13. Bölüm - Tımarhaneden Kaçış Planı

759 81 29
                                    

"Küçücük gözbebeğimden hayatıma girdin de, kocaman kalbimin neresine sığamadın da gittin?"

***

"Sakin ol Efsun. Sen zaten iyileştin. Sen, sadece burada daha fazla tutmalarına engel olacaksın o kadar." Efsun odasında oturmuş kendini bu sözlerle yatıştırmaya çalışıyordu. Miray odaya girdi.

"Ne konuşuyordun?"

"Şu kaçma işine kendimi hazırlıyorum."

"Nasıl kaçacağımız hakkında bir planın var mı?"

"Aslında gece bir şeyler düşündüm."

"Anlat."

"Uraz sana bir kamera falan getirebilir mi?"

"Ne alakası var."

"Şöyle ki;..." diye anlatmaya başladı Efsun. Miray Efsun'un ağzından çıkan her kelimeye ayrı şaşırıyordu. Nasıl bu kadar parlak zekalı olduğunu merak ediyordu.

***

"Uraz? Senden bir şey isteyebilir miyim?"

"Tabi Miray, yapabileceğim bir şey ise..."

"Ben çok sıkı bir programda çalıştığım için tek boş anlarımda Efsun'un yanında oluyorum biliyorsun..." Bu yalanı sürdürmek Miray'a zor geliyordu. "Diyorum ki, Efsun fotoğraf çekmeyi çok sever. Acaba Egemen'in gidişinden sonra kendini toplaryabilmesi için bir kamera getirebilir misin?"

Miray'ın yavru köpek bakışları etkisini gösteriyordu. "Elbette getiririm de, buradakiler izin verir mi?"

"Vermezlerse bile kaçak yolla o kamerayı Efsun'a ulaştırırız. Efsun'dan daha değerli değil ya."

"Haklısın."

***

Efsun odasının camında geçen gün Egemen ile oturduğu şekilde ayaklarını camdan sarkıtarak oturuyordu. Tam sol yanında tanımlayamadığı bir eksik vardı. Efsun bu güne kadar onu hep sol yanından sarılmıştı. Nedendir bilinmez ama hep böyle denk gelmişti. Şimdi ona sol yanından sarılamıyor. Sol yanı eksik. Kalbinin içinde de olduğu gibi... Egemen gözlerinden silinmiş ve yerine kalbinde kocaman bir kara delik bırakmıştı. Bütün duyguları, düşünceleri, gülücükleri, hayalleri bu kara deliğin içinde kayboluyordu. Onu hiç kuşkusuz deli gibi özleyecekti.

"Efsun, oldu bebeğim, oldu.." diye manda gibi odaya giren Miray, Efsun ve düşünceleri arasına da girmişti.

"Bebeğin mi oldu? Lan siz Uraz'la yoksa? Allah belanızı versin emi. Ulan biz buradan nasıl kaçacağımızı planlıyoruz sanıyordum, siz orada hobaaa..." diye konuştukça kendini kaybeden Efsun'u Miray'ın tiz çığlığı kurtardı.

"Bebeğim diye sana demiştim geri zekalı. Kamera işini hallettim. Yarın sabah getireceğini söyledi."

"Oh, bir an şey sandım."

"Sanarsın tabi, geri zekalısın ya."

Efsun içinden çıkamadığı konuyu değiştirerek hüzünlü bir ruh haline büründü.

"Bir daha gelmeyecek rüyalarıma."

"Ama onunla gerçekten tanışabilmen için rüyalarından gitmesi gerekiyordu."

"Bunu her ne kadar bilmek istemesem de her şeyin farkındayım."

"Gel buraya sulu gözlü," diyerek Efsun'a kocaman sarıldı. Bu yaptığı Efsun'u daha da gözyaşlarına boğmuştu.

"Yarın gece buradan kurtuluyoruz. Sen hiç canını sıkma."

"Yemek vakti kızlar." Odaya hemşire girdiğinin son anda gelen ses ile farkına vardılar.

Ben Deli DeğilimWhere stories live. Discover now