22. BÖLÜM - AYRILIK

483 33 1
                                    

Multi: Burçe öğrendiğinde
"Pardon ben çok şey edemedim de. Ben mi ? Güzel mi?"
"Bence kendini küçümseme" bu çocuğun içine ne kaçtı acaba?
"Cin çağırmaca falan mı oynadınız?" En mantıklı açıklama buydu. Yani bana annem, babam, yakın Arkadaşlarım falan dışında kimse çok güzelsin demezdi.
"Ne alaka?"
"Hani sen çok güzelsin dedin ya ben ondan şey ettim"
"Ne ettin?"
"Öf ya kimse bana çok güzelsin demedi Yakınlarım dışında oldu mu?"
"Illa güzel olman için birinin sana çok güzelsin mi demesi gerekiyor?" Bu çocuk bana asılıyor mu bana mı öyle geliyor?

Aslında ben cin çağırma konusunda ciddiyim. Kesin çocuğun içine cin kaçtı. Erkekler Öküz olur, odun olur, hayvan olur. Romantik olanıyla daha karşılaşmadım ve karşılaşacağımı da düşünmüyorum.
"Emir gerçekten sana birşey mi içirdiler?" O Sırada Emir'in telefonu çaldı.
"Pardon hemen geliyorum." Evet Burçe. Fırsat bu fırsat sen yaparsın. Dedektifçiliğe var mısınız? Dedektif Burçe iş başında dırırım dırırım.

O kalktıktan 30 saniye sonra bende Kalktım. Ben duymayayım diye baya uzaklaşmıştı. Bende ne konuştuklarını duyabileceğim en yakım duvar arkasına geçtim.
"Efendim abi?"
"..."
"Ne? Nasıl?"
"...."
"..." Kahretsin ses Kısık geliyordu hiçbirşey duyamıyorum!
"....."
"...." Ve burdan sonra ses iyice gitti. Emir'in yüzü kireç gibi olmuştu umarım kötü birşey yoktur.
"...."
"Tamam. Kapat" diyip kapattı. O Sırada bende beni görmesin diye masaya ışınlanmak resmen. Kimle konuşuyordu acaba?

Emir'den

Alp'den gelen telefonu açmak için Burçe ile oturduğumuz masadan uzaklaştım. Neden bilmiyorum ama Gözüme bugünlerde daha güzel gözüküyor. Içime Cin kaçtı sandı ama ben gerçekleri söylüyordum -uuuuu Emir'den şok Açıklamalar- çok geciktirmeden telefonu açtım.
"Efendim abi?"
"Emir çok kötü birşey oldu. Melis ile ayrıldık. Ve Melis şuan çok kötü. Arabayız. Hastaneye gidiyoruz. Abi birşey daha oldu. Sanırım bebek düştü"
"Ne? Nasıl?"
"Ofisten yeni çıkmıştım. Çıkmadan önce asistandan su istedim. Suya ilaç gibi birşey koymuş. Kendime geldiğimde bardaydık ve Melis de buradaydı. Sonra koşarken düştü. Karnının çok ağrıdığından söyledi. Şimdi baygın gibi yatıyor.Emir ne yaptım ben? Bebeğime birşey olursa. Ondan önce Melisime birşey olursa".
"Alp beni dinle! Melis'e de bebeğe de birşey olmayacak. Şimdi kapatıyorum ve en kısa sürede oraya geliyorum. Anlatabildim mi?"dedim Kısık bir sesle. Burçe duyabilirdi
"Tamam. Burçe'ye söyleme"
"Alp! Melis, Burçe'nin kuzeni!"
"Tamam. O zaman Burçe dışında kimsenin Haberi Olmasın. Annemlerin de. Zaten bilmiyorlardı"
"Tamam. Kapat" hadi şimdi Kolaysa Burçe'ye söyle!

Burçe'den

Masaya geldiğinde sanki bana söylemesi gerek birşey varmış gibi geldi.
"Emir? Iyi misin?"
"Sana söylemem gereken birşey var"
"Çatlatma meraktan söyle!"
"Melis ve Alp ayrılmış."
"Ne!"
"Sadece bu değil. Kavgadan sonra ayrılmışlar ve Melis düşmüş ve bayılmış. Muhtemelen bebek de düşmüş. Melis baygın gibi yatıyormuş. Burçe lütfen sakin ol. Alp çok kötü. Melis de "
"Hadi gidelim. Daha fazla durmamalıyız. Kuzenlerimizin yanında yanında" Gözümden akan yaşı hiç düşünmeden içeri girdim.
"Yalnız Alp kimseye birşey söylemeyin dedi. Zaten teyzemler de bebeği bilmiyorlarmış."
"O zaman Melis, Amcama da söylememiştir"
"Bencede"
"O zaman bir yalan bulup gitmemiz Lazım. Kızlara falan da söylemeyelim tatilleri zehir Olmasın"
"Tamam" dedi. Kahretsin ya. Kuzum ne kadar çok üzülmüştür. Kavga,üstüne bebek. Acaba uçak falan mı ayarlasak. Ama ayarlarsak annemlerin haberi olur. Of ya ne yapıcaz? Gidene kadar çok uzun yol var.

Diskoya geldiğimizde herkes çok eğleniyordu. Onlara çaktırmadan çıkmamız gerekiyordu. Not falan bırakabilirdik ama eşyalarımı da toplamam lazımdı. Ve çantam masada kalmıştı. Anahtar da çantamın içinde. Çok güzel. Hadi Burçe düşün! Acaba şimdi hangi yalanı kullanacaksın?

Buldum! Melis ve Alp'in kavga ettiğini söylerim. Nedeni olarak da Melis'in gelinliği. Evet! Umarım inanırlar. Inanmazlarsa.... Bulurum birşeyler.

"Masal! Bi gelsene" L koltukta yayılmış telefonu ile oynuyordu.
"Hayır"
"Bi biskrem versem?" Çaktırmamam gerektiği için Saçma Saçma espriler yapıyordum.
"Ben o kadar ucuz muyum gerizekalı?"
"Öfff Masal gel işte önemli"
"Ne var? Burçe? Rengin solmuş!" Biraz daha bağır Masal. Dünya'nın diğer ucundan Obama da duysun.
"Masal. Iyi dinle. Sana doğruyu söylicem. Nasılsa öğreneceksiniz. Ben gittikten sonra Dilara ile de konuşmanı istiyorum ve beni aramayın. Ben gidince size mesaj atarım." Al işte. Dayanamadım söyledim. Ben bir malım!!
"Tamam çatlatma. Anlat"
"Melis hamileymiş, bir olay olmuş. Alp ile kavga etmişler. Melis bayılmış sanırım. Çok kötüymüş. Ve Bebeğin düme ihtimali varmış. Şimdi bağırma. Odaya çıktığınızda Konuşun. Ben eşyalarımı toplıcam. Peşimden gelme." Dedim ve gittim. Daha hocalarla da konuşacaktım. Onlara ne diyecektim bilmiyorum. Düğün ile ilgili birşeyler anlatabilirdim. O değilde hocalar nerdeydi?

Şimdi aklıma geldi. Mustafa hoca! Emir'in Amca'sı. Umarım Emir'in babası ile konuşmaz. Ay içim daraldı. Tam mini bardan su çıkarıcakken kapı çaldı. Koşarak kapıyı açmaya gittim. Emir gelmişti.

"Emir! Mustafa Hoca babanla Konuşmasın"
"Babam yurtdışında annemle birlikte tatildeler. Genelde yurtdışı şeysini açmazlar o yüzden ulaşamaz."
"Ve bir sorun daha var. Araba falan yok. Uçak seferlerine bakmamız Lazım."
"Merak etme. Benim burda bir arkadaşım var. Onunla konuştum. Arabasını alıcaz. Uçak seferine baktım ama bulamadım. En erken yarın sabah 6'da var. O zamana kadar bizde gitmiş oluruz. "
"Tamam o zaman. Ben valizimi hazırlıyım."
"Yardım ediyim mi?"
"Olur" dedim. Kızlarla herşeyiniz birbirine karışmıştı ve ayırmak baya zaman alacağa benziyordu. Kapının önünden çekildim ve içeri girdim. Son kez odaya baktım baya dağılmıştı. Burayı toplamazsam yol boyunca aklıma takılabilirdi. Çünkü böyle Konuları çok kafaya takarım.
"Emir senden rica etsem şu makyaj malzemelerini ordaki küçük çantaya koyar mısın?"
"Tamam. Bunları mı?"
"Evet." Dedim.

Odanın banyosuna geçtim. Diş fırçamı, duş jelimi, şampuanımı, tarağımı, birkaç Tokamı, havlumu, Unuttuğum kıyafetlerimi falan Alıp çıktım.

Geldiğimde Emir hala makyaj malzemelerimle ilgileniyordu.

"Yardım etmek için gelmiştin. Kaç dakikada bir işi bitiremedin"
"Rujun çok güzel kokuyor."
"Teşekkürler de niye kokladın?"
"Hep rujların güzel koktuğunu söylerlerdi."
"Hııı anladım." Dedim ve işlerimde uğraşmaya devam ettim. Of bu yolculuk çok uzun olacak.

Kısa olsa da bölüm yazdım. Karneleriniz nasıl? Aklıma Burçe ve Emir için birkaç isim geldi sizce hangisi olsun?
-BurEm
-BuEmi
-BuMir
-EmiRçe

Ben daha çok BurEm veya BuMir yapmak istiyorum, sizce hangisi olsun?

Sahnedeki ÇocukWhere stories live. Discover now