BÖLÜM 10: BAR VAKASI PART 2

12K 437 86
                                    

DİKKAT +18 İÇERİK! YİNE :D İYİ OKUMALAR... İYİ ŞOK OLMALAR...

OYLARINIZI YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN.

Ö-PÜL-DÜ-NÜZ

MULTİMEDYA: ASYA

BÖLÜM ŞARKISI: The Pretty Reckless- Just Tonight

Sabah uyandığımda ne yapacağımı bilemez bir haldeydim. Onunla olduğum için mutluydum ama korunmamış olmamız beni haddinden fazla korkutuyor, olan moralimi en alt seviyeye çekiyordu.

Olduğum yerde yan dönüp Poyraz'a baktım. Uyanmıştı. Gülümsedi.Zoraki bir gülümsemeydi bu. Sıkıntılı olduğu her halinden belli oluyordu. Korunmamış olmamız fikri onu da korkutuyordu belli ki. Belki de dün gece hakkında pişmanlık duyuyordu. Başımı yastığa gömüp düşüncelerimi yok etmeye çalıştım. Poyraz'ın elini saçımda hissettim. Başımı hafifçe bastırdığım yastıktan kaldırıp ona baktım. Hala gülümsüyordu. Belki de ben boş yere kuruntu yapıyordum. Aklıma gelen bu düşünceyle gülümsedim. Gülümsememle onun gülümsemesi de genişlemiş tüm yüzünü aydınlatan bir sırıtışa dönüşmüştü. Eli hala saçımı okşarken her şeyin iyi olacağına dair bir his belirdi içimde. Bu sefer geçen seferki olmayacaktı. Poyraz beni yarı yolda bırakmazdı. Ona kendimden bile çok güveniyordum. Aslında normalde kendime bile güvenmediğimi düşünürsek Poyraz güvendiğim tek kişiydi.

"Günaydın" dedim . Sesim uykulu çıkmıştı.

"Günaydın"

Yataktan kalkmamız hazırlanıp kahvaltı yapmamız kadar uzun sürmüştü. Yatakta öylece uzanıp birbirimizi izlemiştik. Yataktan kalkıp hazırlandığımız süre zarfında hiç konuşmamıştık. Birbirimize bir söz vermiştik gibiydik. Sanki konuşursak her şey bozulacaktı. Basit bir konu değildi çünkü olan şey. Korunmamıştık. Sonucunun ne olabileceğini düşününce konuşmamak en mantıklı seçenekti. Tartışmak istemiyordum. İçimde bir canlı olabileceği fikri beni dehşete düşünüyordu. Eğer öyle bir şey olursa Poyraz'ın ne tepki vereceğini de kestiremiyordum. İster miydi? Yoksa anında beni bırakır mıydı? İkinci seçenekle tüm bedenimden bir titreme geçti. Bırakılmak ile büyük sorunlarım vardı. Ve beni asıl korkutan şey de buydu.

Arabanın durmasıyla şirkete geldiğimizi anlamıştım. Başımı yasladığım camdan kaldırdım. Ellerimi emniyet kemerime götürdüm. Kemerimi çıkarıp aşağı indim. Şirketin kapısına ilerlerken arkadan arabanın kitlenme sesi duyuldu. Asfaltta yankılanan ayak seslerinden Poyraz'ın peşimden geldiğini anlamıştım. Şirkete girip tüm çalışanlar göz açıma girdiğinde kendimi olabildiğince rahatsız hissettim. Evvelden beri insanların bana bakmasından nefret ederdim. Bu da lise zamanında yaşadığım kötü anlardan bana miras kalan lanetimdi.

Hızla koridoru geçip masama yöneldim. Masama oturduğumda Poyraz da önümden geçip odasına girdi. Hiçbir şey söylememişti. Yüzüme bakmamıştı bile. Kendimi şirkette olduğumuz için böyle davrandığı konusunda telkin edip çalışmaya başladım.Saatler ilerledikçe yaptığım iş sayısı artmış Poyraz;'a imzalatmam gereken dosyalar artmıştı. Bu saate kadar bununla birlikte götürürüm deyip bekletmeyi başarmıştım ama artık baş edilecek gibi değildi. Dosyaları üst üste toplayıp Poyraz'ın odasına yöneldim. Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Poyraz masasındaki dosyalarla hayli meşgul görünüyordu. Bir süre daha dosyalara baktıktan sonra başını kaldırdı. Yüzünde en ufak bir ifade bile yoktu. Zoraki bir şekilde gülümseyerek elimdeki dosyaları yana doğru salladım. Poyraz başını salladı. Yanına ilerledim. Dosyaları masaya bırakarak sırayla imzalanacak yerleri göstermeye başladım. İşi bitirmemize yakın kapı açıldı içeri on, on beş yaşlarında kızıl saçlı küçük bir kız çocuğu girdi. Heyecanlı görünüyordu. Bu bende gülümseme isteği yaratmıştı. Poyraz'a baktığımda yüzünün asık olduğunu gördüm. Sanki o kızın burada olmasından hoşnut değildi. Küçük kız gülerek masaya yaklaştı.

BİR BEBEK BİN MÜSİBETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin