BÖLÜM 37:ANORMAL,TATLI,GÜZEL AİLE

8.4K 311 43
                                    

TAM TAMINA 10 SAYFA :) OYLARIMI YORUMLARIMI İSTERİM :) ARKADAŞLAR ŞİMDİDEN DUYURAYIM HAFTAYA FİNALLERİM BAŞLIYOR BEN AKSATMADAN YAZMAYA UĞRAŞACAĞIM ŞAYET YETİŞMEZSE HAFTAYA CUMAYA, DİĞER HAFTA İKİ HAFTAYI KAPLAYACAK UZUN BİR BÖLÜM OLUR ŞÜPHENİZ OLMASIN :)

Ö-PÜL-DÜ-NÜZ :)

OY VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN. HİKAYEYİ BEĞENİYORSANIZ ÖNERİN DE :D


Koray'ın bakış açısından... (Gece saat 03:00 civarları)

Kafayı yemek üzereydim. Gecenin bir yarısı yatağımda dönüp duruyordum. Gözlerimi kapattığım her dakika aynı sahne defalarca gözümün önüne geliyordu. Yaprak'ın başka adamlarla güle oynaya sohbet edişi... Heriflerden birinin onu dansa kaldırışı ve onun da seve seve kabul edişi...

Sinirden kudurmak üzereydim. Üzerime çektiğim yorgana bir tekme savurdum. Yorgan önce hafifçe havalandı sonra ise kenara yayıldı. Böylelikle üzerimi açmış, azıcık da olsa serinleyebilmiştim. Bu oda fazla sıcaktı. Yatakta doğruldum. Ayaklarımı yere basıp öylece kaldım. Başımı ellerimin arasına alıp oturur pozisyonda bir süre aklımdaki görüntüleri silmeye çalıştım. Olmuyordu. Çoktan silinmiş olması gerekiyordu hâlbuki. Yılbaşının üzerinden neredeyse iki hafta geçmişti. Koskoca iki hafta. Yapraksız geçen iki hafta daha. Yaprak'ın iyi kötü, saçma sapan anılarıyla dolu iki hafta. Yılbaşındaki görüntüleriyle dolu zihnimle geçirdiğim iki hafta... Siktir! Yataktan hızla kalktım. Elimi alnıma götürdüm. Bir de üzerine yeminimi bozmuştum. Şimdi gidip elin herifine evet dese de hiçbir halt yapamazdım. İki kere siktir!

Odanın içerisinde volta atmaya başladım. Kendimce stresimi atmaya çalışıyor, aynı zamanda aylardır yaptığım şekilde onu aklımdan silmeye çalışıyordum. Yararı oluyor muydu? Volta atarken başım sürekli pencereye dönüktü, dışarıya karşı apartmana bakıyordum. Tuğlaları, perdeleri saydamlaştırıp içeride neler olup bitiyor görmek istiyordum. Aç mı? , Bir şeye mi ihtiyacı mı var? gibi sorularla dolu aklım cevaptan çok yeni sorular üretiyordu. Size tavsiyem unutmaya çalıştığınız birinin karşı apartmanına taşınmak size hiç mi hiç yardımı dokunmuyordu. Anca kendinize eziyet ediyordunuz.

Pencereye yaklaştım. Elimle perdeyi araladım. Saat gece neredeyse üçtü. Sokak beklendiği gibi sakin ve boştu. Duyduğunuz tek ses köpeklerin havlaması ve rüzgârın üşütücü sesiydi. Sokağın görüntüsüne kendimi kaptırmışken karşı apartmanın girişindeki hareketlilik dikkatimi çekti. Sokağın sessizliğine ve sakinliğine tezat oluşturan bu görüntü dikkat çekmeyecek gibi değildi. Pencereye yaklaşıp daha yakından incelemeye başladım.

"Yok, ebesinin devesi"

Gördüğüm Yaprak'tan başkası değildi. Yanında bir adamla konuşuyor, onu göndermeye çalışıyordu. Damarlarımda akmaya başlayan koruma içgüdüsü, Yaprak'ın zor durumda olduğunu düşünmeye başladığımda baş gösterdi ama işin aslı bu değildi. Dikkatli incelendiğinde durum anlaşılıyordu. İkisi de gülüşüyorlardı. Yaprak cilveli bir şekilde adamı itiyor, bir şeyler söylüyor. Sonunda adam onu öptü. Bu da benim damarlarımdaki içgüdünün öfkeye dönüşmesini nedeni oldu.

Evden ayrılıp sokağa kendimi nasıl attım bilmiyordum. Yaklaşık on metrelik yolu karşıdan karşıya on-on beş adımda geçmiş, hızla adamın yakasına yapışmıştım. İlk işim ise o yeşil gözlü yüzüne kafayı geçirmek olmuştu. Sokak Yaprak'ın çığlığı ile yankılandı. Beni elleriyle tutup çekti ve çığırdı.

"Koray!" Ellerini üzerimden çekmeden beni döndürdü. "Ne yaptığını sanıyorsun sen!"

"Yattınız mı?" Yaprak'ın ağzı şaşkınlıkla aralandı. Şaşkınlıktan çok ne diyeceğini bilemiyor gibiydi. Ellerini üzerimden çekti. İki yanına salladı.

BİR BEBEK BİN MÜSİBETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin