46 Gün Önce

1.6K 133 127
                                    


 Harry kolları arasında duran turuncu köpeğin tasmasını çözüp evin içerisine girdi. Hala bir adı yoktu. Ellerini ovuştururken az sonra gelecek olan Louis 'ye neler söyleyeceğini düşünüyordu. Harry çirkin ve kilolu olduğunu biliyordu. Louis 'nin kendisini sevdiğini de biliyordu. Fakat artık Louis 'den o kadar ayrı kalmıştı ki Harry onunla bir gelecek göremiyordu. Harry kendisi için bir gelecek yaratmak istiyordu. Louis 'yi barındırmayan bir gelecek...

Kapı çaldığında tedirgin bir şekilde ilerleyip kapıyı açtı ve oğlanı içeriye aldı. Louis ona gülümsedi. "Ne oldu hayatım, bu kadar önemli olan nedir?" Harry ona şöyle bir baktı. Boynunda aşk ısırıkları, dağılmış bir gömlek ya da ucuz kadın parfümü kokusu yoktu. O çok... Liseli hali gibiydi? "Farklı görünüyorsun?" Sesi hala biraz boğuk çıkıyordu. Louis başını salladı. "A-Ah evet, biraz değişiklik y-yapmak istedim b-bilirsin..." Omuz silktiğinde Harry başını salladı.

Hızlıca konuya girdi. "Ayrılmak istiyorum." Louis 'nin gözlerinin karardığına yemin edebilirdi. "N-Ne?" Harry yutkundu. Bu çok zordu. Hayatının aşkına ve kendisini sürekli aldatan adama ayrılmak istediğini söylemek çok zordu. "Son zamanlarda ç-çok zor şeyler yaşadım ve s-sen hiç yanımda o-olmadın Louis. A-Artık yapabileceğimi s-sanmıyorum-" Sözleri yanağına sertçe çarpan deri ile kesildi. Başı yana düşerken kalbinin kırıldığını hissetti.

"Sana her şeyi verdim ben! Benden ayrılamazsın!" Haykırdığında Harry titrediğini hissetti. Hayır, hayır şimdi değil. "İ-İhtiyacım o-olduğunda yanımda o-olmadın!" Louis sinirle güldü. "Ne yani sırf bu mu beni bırakma sebebin!" Öfke ile Harry 'ye doğru yürüdü ve onun uzun saçlarını kavrayıp sertçe çekiştirdi. "L-Louis dur-" Oğlan onu kendine daha çok çekti. "Beni dinle kaltak, benden ayrılmayı aklından geçirme, sakın bunu düşünme bile!"

Harry gözleri acı içinde yaşlarla dolarken başını sallamayı denedi. "T-Tamam dur l-lütfen!" Louis tuttuğu saçları bıraktı ve oğlanı geriye itip düşmesine neden oldu. Ardından hiçbir şey olmamış gibi çıkıp gitti. İlişkileri süresince Harry bazen gerçekten de sınırları zorladığında Louis 'nin gözlerinin kararıp kendisine saldırmasına ilk elden elbette tanık olmuştu. Fakat bu gün olan şey... Hepsinden daha kötüydü. Harry hayatında hiç bu kadar korkmamıştı.

Neden Louis 'ye yetemediğini bilmiyordu. Neden Louis 'nin sadece kendisini sevmediğini anlamıyordu. Ne yapmıştı da bu kadar uzaklaştırmıştı kendisinden Louis 'yi, bilmiyordu. Yerde uzanmaya devam etti. Ağlayarak ve acı içinde kıvranarak uzanmaya devam etti. Ölmek istediği pek çok an olmuştu. Louis 'nin kendisini ilk aldattığı zaman, ilk kez Louis 'nin gözleri karadığı zaman, İlk kavgaları ve ilk kez Louis 'nin kendisini aldatmak ile suçladığı an... Harry o günü hatırlayıp gülerdi. Çünkü hepsi bok gibi zamanlardı ve tek ortak nokta Louis 'di. Hepsi Louis 'nin kendisine verdiği kötü anılardı...

Harry, o gün Louis 'den kurtulmayı denemişti. Tıpkı bu günde yaptığı gibi. Fakat hayat Harry 'ye karşı çok acımasızdı. O hala çirkin, zavallı, aldatılan yaratığın tekiyken ve acı çekerken Louis başka insanlarla birlikte oluyordu. Ve Harry o anlarda başka bir şeyi daha fark etti. Louis 'nin onu sevdiği falan yoktu.

Tell Me I 'm Pretty|| Larry Stylinson [#2]Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ