"Theo amca fazla kalmayacaklarını söylemişti" dedi Alin. Ablasının nefes alışverişlerinin hızlandığını fark ederek adımlarını yavaşlattı. Hamilelik onun çabuk yorulmasına sebep oluyordu.

"O gelince sizi rahat bırakacağım" dedi Elena. "Onunla vakit geçireceğim."

"Onu bizden çalamazsın abla" diyerek güldü Alin. Alon da ona katılarak güldüğünde Elena ikisinin de kollarını çimdikledi.

"Rein en çok beni, ablasını, seviyor!" dedi öfkelenerek.

"Ya ne demezsin!" dedi Alin, kolunu ablasının elinden kurtarmaya çalışarak. O sırada koridordan onlara doğru koşar adımlarla gelen abisini gördüğünde çabalamayı kesti.

"Her yerde sizi arıyorum!" dedi abisi onların önünde durduğunda. "Nerdesiniz siz!?"

"Orada burada işte" dedi Elena. Abisinin bakışları ortalarındaki Elena'ya kayınca yumuşamıştı.

"Elena nasılsın? İkizler seni peşlerinden mi sürüklüyor yoksa?"

"Yok artık!" dedi Alon ve Alin aynı anda. Elena güldü.

"Onlar bana eşlik ediyorlar abi" dedi Elena. "Bugün oldukça iyiyim."

"İyi olduğuna sevindim ama ikizleri senden almak zorundayım. Çok önemli bir mesele var."

"Ne oldu?" diye sordu Alon.

"Saleran kralından mektup var" dedi abisi. Heyecanlı görünüyordu. "Herkes toplandı, sizi arıyorduk her yerde."

Alon Alin'e baktığında onun gülmemek için kendisini tuttuğunu gördü. Ablasından saklanmak için herkesten saklanmışlardı. Tabii ablası yine onları bulmuştu.

"Ne istiyormuş Kral Melioth?" diye sordu Alin. Melioth'un Rein'e olan bağlılığı iki krallık arasında savaş olacağı fikrini düşündürmüyordu bile. Bu yüzden rahattı.

"Ayrıntıları bilmiyorum" dedi abisi. "Siz teşrif ederseniz öğreneceğiz!"

"Tamam ya geliyoruz" dedi Alin. "Bizsiz de hiçbir iş yapamıyorsunuz."

Abisi Alin'in kafasına vurmak için elini kaldırdığında Alin gülerek uzaklaştı.

"Saleran elçisi olduğunuz için size ihtiyacımız var" dedi abisi. Alin'in boş bıraktığı yere geçti ve Elena'nın koluna girdi. "Ben Elena'yı odasına götürürken siz de taht odasına gidin. Oyalanmayın. "

Alon Alin'le beraber ilerideki merdivenlere doğru ilerlerken onlar diğer koridora dönmüşlerdi.

"Abim heyecanlandığına göre güzel haberler var" dedi Alin. Alon birden durduğunda Alin de durdu.

"Alin, o zaman Theo amcayı da çağırmışlardır!" dedi Alon. "Geri dönmek zorundalar!"

"Ah doğru söylüyorsun!" dedi Alin. Keyfi yerine gelerek kardeşinin omzuna kolunu attı. "Hadi gidip bakalım şu mesele neymiş?"


****


"Öldür onu."

Rein bu sözle irkildiğinde uyanmış gibi hissetmişti. Etrafına baktığında bunun bir hatıra olduğunu anladı. Kaelin'in hatıralarından birine girmişti.

Bu sefer bir odada değildi boş bir koridordaydı. Loş koridorda kimse yoktu ama az önce biri konuşmuştu. Rein olduğu yerde dikilmek istese de ayakları onu koridorda ilerletmeye başlamıştı.

"Hayır."

Ses daha yakından geldiğinde Rein doğru tarafa gittiğini anladı. Ses tanıdıktı. Kaelin'in sesi olmalıydı. Rein kapısı açık odadan sızan ışığa doğru gitti. Işık loş koridoru aydınlatıyordu. Diğer bütün odaların kapısı kapalıydı. Rein ışığa gitmekte bir an tereddüt etti. Nedense içinde kötü bir his belirmişti.

KIZIL EJDERİN UYANIŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin