"Gel Rein, Remah ile konuşmamız bitmişti" diyerek içeri girmesini işaret etti Theo. Rein kapıyı kapattı ve Remah'ın karşısındaki sandalyeye yürüdü.

"Remah? Remah?"

Remah kendisine dönene kadar Theo ona birkaç kez seslenmek zorunda kalmıştı. Remah'ın dikkatli bir şekilde Rein'i incelemesine şaşırmıştı çünkü Remah genelde tepkisizdi, her şeye karşı.

"Efendim?"

"Daldın gittin?" dedi Theo. "Sizi tanıştırayım, bu Rein. Benim korumam altında, ikinci oğlum sayılır. Rein bu da Remah, uzun zamandır benim yanımda büyü eğitimi alıyor. Saraya yeni döndü."

"Tanıştığıma memnun oldum" dedi Rein gülümseyerek. Remah denilen kişi donuk kahverengi gözlerini onun üzerine diktiğinde Rein bir an ürpermişti. Remah uzun boylu, kıvırcık kısa saçlı esmer birisiydi. Oldukça güçlü görünen kaslı bir bedeni vardı. Ama biraz farklı görünüyordu.

Sanki çok.. donuktu. Rein'in düşündüğü tek kelime buydu.

"Ben de.. memnun oldum" dedi Remah. Bakışlarını Rein'in üstünden çekip Theo'ya döndü. "Ben artık kalkayım. Sonra tekrar gelirim."

"Acele etme" dedi Theo. "İyice dinlen."

Remah başıyla Rein'e de selam verip odadan çıktığında Rein onun arkasından bakmıştı.

"Benden hoşlanmadı galiba" diyerek Theo'ya döndü Rein. Theo güldü.

"Remah her zaman böyledir" dedi ellerini masasının üstünde birleştirerek. "Bunca yıldır yanımda, yüz ifadesinin değiştiğini hiç görmedim. Kapalı kutu gibidir, her şeyi kendi içinde yaşar ama iyi birisidir. Ona güvenirim."

Rein başını salladı.

"Theo amca ben buraya Dha'yı sormak için gelmiştim" dedi Rein. Theo onun beklentiyle dolu gözlerine baktı.

"Rein, aklımda Dha ile ilgili bir şeyler oluşmaya başlıyor. Birkaç şeye daha bakayım, akşam bu konuyu görüşeceğiz tamam mı? Zaten Cynan'ın da burada olmasını istiyorum."

"Yani onunla ilgili bir şey öğrendin? İyi bir şey mi Theo amca?"

"Rein, akşam. Acele etme."

Rein onun ağzından laf alamayacağını anladığında ayağa kalktı.

"O zaman ben ikizlerin yanına gidiyorum Theo amca."

Rein Theo ile vedalaştıktan sonra odadan ayrıldı. İkizlerin yanında zamanın çabucak geçeceğini ve hemen akşam olacağını düşünüyordu.

Koridoru dönerken arkasından gelen gürültüyle dikkati dağılmıştı. Bu yüzden sert bir şeye çarpıp geri adım attığında eli düşmemek için sağ tarafındaki duvara yapıştı.

"İyi misin?"

Rein çarptığı kişiye bakarken onun yanında duran kadın konuşmuştu.

"İyiyim" dedi Rein. 

Başını çevirip arkaya baktığında muhafızın birinin yerden kılıcını aldığını gördü. Duyduğu gürültülü ses kılıcın yere düşmesinden kaynaklanmış olmalıydı. "Özür dilerim, önüme bakmıyordum."

"Önemli değil, sen iyiysen sorun yok" dedi kadın gülümseyerek. Rein kadının samimi gülüşüne karşılık verirken kadını inceledi. Turuncuya kaçmaya başlamış bakır rengi saçları açıktı ve dümdüzdü. Omuzlarına kadar iniyordu. Kısaydı ama kadının oval yüzünde çok dikkat çekici durmuştu. Kadının boyu Rein'in boynuna kadar geliyordu. Parlak mavi gözleri korkusuzca bakıyordu.

KIZIL EJDERİN UYANIŞIWhere stories live. Discover now