"Onunla konuşursan her şey düzelecek. Rein'e kızmadığını biliyorum. O masum zaten-"

Cynan Lysbet'in daha fazla konuşmasına izin vermeden onunla arasındaki bağı kapattı. Şu anda kendi kendine düşünmeye ihtiyacı vardı.

Rein'in bir suçu olmadığını o da biliyordu ama kandırılmış gibi hissetmeye engel de olamıyordu. Kandıranın babası olduğunun da farkındaydı ama..

Her şey çok karışıktı.

Rein'in yüzüne nasıl bakacağını bilmiyordu. Az önce de denemişti. Odasına gidip onu görmek istemişti ama yapamamıştı. Alin kapıyı açtığında gitmek üzereydi. O kapıyı açtığında ise içeri bile girememişti.

Daha ikizler bilmiyordu. Babasının dediğine göre bilmeyeceklerdi de.

Siz kardeş gibi büyüyecektiniz, seni Rein'in yanına götürecektim ama olmadı, zamanımız yetmedi..

Cynan başını iki yana salladı. Kardeş gibi birlikte büyümeseler de öyle olmuşlardı. Cynan buna inanamıyordu. Babasının her yerde aradığı Rein'i onlar bulmuşlardı.

Bu nasıl bir tesadüftü?

Bu hikayede anlam veremediği bir çok şey vardı. Bazı soruların cevaplarını bulsa da aklında sürekli yeni sorular beliriyordu.

Cynan aklına gelen şeyle ofladı. Rein'in ejderha olması bir sorundu evet ama keşke bu kadarla kalmış olsaydı. Rein'in insan soyu da ayrı bir sorundu.

Rein bir prensti. Hem de krallığının tek prensi! Veliaht Prens!

Cynan tekrar ofladı.

"Ne oluyor Cynan?"

"Niye ofluyorsun?"

Cynan düşünmeye o kadar dalmıştı ki ikizlerin geldiğini fark edememişti. Oturduğu ağacın dibinden karşısında dikilen ikizlere baktı.

"Sizin burada ne işiniz var?"

Onların sorularına cevap vermeyip kendisi bir soru sorduğunda ikizler aynı anda gözlerini devirmişlerdi. Cynan bunca senedir onların aynı anda aynı hareketleri nasıl yaptıklarını bir türlü çözememişti.

Alin ve Alon Cynan'ın iki tarafına oturduğunda Cynan rahatsızca kıpırdandı.

"Theo amca geldi, biz de Rein'i ona bıraktık" dedi Alin.

"Zaten Rein bize küstü" dedi Alon. "Yemek bile yemedi!"

"Barışırsınız" dedi Cynan.

"Evet, barışırız" dedi Alin. "Sen onu bırak da ne bu halin onu söyle?"

"Ne varmış halimde? Herzamanki gibiyim."

"Ya tabi" dedi Alon alayla. "Cidden Cynan anlamayacağımızı mı sandın?"

"Bir garipsin sen. Ne derdin var? Bize söyleyebilirsin, biliyorsun" dedi Alin.

"Yok benim derdim falan" dedi Cynan rahatça. "Garip de davranmıyorum."

"Ya tabi" dedi Alin. "Senin şimdiye Rein'in başında dikilen bizleri kovalaman gerekiyordu."

"Ama sen Rein'in yanına bile uğramadın."

"İşlerim var" diye homurdandı Cynan. "Sizin işlerinizi de ben yapıyorum."

" İş senin için hiçbir zaman bahane olmaz" dedi Alin. "Bize doğruyu söyle Cynan.. yoksa sen.. aşık mı oldun?"

"Ne!?"

Cynan onların ciddileşmesiyle gerilmişken böyle bir soru beklemiyordu.

Tanrı aşkına!

KIZIL EJDERİN UYANIŞIWhere stories live. Discover now