2. Bölüm - Gökkuşağı

2.1K 157 29
                                    

"Uzaktan seviyorum seni. Kokunu alamadan, boynuna sarılamadan, yüzüne dokunamadan... Sadece seviyorum..."

Cemal Süreyya

***

[Multimedia: Magdalena Zalejska - Efsun Ulutaş]

***

Uyandığında kafasını kaldırıp gözleriyle Egemen'i aradı. Egemen'i yanındaki sandalyede oturup onu izlerken buldu.

"Günaydın matmazel."

"Günaydın mösyö." diyerek gülümsedi. "Beni uyurken izlemek nasıl bir duygu?" Efsun Egemen'e takılmayı seviyordu.

"Dünya'yı verseler değişemeyeceğim bir duygu."

Efsun gözlerini kaçırdı. Yanaklarının kızardığına emindi.

"Utanıyor musun sen?" Sesinde şaşkınlık vardı.

"Maalesef. Ve utandığımda yanaklarım engel olamadığım bir şekilde kızarıyor. Eğer bununla dalga geçersen saçlarını yolar, gözlerini oyar, tırnaklarını yerlerinden söküp yolduğum saçlarınla birbirlerine bağlayıp, göz yuvalarına doldururum haberin olsun."

"Vay canına, böyle bir aptallığı asla yapmayacağım." Egemen'den bunu duyduğunda kendinden emin bir şekilde gülümsedi.

"Baksana, senin psikopat fantezilerini konuşmak yerine benim görünüşüme nasıl karar verdiğini sorabilir miyim?"

"Ne?"

"Benim dış görünüşümü nasıl belirledin diyorum."

"Sanırım fazla magazin programları izledim. Fazlasıysa bir aktrise benziyorsun."

Egemen'in dış görünüşüne karar vermesinde magazin programlarının etkisi büyüktü. Egemen'in yüzü Tanrı'ın özel yapımı gibi görünüyordu. Saçlarının dolgunluğu, dudaklarının biçimi, bakışlarının derinliği, çenesinin çıkıklığı ve elmacık kemiklerinin keskinliği tam bir şaheser gibiydi.

"Beni seviyor musun?" diye ani bir soruda bulundu Efsun. Bu soruyla karşı karşıya kalan Egemen şaşkınlığını gizleyemiyordu.

"Derken?"

"Duyduğun gibi işte."

"Şey, elbette seviyorum. Evet evet, tabi ki seviyorum."

"Sen bile kendinden emin değilsin." derken çaresiz ses tonunu gizlemedi.

Hiçbir ses çıkmadı. Efsun boşvermiş bir ses tonuyla 'ahh,' diyerek kafasını iki yana salladı ve yattığı yerden doğruldu. Elini yanındaki sürahi ve bardağa uzattı. Sürahiyi almaya kalmadan Egemen Efsun'un elinden yakaladı. Diğer elini de usulca tutarak bakışlarını birleştirdi.

"Seni seviyorum."

Dili tutulmuştu Efsun'un. Bu konuyu kendi açmadan bunu duyabilseydi daha etkili olabilirdi elbet.

"Seni gerçekten çok seviyorum."

Efsun'un yüzünde güzel bir gülümseme belirdi. Yanakları yeniden kızarmıştı.

"Seni öyle seviyorum ki, utanınca yanaklarının kızarmasını, pencereden giren rüzgarın saçlarını dalgalandırmasını, gülerken kısılan okyanus mavisi gözlerini ve saçma olmasına rağmen hayal gücüne dayalı etkileyici konuşmanı... Seni öyle seviyorum ki, hayal ürünü olmama rağmen kendimden vazgeçebilecek kadar çok seviyorum."

Efsun kendine göre bu büyülü sözler karşısında tek kelime edemedi. Onun yerine beden diliyle cevap verdi Egemen'e. Ona sarıldı. Hayaline... Onu mutlu eden tek erkeğe.

Ben Deli DeğilimWhere stories live. Discover now