13.BÖLÜM - HASRET

Comenzar desde el principio
                                    


"Sanırım gözlerin beni seçemiyor "dedi sahte bir alınganlıkla. Başımı sesin geldiği yöne hızla çevirirken bir yandan da sigaramı söndürmeye çalışıyordum.

"Kusura bakma dalmışım seni görmek bana sürpriz oldu "karşımdaki boş sandalyeyi gösterdim "oturmaz mısın? "Doğukan karşımdaki boş sandalyeye otururken yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi. Takım elbisesinin içinde oldukça şık ve karizmatik göründüğünü söyleyebilirdim.

"Mekana girdiğimde seni gördüm. Hemen yanına gelmek istedim "dedi garsona gelmesi için işaret verirken. Garson işaretini görüp hemen geldiğinde siparişini verip tekrar konuştu "nerelerdeydin Karaca? Seni çok merak ettim "dedi ciddi bir ifadeyle. 


Mahcup olmuş bir şekilde etrafa bakınırken el birliğiyle hazırladığımız yalanı seslendirdim. Hasta olduğumu üstüne hastalığı atlatamayıp hastanede kaldığımı dahası ona da bulaştırmak istemediğimi söyledim. Her yalan içinde ufacık da olsa bir gerçek barındırırdı ve bu yalandaki gerçek benim hasta olmuş olmamdı. Vicdanını rahatlatmak için kendini kandırıyorsun Karaca, içinde hiç gerçek olmayan yalanlar da pekala olur. İç sesim sahtekarlığımı yüzüme vurduğu sırada Doğukan gelen içeceğinden bir yudum aldı.


"Neden bana haber vermedin? "elindeki fincanı tabağına koyarken bana karşı ciddi tavrını sürdürdü "yanında olmayı isterdim " dedi bozulmuş bir şekilde. Açıkçası yeni tanıştığı bir insanın sağlık durumunu bu kadar içselleştiriyor olması beni bir parça şaşırtmıştı.

"Seni de telaşlandırmak istemedim ayrıca telefonum kaybolmuştu " bütün karşı koymalarıma rağmen Kamer'in bana aldığı telefonu gösterdim "yeni bir telefon almak biraz vaktimi aldı " dedim yumuşak bir sesle.

"Ne olursa olsun bir daha beni habersiz bırakma "dedi başını sallayarak. Elini uzatıp masanın üzerinde duran elimin üzerine koyduğunda küçük bir şekilde tebessüm etti. Temasına takılmamaya çalışarak tebessümüne karşılık verdim.

"Düşünmen yeterli "elimi kendine çekip tüy kadar hafif bir öpücük kondururken tebessüm etmekle yetindim. Bir süre birlikte vakit geçirmiş sonrasında Doğukan ile ayrılmak üzere evimin önüne geldiğimizde arabadan ineceğim sırada kolumu tutup beni durdurmuştu. Önce eline ardından hafifçe kaşlarını çatmakta olduğu yüzüne baktım.

"Benden kaçmıyorsun değil mi Karaca? "Diye sordu gözlerimin içine bakarak. Hayatına eskiden aşık olduğu Başak yüzünden ansızın girmiş onunla bir samimiyet kurmuş üstüne bu samimiyete tezat bir şekilde on gün boyunca onu hiç aramamıştım. Çünkü aklım tamamıyla Kamer ve on gün boyunca şehir dışında kalmak zorunda olmasındaydı.

"Doğukan gerçekten benim için sıkıntılı bir süreçti "dedim derin bir nefes alarak. Doğukan mı bana fazla yapmacık ya da ısrarcı geliyordu yoksa ben adamakıllı bir ilişki yaşamadığımdan durumu yadırgıyor muydum anlayamamıştım.

"Umarım bir daha öyle bir süreç yaşanmaz ama yaşanırsa yanında olmama izin ver "Gözlerimin içine baktığında bakışlarını bir canlılık içerdiğinden epeyce şüphe duyduğum bakışlarımla kabul ettim. Gözleri yönünü değiştirip dudaklarımda durduğunda aradaki mesafeyi acelesiz bir şekilde kapatmaya başladı. 


Nefesi dudaklarıma çarptığında karnıma korkuyla karışık bir sancı girerken dudaklarımız arasında milim denebilecek kadar az bir mesafe vardı. Gözlerimi sıkı sıkıya kapattığım esnada çalan telefonum yüzünden korkuyla sıçradım. Doğukan huysuz bir şekilde homurdanıp geri çekilirken derin bir nefes alıp telefonumu ne zamandır titrediğini bilmediğim elime almış Zeynep ablamın aramasını meşgule vermiştim.

YORGUNDonde viven las historias. Descúbrelo ahora