6. BÖLÜM - HİÇBİRİNİ HATIRLAMIYORUM

1.2K 74 13
                                    

105 okuma olmuş. Ya benim wattpad'imde sorun var. Diğer hesabıma girdim. Orda 105 gözüküyor. Bende şuan 90 gözüküyor. Neyse sağolun. Fen ödevim var, sosyal ödevim var, 2 tane ingilizce ödevim var, matematik ödevim var ve pazartesi günü sınav var ve ben şuanda Bölüm yazıyorum. Hadi alkışlayın beni. Neyse iyi okumalar.

"Ne ? Nerde? Nasıl? Masal konuşsana iyimiymiş? Neredeymiş? Masal birşey söyle ?"
"Burçe" ağlıyordu. Mutluluktan ağlıyordu değil mi? Başka birşey olamaz değil mi?
"Masal söylesene ya? Herkes benden ne saklıyor? Hocam siz biliyor musunuz?"
"Sakin ol Burçe" dedi Emir. Bir dakika bu ne ara geldi. Neyse .
"Emir seni ilgilendirmiyor."
"Evet ilgilendirmiyor ama dışarı çıkıp konuşalım bence."
"Neyi konuşcaz? Emir ben gerçekleri merak ediyorum. Yakın arkadaşım 2 Yıldır nerde merak ediyorum. Masal ile ne ara aramız açıldı merak ediyorum"
"Tamam güzelim. Biliyorum, gel benimle. Sana ben anlatıcam. Öğrendim herşeyi gel benimle" Masal'a baktım. Müdürün odasındaki koltukta oturuyordu. Biraz daha ağlasa bayılacak gibiydi. Gittim ve ona sarıldım. Sonra Emir ile odanın dışına çıktık. Pardon çıkamadık. Herkes doluşmuştu. Ben Emir'e Sarılı duruyordum. Başka türlü ayakta duracak gücüm kalmamıştı. Kim ne der, ne düşünür umrumda değildi. Sadece Dilara'yı çok merak ediyordum.

Banka oturduğumuzda "Su ister misin?" Diye sordu.
"Hayır sadece anlat"
"Istersen seni olay yerine götürebilirim, yada karakola."
"Karakol? Olay yeri? Ne oluyor ?"
"Burçe, Dilara. Bulunmuş. Ama hafızasını kaybetmiş. Hiçbirşeyi hatırlamıyormuş. Biri boş bir binada yaşadığını Görmüş ve ihbar etmiş."
"Ne? Minnoşum mu? Emir? O?Ne , ne zaman olmuş? Bana niye kimse birşey söylemedi? Beni niye kimse oraya çğırmadı. Nasıl olmuş?" Polis siren sesleri ile başımı okulun girişine çevirdim. Birkaç polis arabadan indi ve bize doğru geldi.
"Polis bey?" Dedi Emir korumacı bir tavırla.
"Burçe Uysal ve Masal Akçay'ın bizimle karakola gelmesi gerekiyor"
"Pardon?"
"Dilara Yavuz davası ile ilgili ifade almamız gerekiyor."
"Biz olay olduğunda herşeyi anlattık. Daha ne istiyorsunuz?"
"Lütfen. Aileniz orada bekliyor. Size bilgilendirme yapılacak"
"Peki. Masal yukarıda."
"Memur bey. Ben götürsem olur mu kızları?"
"Tabi. Geç kalmayın en geç 15 dakika içinde orda olun"
"Tamam" polisler gitti. Kendimi şuan Pretty Little liars'tan çıkmış gibi hissetmedim değil. Emir , Masal'ı çağırmaya gitti. Bahçede tek Başıma kaldım. Bir anda zil çaldı. Herkes dışarı çıkmaya başladı. Hayır ya. Tam zamanlaması. Neyseki herkes benim Başıma toplanmadan Emir ile Masal geldi.
"Sonunda geldiniz, hadi gidelim. Olayın Aslı neymiş çok merak ediyorum"
"Tamam kızlar. Arabam şurda. Ezgi'ye söyledim çantalarınızı ve eşyalarınızı getirecek."
"Teşekkürler" dedim ve gösterdiği arabaya bindim. Masal ve ben çok durgunduk. Zaten bu durumda da Mahmut Tuncer Show'u açıp oynamamız beklenemezdi.
"Masal"
"Efendim"
"Ben özür dilerim. Aramız keşke açılmasaydı. Birdaha açılmasına izin vermeyelim."
"Vermeyelim. Bende özür dilerim. Sana herşeyi anlatmalıydım ve telefonuna cevap vermeliydim"
"Tamam canım. Bu kadar sulugözlülük yeter. Dilara'nın yanında gitmemiz gerek. Yalnız ben hala niye bizim ifademizi almak istediklerini anlamadım"
"Kızlar. Ben. Amcamda konuştum. Size şimdi Söylemek istemezdim ama sizden şüpheleniyorlarmış."
"Ne? Neden?"
"Biri Dilara'ya yeni Kıyafetler götürüyormuş. Yiyecek veriyormuş. Daha Dilara ile kimse konuşamamış. Sağlık kontrolünden geçiyormuş ama bunlar öğrenilmiş ve bu kişinin sizlerden biri olduğu düşünülüyor?"
"Ne?"
"Emir. Böyle birşey nasıl olur? Biz yıllardır onun bulunmasını bekliyorduk. Nasıl yani? Bu yapanı bulup geberticem"
****
Karakola geldiğimizde ifademizi aldılar. Bildiğim ne varsa anlattım. Sonunda Dilara ile görüşme zamanı geldi. Odasına tek tek alıyorlar. Ilk Masak girsin dedim çünkü daha hazır değilim. Beni hatırlamıyordur bile. Kapı açıldığında Masal üzgün bir şekilde çıktı. Daha önce annesi ve babası girmişti. Ve şimdi de sıra bendeydi. Benden önce kimseyi hatırlamadıysa beni hiç hatırlamazdı.
"Dilara?" Çok değişmişti. Sarı saçlarının rengi solmuştu. Teni vampirleri kıskandıracak şekilde beyazdı. Ayrıca çok zayıflamıştı. Yinede kötü gözükmüyordu. Yada ben öyle düşünüyordum.
"Burçe" diye mırıldandı.
"Hatırlıyorsun"
"Evet beni niye yalnız bıraktın?"
"Bebeğim kaybolmuştun. Seni bulmak için çok uğraştık ama sonuç yoktu."
"Peki senden önce gelen insanlar kimdi?"
"Ilk annen girdi sonra baban ve sonra da Masal"
"Ama ben Hiçbirini hatırlamıyorum"
"Beni nasıl hatırlıyorsun peki?"
"Sen benim en yakınımdın. Seni de çok iyi hatırlamıyorum. Bana bunları yapanı bile hatırlamıyorum"
"Tamam meleğim. Geçti." İçeri aniden Emir daldı.
"Emir?" Dilara Emir'i nerden tanıyordu?
"Dilara?" Emir Dilara'yı nerden tanıyordu.

Aslında Dilara ölü olucaktı ama sonuçta mizah olduğu için yaşıyor yaptım. Bu saatte bölümü anca bitirdim. Sildim sildim yeniden yazdım. Parmaklarım koptu. Umarım bölümü. Beğenmişsinizdir.

Sahnedeki ÇocukDär berättelser lever. Upptäck nu