"Seni mi çağırdım?"

"Adımı söyledin ya, bana seslendin ya, içten içe benden yardım istedin ya."

"Bunu senin duyabileceğini düşünmemiştim."

"Alan, ben senin koruyucun olduğum için aramızda telepatik bir bağ var ve sanırım bir an önce senin eğitimine başlamalıyız."

"Eğitime mi? Hani beni istemiyordunuz?"

John güldü. "Demek ki bütün bu olanlar bizim isteyip istememize göre şekillenmiyor."

Bıkkın bir şekilde "Sanırım." dedim.

"Bu arada olanları Daniel'a açıklamalısın ve kimseye söylemeyeceğinden eminde olmalısın."

"O konuda emin olabilirsin, Dan o konuda ağzını bile açmaz."

"Fazla ayrıntıya girme. Ne kadar az şey bilirse onun için iyi olur."

Olayları Dan'e açıklamak zor olacaktı ama bir yandan da iyi olacak gibi hissediyordum. En azından bu konuda artık eskisi kadar yalnız olmayacaktım.

* * *

Neyse ki Dan'in ve benim hastanede kalmamızı gerektirecek bir durum yoktu, o yüzden ikimizi de sabaha karşı taburcu ettiler. Tek fark Dan'in dikişleri vardı. Şu an Dan'in yerinde olmayı tercih ederdim çünkü babamın ve annemin bitmeyen soruları, babamın bana pekte inanmayışı (zaten ne zaman inandı ki?) ve annemin sürekli odaya gelip beni kontrol etmesi gibi sıkıcı bir durumdaydım. Annem evden çıkmamı istemiyordu ancak bir an önce Dan ile konuşmaya gitmeliydim. Bu yüzden annemi zar zor ikna ettikten sonra evden çıkabildim ve koşarak Dan'n evine yol aldım. Dan'in evine vardığımda kapıda Emma ve Laurel ile karşılaştım. Emma beni görünce direk boynuma sarıldı. Laurel bu durum karşısında kıpkırmızı olmuştu ve bu gözümden kaçmamıştı. Bu tavır neydi ki, neye bozulmuştu? Tam o sırada Laurel, boşta kalan elimi tutup beni kendisine çekti. Çekmenin etkisiyle Emma benden uzaklaştı, ardından Laurel sarıldı. İşte o zaman neden bozulduğunu anlamıştım, o sırada istemsizce Laurel ile kendimi düşündüm. Koyu kumral dalgalı saçları, buğulu kahverengi gözleri olan 1.60 boyunda olan çıtı pıtı bir kızdı.

Emma durumu anlamış olmalı ki "Nasılsın Alan?" diyerek araya girdi.

"İyiyim Emma. Daniel nasıldı?"

"Daha iyiydi. Duyar duymaz hemen geldik, buradan sana gelmeyi düşünüyorduk ama burada karşılaştık. İyi ki size daha fazla zarar vermediler."

Yere bakarak cevap veremedim. Verecekleri zararı vermişlerdi zaten.

Emma gülümsedi "İyi olmana gerçekten sevindim." dedi.

"Alan'ı fazla tutmayalım değil mi Emma? Tekrardan geçmiş olsun, seni böyle iyi görmek beni çok rahatlattı."

Utanarak "Teşekkürler." dedim.

"Görüşürüz Alan." dedikten sonra arabaya doğru ilerlediler. Galiba sadece ben bir arabaya sahip değilim, babam sağ olsun. Dan'in evine yönelip kapıyı çaldım.

Kapıyı annesi açtı. "Alan...Hoş geldin." deyip bana sarıldı. "İyi olmana sevindim. Hadi çık yukarı, Daniel seni bekliyordur."

"Teşekkürler" deyip Dan'in odasına çıktım. Odasına girmeden kapıyı tıklattım ve içeri girdim. Yatağında uzanmıştı. Benim yüzümden bu haldeydi.

"Nasılsın dostum?"

"Sence nasıl gözüküyorum?" Ters cevap vermişti. Bu zaten bozuk olan moralimi daha da bozmuştu.

"Dan, üzgünüm ben-"

"Bana her şeyi anlatmanı istiyorum. Hemen!"

"Ben de bunun için geldim." Odanın kapısını kapatıp ona bilmesi gereken her şeyi anlattım. John sadece yüzeysel anlatmamı istemişti ama ben bir tık daha derinlemesine anlattım. Soru sormadan, lafımı kesmeden dinledi.

"Bir şey demeyecek misin?"

"Ne diyebilirim ki? Bu kadar şeyi benden saklamışsın."

"Biliyorum sana başta her şeyi anlatmalıydım ancak ben de korkuyordum. Ne yapacağımı bilemiyordum."

"Beraber çözüm arayabilirdik."

Haklıydı, bir süre konuşmadan durduktan sonra Dan derin bir nefes alıp, "Galiba arkadaşlığımızı gözden geçirmeliyiz."

"Ne...Nasıl yani?" Çok şaşırmıştım. Ondan böyle bir şey beklemiyordum. Yüzündeki ifadeden ciddi olduğu belliydi.

"Olanları kafamda tartmalıyım. Galiba bu sürede görüşmesek iyi olacak. Bu konuştuklarımızı da kimseye anlatmayacağım merak etme."

"Peki nasıl istersen Daniel." deyip yavaşça yerimden kalktım. Ona güle güle bile demeden evlerinden ayrıldım. Sinirlenmiştim, üzgündüm hem ona hem de kendime. Haklı olabilirdi ancak benim de haklı sebeplerim vardı. Ona anlatsam bu olay yine de başımıza gelebilirdi. Üstelik böyle bir olay nasıl anlatılırdı ki zaten. İnsanlar bazen her şeyin göründüğü kadar basit olduğunu sanıyor, oysaki değil. Hey neyse onun bir daha zarar görmesini istemiyordum. O yüzden görüşmememiz belki ikimiz içinde iyi olurdu.

Element Varisleri (Tamamlandı)Where stories live. Discover now