Güneş?

6.8K 301 79
                                    


Hani insanlar bazen böyle büyük bir şok yaşarlar ya, inanamazlar hiçbir şeye, her şeye olan güvenleri azalır. Artık baktıkları her yer o kişilere yalan gibi gelir, hiçbir şeye inanmazlar,güvensizlik duyguları ağır basar ve insanlara karşı olan bakış açıları değişir. Belki de ben şuanda bunu yaşıyorum. İki haftadır karnımda bir bebek olduğunu sanırken şimdi doktorun dediği bu şey gerçek olabilir miydi? Ben yalandan hamile olduğumu mu sanıyordum yani? Ateşe dolaylı yoldan yalan mı söylemişti şimdi? Yedi ay sonra anne olmayacak mıydım yani? regl olmamıştım ve bu yüzden hamile olduğumdan emindim..eğer hamile değilsem neden regl olmamıştım?

Gözlerimi kocaman açmışken kirpiklerimin gözümün içine geçmesini ve beni bayıltmasını istedim o an,kirpiklerimin bir anlığına iğne gibi olsun ve beni kör etsin, o testteki pozitifi yanlış görmüş olma ihtimali olan gözlerim.. ama ben yanlış görmemiştim ki...hem bayan helly'de görmüştü sonucu ve bu işte bir hata olmalıydı.. hamile değildim. Tamam işin aslı başlangıçta bunu zaten istemiyordum ama şimdi ne bileyim...alışmıştım buna.

"d-doktor bey siz bundan emin misiniz? Ya..ni....am ben test yapmıştım...emindim ki..." konuşamıyordum çünkü şuan fazlasıyla şaşkındım bedenim şoka uğramıştı, yıllar sonra kar yağmış Hatay şehrindeki minik kızın kardeşleriyle kar oynarken aniden kulağına gelen kar tanesi gibi bu haberde bana aniden gelmişti. Olmamalıydı ben hamile olmalıydım, bebek olmalıydı. Bebek karnımda olacaktı, benim bebeğim olacaktı. Ama şimdi..

Doktor ultrason cihazını karnımdan çekerken henüz kuramadığım hayallerimi de götürmüştü benden, alacağım giysiler...oyuncaklar..biberonlar..

"üzgünüm öykü hanım bazen testler yanılabilir,lütfen üzülmeyin , daha çok gençsiniz illa ki çocuğunuz olacaktır bunu biliyorsunuz" peçeteyi bir mendil misali karnımda gezdirdim ve ayağa kalktım tabii o sırada ateş şoke olmuş bir vaziyetteydi, başka bir şey de beklemiyordum ondan, tam kabul etmişken olanlar hiç hayrı alamet değildi. Bayan hellynin sevinci de boşunaydı,benim başta yaşadığım hüznümün sonradan sevince dönüşmesi boşunaydı,ateş ile sekiz boyunca ayrı kalmam da boşunaydı. Ve şimdi bunları bir anda doktorun ağzından duymak insanı yıkıyordu,acı bir gerçekti ama öyleydi..

"ateş b-ben.." gözlerim dolmuştu çünkü şuan beni bir yalancı olarak görmesini istemiyordum, ben hamile olduğumu sanıyordum....peki ya bana inanmazsa? Ya henüz düzelmeye filizlenmiş olan ilişkimiz bu darbeyle sarsılırsa?

"öykü...tamam sorun yok testler yanılabilir....sen üzülme benim için bu yeterli" ateş biraz moralsiz gibiydi,haklı olarak. Çocuk kabul etmişti, bebeğe bile razı gelmişti ve her şey tam düzeldi derken öğrendiği acı gerçek doğal olarak onu yıkmıştı. Şimdi ne yapacağım bilmiyordum kendimi bir sis bulutunu arasında kalmış yağmur damlası gibi hissediyordum,gelecek en ufak darbe ile savrulacaktım, kopmak üzere olan bir diş gibi, ya da sonbahar zamanı ağaçtaki sararmış bir yaprak gibi. O sarılığın içinde kaybolmuş yeşil gibi. Ama öyle işte..,

"seni eve bırakayım?" biçimli kaşlarını çattığı sırada hayal kırıklığını gizlemeye çalışıyordu ama bu konu da benim gibi o da oldukça başarısızdı. Şuan eve gitmeden önce markete gidip bir sürü nutella almak ve yiyip karnımı şişirmek istiyordum , kusana dek içmek kendimi hayattan soyutlamak ve her şeyi unutmak istiyordum, hamile olduğumu sandığım o anlara dönmek istiyordum , imkansız olduğunu bilmem rağmen.

"tamam.." ateş elimi tuttu ve iki mıknatısın birleştiği an oluşan o elektriklenmeyi elimde hissettim,şimdi yapacağım tek şey eve gidip ders çalışmaktı sanırım. Yaşadığım travmayı annemlerden gizlemek adına bin bir türlü şeye katlanmak ve hiçbir şey olmamış gibi sıradan bir güne devam etmek, bugün özel değil. Sadece sıradan bir okul günü.

Arabaya binene dek hiç konuşmadık,zaten konuşsak bile ne konuşuruz bilmiyordum. Ateşin "aa!Öykü sen hamile değilmişsin ne kadar da şaşırdım,valla ben o kadar şeye razı oluyum doktor bana bebek yok desin çok mutluyum ya!" demesini beklemiyordum elbette ama konuşursak bunu başlatan kişi ben olmazdım.

"sınava kadar eksik konularını kapatabilirsin değil mi?" durduk yere açtığı sınav konusu şuan uğraşacağım en son konu olsa gerekti,daha ocak ayının ikinci haftasındaydık yani...kapatabilirdim.

"evet zaten çok eksiğim yok test çözmem gerek sadece.." aramızdaki soğukluğu hemen sezmiştim. Oda biraz haklıydı ben ona bebek demiştim, ikimizin bebeği demiştim ve şimdi doktorun dediği ile şok olmuştu..

"tamam,eksik konuların hangi derslerden belirle öğretmen getireceğiz konu eksiklerin kapansın diye,tamam mı?" kaşlarımı çatarak baktım ona, neden konuyu başka bir yere getirmişti ki? Gerçi bu benim işime gelmiyor da değildi ama....ateş bir an bana bakınca gözlerinde hüznünü gördüm, hayal kırıklığını, şaşkınlığını...yakından görünce daha da can yakıyordu,ama yapabileceğim bir şey yoktu, gerçek ise sadece öykü olduğumdu,karnında sadece organları olan öykü.

Eve geldiğimizde çantamı takmış bir an önce odama geçip hüsnümü yasımı yaşamak istiyordum, kapıyı açıp gideceğim sırada güçlü eli kolumu tuttu ve başta o karizmatik bakışı atıp birkaç saniye bekledi.

"akşam sizdeyim yemekleri güzel hazırla" sonrasında ise cevap veremeden arabadan inmiş evin yolunu tutmuştum, ne demek akşam sizdeyim?

-Misperi'den-

"annişim....nasılsın bakayım sen ha?" elimi karnıma götürmüş bir cevap bekliyordum ama tabii ki de bir cevap gelmeyecekti bunu biliyordum, yine de böyle bebekle konuşmak bana bir terapi gibi geliyordu rahatlatıyordu huzur veriyordu, cevap veremeyecek olması daha güzeldi aslında. Hatalı isem bile bana kızıp çığırmıyordu öykü gibi. Şimdi öykü deyince aklıma geldi yine ne yapıyordu kim bilir kumral cadım?

Telefonumu aldım ve direk kumral pislik! Yazdım, o Amerika'ya gidince adını böyle değiştirmiştim,aramızı açılmıştı ve üzülüyordum bu duruma..

Aranıyor....

Herhalde en az bir dakika bekledim ama açan olmadı, kesin bir şey vardı ama ne?

Tak. Kapının sesini duyunca hemen ayağa fırladım Kürşat gelmişti!! Sonunda be.

Kürşatı bir haftadır görmüyrdum çünkü yurt dışına çıkmıştı annesinin yanına.. kürşatın annesi Kaliforniya'da yaşıyordu ve uzun bir süredir görüşmedikleri için gitmişti hatta orada görüntülü arama ile annesi ile tanıştırmıştı beni. Kadın birde hamile olduğumu öğrenince başta bayılmış tabii.. Ama sonra kürlt annesine her şeyi anlatınca annesi de evlenmemizi istedi, ama bilin bakalım ne var? Kürşat bu konu hakkında hiçbir şey demedi, neden demiyordu ki? Gerçekten anlamıyordum, bebeğe razıyken ne diye evlenemiyorduk?

Kapıyı açtığımda karşımda kumral saçlı bir kız vardı saçları dağılmış ve suratında akan izleri, kimdi bu kız?

Merakla kim olduğunu anlamaya çalışırken konuştu.

"lütfen...beni içeriye al...." Kız çok kötü durumda görünüyordu ve korkmuştum ama yine de hemen içeriye aldım onu . yere çömeldi ve ağlamaya başladı ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ama hiçbir şey anlamamıştım hiçbir şey.

"sen...iyi misin su getireyim mi?"

Öksürdü ve yummuş olduğu gözlerini araladı "bir bardak su olabilir..." öksürdü. Kızı direk içeriye götürdüm ve su koyup verdim.

"aç mısın?" bana garip garip baktı "beni evine aldığın için gerçekten teşekkür ederim.." peki ama kimdi?

"önemli değil bir kızı böyle görmek çok üzücü tabii ki seni içeriye alacaktım söylesene adın ne senin ?" burunun çekti ve etrafa bakıp konuştu.

"ben...güneş." Nefesini üfledi damarları belirginleşmiş sinirlenmişti neden sinirlendiğini anlayamamıştım.

"güneş durkan"

**

Ee nasıl bir bölümdü ama;? Akşam tekrar yazacağım! Öptüm sınır 100 vote ve 200 yorum yorum fakın 10k yorumu geçelim lütfern <3333

SOSYOPAT LİSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin