15. Gaz Odası

246 21 4
                                    

Dohu ağzından çıkacak olan kelimelerin ne denli önemli olduğunu biliyordu. Ayso, Mert ve Anıl'ın beyni, Dohu'nun söyledikleri kelimeleri yakalamaya hazırdı. Ve başladı Dohu,
"Fark ettiniz mi? "

Daha fazla beklemeye mecali kalmayan Mertler,
"Neyi be!" dedi .

"Hani bizi buraya tıkarlarken bir kuyu vardı. Masum insancıklar atlıyordu ya içine... Onlar atladığı anda mutluydular fakat deliğin içine girdiklerinde çıkan yüksek sesle birden çığlık attılar!"

"Eee! Sonuç?! " dedi Ayso.
Ayso en yakınını kaybedince değişivermiş asabileşmişti fakat o yüzünde ki masum ve güzel ifade hiç bir zaman kaybolmuyordu.
Dohu devam etti.

"Yani bu yüksek ses onlarda ki gazın etkisini bozuyor olmalı. Sonuç olarak da bizi o ölüm sırasına götürmelerine izin vereceğiz fakat oraya gidince avazımız çıktığı kadar bağarmalıyız! Böylece diğerleri gazın etkisinden kurtulmuş olacak ve etrafta büyük bir kargaşa oluşacak. Bizde böylece (ağzıyla 'fııırt' sesi çıkararak) kaçacağız!"

Mert, Dohu'nun susmasından sonra sessizliğe izin vermeden hemen atıldı.
"Dohu iyi gözlem yapmışsın ama... Ama biz de bu gazdan etkilenmeyecek miyiz sanıyorsun? Gaz odasına dikkat etmedin mi?! Bizi o sıraya götürmeden önce gaz odasına sokacaklar! Bu bütün planı bozar! "

Dohu,
"Onu da düşündüm dostum! Sadece birimiz bu gazdan etlileneceğiz!"

Dohu kumaş pantolonun paçasından, biraz önce hoparlörün kablolarını kestikleri çakıyla bir parça kopardı ve devam etti elindeki kumaş parçasını sallayarak,

"İşte bizi bu kurtaracak! Aramızdan birisi odaya girdiğinde kumaş parçasını gazın püskürtüldüğü deliğe sokmaya çalışacak. Tabii gazın etkisi bir dakika da başlıyor. Bunun için elini çabuk tutmalı. İlla ki gazdan biraz etkilenmiş olacak fakat biz orada bağırırken etkiden çıkacak. Aslında gaz odasında bağırmak da aklıma gelmedi değil ama sesleri duyarlarsa kıllanabilirler. Evet yorumları alalım!"
Mert'ten ve diğerlerinden tuhaf ama hiç bir tepki gelmedi. Sadece kafa salladılar, Anıl hariç!

Anıl kahkaha atmaya başlayınca kitabı önlerine fırlatan adam ekmek arası yapıp yanında mısır çayı içtiği sırada onları duydu. Bu adam Rustu! Rusça küfürler edip, Dohuları görüntülediği ekrana geldi. Karşısında gördüğü siyah ekran karşısında daha da hışımlanarak yerinden fırlayıp, pis küfürlerine devam ederek hızla dışarı çıktı küçük kontrol odasından.

Dohu, Anıl'ın ensesine şaplak indirirken Ayso'da cimcikleyiverdi Anıl'ı. Mert'se deli gibi kafasını sallıyor etraftaki diğer sesleri duymaya çalışıyordu.
Dohu ve Ayso'nun yaptıklarından sonra son kez çığlık atıp sustu Anıl. Dohu, sustuğu halde Anıl'ın ağzını geçte olsa kapadı. Fakat ayak gölgeleri çoktan kapının altından belli oluyordu! Rus, kapının kilidini açarak içeri dalıverdi. İçeri girdiğindeyse Dohu'nun elinde kitabı ve etrafında toplanan Mertleri gördü. Anıl suçluluğunu anlayıp oyunculuğa ayak uydurmaya çalışıyordu.

Rus adam birden bağırmaya başlamış, Rusça küfürlerden sonra şimdi Türkçe konuşmaya başlamıştı.

"Napıyorsunuz siz burada! Kalkın! Süre falan yok size! Oyun oynadınız cezasını çekeceksiniz! Demek görüntüyü kapatırsınız! "

Dohular daha Rus olduğunu bilmedikleri adamın gözlerine bakarken adam Dohuların kestiği kabloların yerde parladığını görünce en önde duran Mert'in omzundan çekerek,
"Siz de arkamızdan geliyorsunuz! Yoksa sizi gebertirim! (Mert'e bakarak) Yürü be sende! " dedi.

Dohu, Anıl'ın kulağına yaklaşarak,
"Dua et gaz odasına ilk beni soksun!"
Anıl cevap vermeden başını önüne eğip, önünde ki Mert'in arkasından giden Ayso'nun arkasına takıldı. Ayso da Anıl'a, arkasına dönerek sert bir bakış fırlattı. O sırada Rus,

"Ne konuşuyorsunuz siz orada! Yürü!"

Dohu, Aysoya cebindeki kumaş parçasının ucunu göstererek önüne geçti. Dışarıdaydılar. Sıra daha da kalabalıklaşmıştı. Kim bilir Dohuların tutulduğu oda gibi kaç oda vardı.Sığınak çok büyüktü.Kuyunun önünde ki sıra daha da kalabalıklaşmıştı. Sığınağın her yanını kahkaha sesleri kaplamıştı. O sırada Dohu'nun aklına, Ulu Kağan'ın onlara verdiği görev geldi. Kitap çantalarının içindeydi fakat adamlar çantayı almışlardı. Büyük ihtimal ileride bulunan siyah çanta yığınlarının orada bir yerlerdeydi. Kargaşada bir iş daha çıkmıştı onlara artık.

Nihayet gaz odasının önüne gelmişlerdi. Üstünde küçük, yuvarlak delik bulunan gri kapının önündeydiler şimdi . Adam kapıyı açmak için eğildiğinde Dohu, Mert'in önüne geliverdi. Mert neden olduğunu bildiği için hiç bir tepki vermeden geri çekildi. Adam kapıyı açtığında yeşil gazdan kalanlarla iğrenç, ekşi koku dışarı sızdı.Rus Adam yeniden doğrulduğunda Dohu'yu önde görünce,
"Demek çok meraklısın?!" dedi ve kahkaha atarak Dohu'nun sırtına tekmeyi basıverdi. Dohu şimdi gaz odasındaydı.

______________________________________
Oy vermeyi ve görüşlerinizi yorumda belirtmeyi unutmayınız. :)

Ulu KağanWhere stories live. Discover now