21. BÖLÜM- ÇOK GÜZELSİN

513 34 0
                                    


Bursaya geleli 2 gün olmuştu. Bu günler içinde de çok şey. Yarışmayı kazanmanızın ardından saatler geçmişti. Yarışma alanında olan ufak partiden sonra otelimize gelmiştik. Bize ödül olarak kupa ve bizim grupta olan herkese sertifika vermişlerdi. Dediklerine göre bu sertifika konservatuar gibi yerler seçenlerin işine yarayacakmış.

Bu okula geldim. En büyük hayalim olan okul grubuna katıldım. Bu da yetmezmiş gibi yarışmaya katıldım. Yarışmada arkadaşım ile okulumuzu temsil ettik ve birincilik aldık. İşte bu bendim. Yıllardır olmayan ben. Hatta hiç olmayan ben. Hayalimdeki ben. Kendimden çok bahsettim sanırım. Şimdi ise şimdiki zamana dönelim.

Mustafa hoca bize 2. Ödülünü söyledi. Disko. Kaldığımız otel zaten cennet gibiydi. Kapalı havuzu, barı, karaoke salonu, sinema salonu, diskosu, özel tur ile kayak yapmaya da götürüyorlardı. Tabiki bu tura katılacaktım.

Diskodan bahsedelim. Disko dans edilen çoğu zaman içinde barı bulunduran bir yer. Tabiki şaka yapıyorum. Hepiniz diskonun ne odluğunu biliyordur. Konuşacağımız konu benim ne giyeceğim. Aslında yine etek kombini yapmak istiyorum. Ama benim için klasik olacak. Bu yüzden pantolon veya tayt ile de kombin yapabilirim. Yada buldum. Elbise. Hayır hayır. Offff ne giyicem. Valla gidip bugün ne giysem yarışmasına katılcam.

sana kötü haberim var. O yarışma bitti.

Biliyorum. Nedense aklıma.geldi. O zaman gidip işte benim stilime katılcam.

tarz diyılsın bebeğin

İç ses uzaklaş!

tamam be ne kızıyorsun?

İç sese cevap vermedim. Susmayı öğrenmesi Lazım. Sitede böyle olursa cevap vermeyin. Cevap verirseniz şımarıyorlar. Sonra çok konuşuyırlar.

Acaba Dilara ve Masal hazırlandı mı? "Dilara , Masal hazır mısınız?" Diye bağırdım büyük odanın içinde. Onları görememiştim.
"Ben Hazırım. Masal da hazırdı ama odada su Bittiği için su almaya gitti" Karşıma saçını taramaya çalışan Dilara'ya baktım. Güzel olmuştu. Siyah eteğinin üstüne karnının biraz üstünde biten beyaz uzun kollu birşey giymişti. Saçlarını salık bırakacaktı sanırım. Makyajını ise daha yapmamıştı.

"Ben hazırım da sen değilsin galiba"
"Ne giyeceğimi bulamadım."
"Okey! O iş bende. Şimdi *Dolabın kapağını açtı* bu eteği giysen üstüne de bunu giysen. Şu ayakkabıları da giyip saçlarını at kuyruğu yapsan hazırsın" 2 dakikada dolabın Altını üstüne getirmişti ama güzel bir kombin yapmıştı. Şimdi siz diceksiniz kış oldu hala mı etek giyiyorsunuz? Otelde klimaları son dereceye kadar açıyorlar herhalde çok sıcak. Neyse bana verdiklerini giydim ve makyaj yapmak için Aynanın karşısına geçtim. Diloş da makyaj yapıyordu.

"Masal hala gelmedi mi?"
"Gelmedi ama ben birşeyden şüpheleniyorum."
"Neyden?"
"MasEn"
"O ne be?"
"Masal ve Enes Aşkı"
"Saçmalama"
"Gerçekten. Sen sahnedeyken Gözünü bir kere bile ondan ayırmadı. Ayrıca kaç dakika oldu hala gelemedi. Derste de birbirlerine bakıyorlardı"
"Vay hain. Demek benim sahnede şarkı söylememi fırsat bilip ona baktı ha?"
"Buna mı takıldın. Burçe! Asıl konuya odaklan. Bizim bu konuyu çözmemiz lazım"
"Tamam. Hazırlan. Gidiyoruz. Sevgiline söyle bugünlük arkadaşları ile eğlensin. Bizim işimiz var. "
"Burçe! Herkes diskoda iken onlar da diskoda olucak. Nasıl halletmeyi planlıyorsun?"
"10 dakikada işimiz bitebilir"
"Nasıl?"
"Bak şimdi ben telefonumun şarjı bitti bahanesi ile onun telefonunu alıcam. Muhtemelen izin vermeyecektir. Izin vermezse en son annem ile Konuşurken şarjımın bittiğini ve annemin o Sırada önemli birşey söylemesi gerektiğini söylicem. Aslında sen sadece onun hareketlerini gözetliceksin. Bunu yaparken de Göze batmamak için sevgilin ile çok eğleniyormuş gibi yapıcaksın. Bu sayede anlamıcak. Bana telefonu verdiğinde dışarı çıkıcam ve whatsapp mesajlarına ve normal mesajlarına bakıcam. Sonra Enes'i telefonuna ne diye kaydettiğini bulucam. Kendimi de o şekilde kaydeticem. Masal'ın hafızası güçlü olmadığı için telefon numaraları ezberinde değildir. Odaya gelince benim telefonumdan Masal'a mesaj atıcaz. Whatsapp dan atmayız çünkü anlar herneyse mesajda 'Masal aşağı gel' yazacak. Bizimki aşıksa gider. Biz yatakta kıyafetlerimiz ile hazır olucaz. O çıktıktan sonra bizde çıkıcaz. Asansör yerine merdivenleri kullanmamız Lazım. Asansörü kullanırsak yetişemeyiz ve tam o geldiğinde bizde orda olucaz ve olanlar olucak"
"Vay be harika fikir"
"Tabiki kızım ne sandın?"
"Tamam o zaman makyajlarımızı yapıp inelim."
"Yanında siyah birşeyler var mı?"
"Tabiki"

Hazırlanıp aşağı indik o Sırada Masal gelmişti. Diskonun nerede olduğunu sormak için resepsiyona gittik. Sağa dönünce önümüze spaya giden merdiven çıkıyormuş. O merdivenden iki kat aşağı iniyormuşuz. Umarım orada telefon çekiyordur.

Geldiğimizde aşırı gürültü vardı ama çok eğlenceli gözüküyordu. Elimdeki telefonu ve oda anahtarını çantama koydum ve çantamı da bar masasına. Masalarda duran kokteyle benzeyen içecekten aldım. Alkolsüzdü sanırım. Etrafıma baktığımda tek Başıma kaldığımı gördüm. Dilara Batu'nun yanında Masal da ortalıkta dans ediyordu.

Gelmemizin üzerinden 1 saat geçmişti. Artık Plan'ı uygulamaya başlayabilirdik. O Sırada masanın üstünde duran telefonumun ekranı açıldı. Alp arıyordu. Ne oldu acaba?
"Efendim Alp?"
"Burçe senden birşey isticem. Biliyorum tatildesin ama ben birşey yapmayı unuttum."
"Ne yapmayı unuttun?"
"Melis'e evlenme teklifi etmeyi"
"Sen evlenme teklifi etmeyi mi unuttun?"
"Evet. "
"Pardon ama salak mısın enişte?"
"Insanlık hali"
"Insanlık Hali mi? Bir Kızın Ömrü boyunca hayal ettiği şeydir evlilik teklifi. Birde siz evlilik teklifi olmadan nasıl nişanlandınız? Melis buna izin vermezdi"
"Sana birşey söylicem ama aramızda kalıcak"
"Ay heyecanlandırma. Ölücem burda yoksa kızı tehdit mi ettin. Ay ya benimsin yada Kars toprağın mı dedin? Ay yazık kıza. Alp gerizeklı mısın? Denilir mi öyle"
"Melis hamile"
"Ne Melis hamile mi? Na-nasıl olur ya? Bize niye hiçbirşey söylemediniz? Şimdi benim Yeğenim mi oluyor? Ne ne zaman? "
"Burçe sakin ol. Daha yeni. Bizde 2-3 hafta önce öğrendik. Onun için hemen evlenmemiz gerekiyordu"
"Siz, bunu nasıl yaparsınız? Bize nasıl birşey söylemezsiniz? Biz sizin kuzeniniziz. Melis yanında mı?"
"Hayır"
"Alp beni iyi dinle. Melis ben doğduğumdan beri evlilik teklifi hayali kuruyor. Ne istediğini biliyorum. Senden ricam ona yapabileceğin en güzel şeyi yap. Sakın üzme. En kısa zamanda da düğün işine yardım edicem. Nikah olsun düğün geç de olabilir. Şimdi git ve nişanlının yanında dur" diyip kapattım.

O Sırada gözümde bir ıslaklık hissettim. Mutluluktan ağlıyordum. Tamam biraz atarlanmış olabilirim ama Yeğenim oluyor. O Sırada Karşımda Emir vardı.
"Bu-burçe. Ne oldu? Neden ağlıyorsun?"
"Alp sana söyledi mi?"
"Neyi?"
"Melis hamileymiş"
"Ne?"
"Alp söyledi"
"Dışarı çıkalım mı?"
"Olur" dedim ve onu takip ettim. Geldiğimizde dışarıda bulunan masalardan birine oturduk. Üşümüştüm. Üşüyünce yanaklarım kızarır. Emir bunu fark etmiş olacak ki ceketini verdi.

"Sen üşümeyecek misin"
"Ben çok üşümem"
"Peki"
"Burçe?"
"Efendim"
"Seninle açık konuşacağım"
"Ne konuda?"
"Seninle ilgili"
"Biliyorum çok çirkinim. Bunu belli etme. Boyumun kısalığını da yüzüme vurma"
"Hayır çok güzelsin" dediği cümle ile ne diyeceğimi şaşırdım. Çocuk alttan alttan bana yürüyordu.

Ne çok kısa oldu ne çok uzun. Önce tüm tatili yazıyım dedim ama sonra vazgeçtim. Pazartesiden beri yazsaydım yetişirdi ama yetiştirmem gereken projeler vardı. Neyse umarım beğenmişsinizdir.

Sahnedeki ÇocukМесто, где живут истории. Откройте их для себя