"Ne oldu?" diye sordu Leonard endişeyle.

"Alon'un kolunda, omzuna yakın yerde küçük bir parça kırık vardı onu iyileştirdim. Sadece bir süre zorlamaması gerekiyor. Alin'i tamamen iyileştiremedim o bir süre burada kalacak."

"Neden?" diye sordu Rein herkesten önce davranarak. "K-Kötü bir şey mi var?"

Jaysen derin bir nefes verdi.

"Üstesinden gelemeyeceğim bir şey değil, endişelenmeyin. Alon'un söylediğine göre Alin'in bacağına büyük bir taş düşmüş. Düşen taş Alin'in bacağındaki kemiği paramparça yapmış. Ben büyük parçaları topladım, şimdilik iyi. Birkaç gün içinde onu tamamen iyileştirebilirim. Şimdi daha ciddi durumda olan insanlar var onlara bakmalıyım. Kimsenin ölmesini istemiyorum."

"Anlıyorum" dedi Leonard. "Teşekkür ederim, yaptıkların için sana minnettarım."

Jaysen saygıyla başını eğdi.

"Benim görevim bu" dedi Jaysen. "İzninizle işimin başına döneceğim. Alin birazdan uyanır, lütfen bacağını oynatmasın."

Jaysen revire girdiğinde Rein ikizlerin odasına girmek için öne atılmıştı. Odaya girdiğinde Alon'u beyaz yatakta yatan Alin'in tozlu saçlarını okşarken gördü.

"İyi misin?" diye sordu Rein ona yaklaşarak.

Alon elini kardeşinden çekti ve başını salladı. Az önce kırık olan kolunu havaya kaldırdı ve hafifçe salladı.

"Şifacılar çok korkunç, sence de öyle değil mi? Haftalar içinde iyileşecek şeyi bir çırpıda iyileştirdi."

"Korkutucu değiller" dedi Rein. "Bence harikalar."

Alon başını sallayıp yorgun bir şekilde gülümsediğinde Rein'in kalbi sıkışmıştı. Onların iyi olduğuna seviniyordu ama onları böyle görmeye hiç alışık değildi.

Alin uyanmaya başlayınca Alon'la beraber Rein de yatağa döndü. Alin uyanır uyanmaz Alon'a bakmıştı.

"İyi misin?" diye sordu Alin. Jaysen onun yüzündeki yarayı da iyileştirmişti.

"Aptal, yatakta yatan sensin" dedi Alon fısıltıyla. Rein Alin'e gülümsedi.

"İyi olduğunuz için çok mutluyum" dedi Rein.

Cynan hafifçe öksürerek konuşan üçlünün dikkatini çekti. Onlara hala kızgındı ve bunu göstermekten çekinmiyordu. Ama ikizler ve Rein iyi olduğu için rahatlamıştı.

Leonard, Alin'in iyi olduğunu görünce onun için hissettiği endişe yerini kızgınlığa bırakmıştı.

"Neden oraya gittiniz?" diye sordu Leonard. "Çok daha kötü şeyler olabilirdi!"

"Biz sadece.. üzgünüz" dedi Alon. "Oranın yıkılacağını tahmin edemezdik."

"Oğlum" dedi Leonard sertçe. "Orasının ne kadar eski olduğunu siz benden daha iyi biliyorsunuz! Üstelik sizi oraya gitmemeniz konusunda da uyarmıştım!"

Alon sessizce başını öne eğdiğinde Leonard Alin'e baktı. Alin de bakışlarını babasından kaçırmıştı.

Onlar onun en küçük çocuklarıydı. Onlara bir şey olmuş olsaydı Leonard şimdi ne yapardı? Evlat acısına nasıl dayanırdı?

Leonard bu düşüncelerle ayakta durmakta zorlandığında Theo onun koluna yapışmıştı. Leonard Theo'dan güç alarak tekrar çocuklarına döndü.

"Bana bakın" dedi. Sesinin yumuşadığını fark etmişti. İstese de onlara kızgın kalamıyordu. Özellikle onları kaybetme korkusunu yaşadığı bugün..

KIZIL EJDERİN UYANIŞIWhere stories live. Discover now