47.Bölüm -Kına Gecesi.

2.9K 157 31
                                    


Bu bölümdeki Tuğçe ve Özlem karakteri, gerçek hayattan alıntıdır.

Saydığım bu iki karakter, aslında sizler gibi bir Aşkokur fakat her anımda yanımda olan Aşkokurlardır.

Turunculu'nun başlarında onlara bir sözüm vardı ve şuan tuttum. 

Onları, istedikleri karakterlerle tanıştırmış bulundum.

Sevgili: Tuğçe Varol 

Sevgili: Özlem Barutçu.


Geri sayım, son iki...

Bölüm: 47

Geçen hafta yapılan gelinlik alışverişinden sonra, kına alışverişi için kollar çoktan sıvanmıştı. Kayra, daha dün ben asla bindallı giymem diye ağlarken, bugün bindallık alışverişinden yeni dönüyorduk ve tabii ki kına organizasyonunda giyilecek kıyafetleri de özel olarak kendimize almışken...

''Şimdi!'' dedi Bora, elini sertçe masaya vurdu. Hemen ardından vurduğu eline yavaşça üfledi. ''Acıdı, acıdı.'' diyerek.

Kollarımı göğsümde birleştirip, başımı Tarık'ın göğsüne yasladım ve gözlerimi, masanın başında dikilen Bora'ya çevirdim. Kına organizasyonunu o ayarlıyordu. Kimlerin geleceğini, nasıl bir ortam olacağını, hangi kıyafetlerin giyileceğine kadarda o ayarlamıştı.

''Evet, herkes sergileyeceği tavrı, hareketlerini ezberledi mi?''

Tek kaşımı kaldırıp sessizliğin hüküm sürdüğü masaya baktım.

''Ezberlendi mi dedim!'' Bora, sert bir şekilde masaya elini vurdu. Fakat bu sefer eline üflememişti.

''Elbette.'' dedi Ece, sonda ki e harfini uzatırken tırnaklarını törpülüyordu. ''Hepimiz hazırız-''

''Kendi adına konuş.'' Ece'nin cümlesini yarıda kesen sesin geldiği yöne baktım. Tam olarak bizim yaptığımız hareket gibi, Harun'un kaslı göğsüne yaslanmış siyah saçlarını okşattırıyor ve etrafa garip bir aura yayıyordu: Asya Düzel...

''Aptal.'' dedim kısık bir sesle ve Tarık'ın göğsünden başımı çektim.

''Anlamadım canım, bir şey mi söylemek istedin?'' diyordu Ece, pembe uçlu törpüsünü masaya sertçe bırakıp ayağa kalkarken. ''Hayırdır?''

''Ece...'' dedim kısık bir sesle ve koltuğuna işaret ettim. ''Haydi otur, tatsızlık çıkmasın şimdi Kayra gelecek zaten.''

''Azra'ya dua et.'' dedi ve yavaşça yerine kuruldu. Törpüsünü sertçe eline alırken, keskin bakışlarıyla halen daha Asya'yı süzüyordu.

''Kavganız bittiyse hanımlar, devam ediyorum?'' Bora iki elini beline yaslamış, aptal aptal suratlarımıza bakıyordu. Başımla onay verdikten sonra, tekrar başımı Tarık'ın göğsüne yasladım. Bora konuşmasına devam etti.

''Azra Güler, pudra pembesi.'' 

Elimi kaldırdım. ''Bende.''

Bora, hepimizin giyinmekte zorunlu olduğu elbiselerinin renklerini açıklıyordu böylece aramızda bir kargaşa veya kıyamet olmayacaktı.

''Mürdüm rengi, Ece Uras.'' Masadaki bakışlar Ece'ye çevrilmişti. Ece hiç tepki vermeden, tırnaklarını törpülemekle meşguldü. Bora, elindeki kalemi sertçe Ece'nin kafasına fırlattı.

Turunculu.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin