kafa dağıtmak için partiye gittim; başıma gelmeyen bela kalmadı, sonucu bu kadar ağır olmamalıydı. Eğer Dan bir kez daha bana parti derse onu boğazlıyacağım. Ateş mi, Varis mi? her ne diyorlarsa beni kolumdan tutup büyük bir avm garajına soktu, bulduğu ilk arabanın arkasına çekti ve o anda yanımızdan siyah bir şeylerin geçtiğini gördüm.

Element Varisleri (Tamamlandı)Where stories live. Discover now