Koridorlarda dolanıp duruyorduk. Bir ara duvardaki bir çatlak dikkatimi çekti ve onun önünden daha önce de geçmiştik.

"Durun." İkisi de durup bana baktı. "Daireler çiziyoruz." Duvardaki çatlağı gösterdim. "Bu çatlağı daha önce de gördüm. Tıpatıp aynıydı."

Mason çatlağa yaklaşıp eliyle baktı. "Evet, haklısın Alan. Bu çatlak benim de dikkatimi çekmişti. Doğru, daireler çizip duruyoruz."

"John'dan da ses çıkmadı, burası nasıl bir yer anlamadım gitti."

"Bilmiyorum Claire."

"Mason, siz koruyucularla iletişim kurmaya çalıştınız mı?"

"Evet ancak bir şey bağı engelliyor. Gücümüzü engelleyen kelepçelerden onlarda da olabilir. Geldiğimiz yolda farklı bir giriş vardı. Bir de orayı deneyelim."

Mason'ı takip etmeye devam ettik. Dediği yola geldiğimiz de koridorun zemini borulardan akan suyla ıslanmıştı. Her adımımızda şap şup şap şup ses çıkıyordu. Bu yerimizi belli edecekti ama başka bir seçenek yoktu. Birden koridorun ışıkları yanıp sönmeye başladı ve en sonunda tamamen söndü. Zaten kısıtlı olan görüşümüz tamamen son bulmuştu. Ne güzel, bir bu eksikti. Harika!!!

"Bir bu eksikti; Alan, Claire birbirimize yakın duralım."

"Bizimle oyun oynama ihtimalleri ne?"

Claire; doğru söylüyordu, belki şu an yerimizi bilmiyor olabilirlerdi ama sonuç olarak hala onlarla birlikte olduğumuzu ve kaçtığımızı bildiklerinden emindim.

"Olabilir, o yüzden daha da dikkatli olmalıyız."

Gözlerim karanlığa alışmaya çalışıyordu ama nafile hiçbir şey göremiyordum. Mason ve ben güçlerimiz kullanarak bulunduğumuz noktayı aydınlatabilirdik ancak bu "Huu...huu.. iblisler. Gelin biz buradayız, bizi daha rahat yakalamanız için yerimizi belli ediyoruz." demek olurdu.

Işıklar geri gelmeye başladı ve o anda Mason sendeleyip bana çarptı. Bende onun çarpışıyla sendeledim yere düşmemek için birden Mason'ı itmiş bulumdum ve o anda neye çarptığını gördüm. Bir iblisti; bu iblisin en az 2 metre olmalıydı çünkü başı neredeyse tavana değecek durumdaydı. Bir an iblisin iki üç tane insan yemiş olabileceğini düşündüm, öyle bir cüsseye sahipti.

İblis aniden Mason'ı omuzlarından tutup havaya kaldırdı. O an ki şokla bu olay karşısında donup kalmıştık. Daha tam olarak olayı kavrayamamışken iblis birden pis bir sırıtışla Mason'ı duvara yapıştırdı, ben de aynı anda Mason'ı kurtarmak için atağa geçince başka bir iblis de üzerime çullandı. Bileklerimden tutup yere yapıştırdı. Direnmekte zorlanıyordum çünkü benden fazlasıyla güçlüydü ve ben direnmeye çalıştıkça bileklerimden daha çok bastırıyordu. Bu yüzden kurtulmam olduğundan daha zor hale geliyordu, ben de direnmeyi bıraktım.

Claire iri olan iblise saldırmasıyla çığlık çığlığa yere düşmesi bir oldu.

"Claire iyi misin?"

Üzerimdeki iblis "Kapa çeneni" deyip bana kafa attı. Ben de refleks başımı çekemediğim için yan çevirince darbe yanağıma geldi. Acıdan nefesim kesilmişti. Çenemin kırılıp kırılmadığını kontrol etmek için ağzımı oynatmaya çalışırken birden bire iblis üzerimden yan tarafa yığıldı. O sinirle ayağa kalkıp iblise "Tek yapabildiğin bu mu piç kurusu?" diye bağırmamla çenemin sızlaması bir oldu.

Claire yanıma gelip "Gerçekten mi Alan? İblisin ilahi güçler tarafından mı yere serildiğini düşündün...Benim attığım tekme sayesinde kurtuldun."

Yerdeki iblis kalkmaya yeltenince başını tutup aniden yere vurdum ve etkisiz hale getirdim. Tekrar aynı hızla Mason'ı tutan o insan kırmasına dönmüştüm ki gücümü kullanamadan Claire birden kolumu tuttu ve : "Dur Mason'a da zarar verebilirsin."

Aniden yumruklarım gevşemişti. Doğru söylüyordu, bu riski göze alamazdım ancak bir şeyler yapmalıydık. Hızlı bir şekilde düşünmeye başladım ama aniden ayağıma takılan çelme ile yere düştüm. Yerdeki iblis kendine gelmişti; belli ki kafatasında kemik yerine metal falan vardı. Ben yerden kalkana kadar Claire'i yüz üstü bir şekilde ellerinden tutup duvara doğru itekledi. O sırada ben de ayağa kalktım ancak arkamdan başka biri başıma siyah çuval geçirdi. Çuvalı çıkarmaya çalışıyordum ki başıma darbe indirdi. Yere düştüm çünkü başıma yediğim darbeden sersemlemiştim ve başım dönüyordu. Ellerimi sırtım da birleştirdi ve bağladı.

"Claire?... Mason?"

"Buradayız Alan." Claire'den cevap geldi.

"Kapa çeneni ve yürü!"

Sessizce yürümeye başladık.Önümü göremediğin için sendeleyerek yürüyordum, her sendeleyişimde de itilipkakılıyordum ki bu çok canımı sıkmıştı. Bir kaç sefer iblisin elindenkurtulamaya çalıştım ancak kollarımı iyice sıkmaya başladı. Koridorda sadeceayak seslerimiz ve su damlalarının sesi vardı. Bizi nereye götürüyorlardıacaba? Bizden sayıca fazla olduklarından ve mekânı bildiklerinden avantaj heponlardaydı. Bu yüzden ne yaparsak yapalım sonunda yakalanan bizoluyorduk.

Element Varisleri (Tamamlandı)Where stories live. Discover now