31.Bölüm ✴ Acı ve gerçekler.

4.3K 214 43
                                    

✴✴✴

Azra Güler.

Yorganın üzerimden çekildiğini hissettiğim an, ruhumun bedenime geri döndüğünü hissettim. Uykunun aslında kısa bir ölümden ibaret olduğunu öğrendiğimden beri, her sabah uyandığımda ruhumun bedenime nasıl döndüğünü kurgulardım kafamda. Gerçi şuan kurgulamam gereken tonlarca olay vardı.

Bunlardan ilki, ''Ben buraya nasıl geldim?'' idi.

''Uyuyan güzel numaralarının sökeceği en son insanım, Azra!'' diyen ses kulaklarımı tırmalamış olsada bakışlarımı üzerine çekmeyi başarabilmişti. Kayra?

''Bana hiç, burada ne işin var? bakışları atma... Tek değilim.'' derken işaret parmağıyla kapıyı işaret etti. Gözlerimi kapıya çevirirken, tek kaşımı kaldırıp tanımadığım bir simayı inceledim. Belki de tanıyıp da unutmuş olduğum bir simayı.

İri yeşil gözleri ve kumral rengi saçları vardı. Üzerine giydiği lacivert ekoseli gömlek, vücudunun her bir hattını öne sererken, altına giydiği kot pantolon klasikti.

''Kimsiniz?'' dedim ses tonumun yabancı çıkmamasına özen gösterirken.

''Kim miyim?'' derken iri yeşil gözlerinin daha da irileştiğini hissettim. Olduğum yere büyük adımlarla gelerek bir iki saniyede ulaşan adam, saçlarımdan tutup beni ayağa kaldırdı.

''Asın bunu, cezası ölümdür!''

''Gerekçe olarak ise...'' dedi Kayra ve sağ parmağını kalem tutar gibi yapıp, sol eline bir şeyler yazar gibi yaptı. ''Sarp Tüzel'i hatırlamadı.''

''Ne hatırlamaması lan, kız resmen kimsiniz dedi.'' derken saçlarımı tutan sert eller, saçlarımı bir anda bırakınca boşlukta kalıp yere düşerim zannetmiştim fakat ayakta duruyordum. Asıl problem, bu kişi kimdi?

''Sarp, anlattım ya. Kimseyi hatırlamıyor.'' dedi Kayra, ''Anlatmaktan dilimde tüy bitti!'' der gibi bir yüz ifadesiyle.

''Ben anlamam arkadaşım.'' deyip iki elini kaldırdı Sarp. ''Beni hatırlayacaktı.''

Gözlerini üzerime çevirdi ve kollarını bacaklarımdan geçirip, elini sırtıma yasladı ve beni kucağına aldı. ''Hatırlamadı, yanlış yaptı.'' demeyi ihmâl etmezken...

Olayları, üçüncü bir şahıs gibi dışarıdan izliyordum sanki. Dünya benim etrafımda dönüyor fakat ben dışarıdan bir seyirci gibi onları izliyordum. Mesela, şu an Sarp'ın kucağında merdivenlerden indiğimizi yeni fark ediyordum.

''Uykusunu alamamış bu, baksana hâlâ saf saf bakıyor. Benim tanıdığım Azra Güler, 'Sen beni nasıl kucağına alırsın!' diye ortalığı yıkardı çoktan.'' dedi Sarp. Beni yemek masanın önünde indirip, sandalyemi çekerken. ''Bugün pek uysal.''

Sandalyeme zorla oturtulduktan sonra önüme bir tabak, elime bir çatal tutuşturuldu; Kayra ve Sarp ikilisi tarafından. Ben daha üzerimdeki şaşkınlığı atamazken, ağzıma bir yeşil zeytinin atıldığını hissettim. İşte o an, gerçekten nerede olduğumu artık kavrayabilmiştim.

''Neler oluyor burada?''

''Plüton'lu aramıza yeni katıldı.'' derken ağzına bir peynir dilimini attığın fark ettim, Sarp'ın. Cidden, neden kimseyi tanıyamama gibi bir cezaya çarptırılmıştım ki?

''Kayra, neler oluyor burada?'' sorumu tekrarlamaya devam ederken, önlerindeki tabakları doldurmakla meşgullerdi. Elimde duran çatalı sertçe masaya bırakırken, tekrarladım. ''Size ne olduğunu sordum!''

Turunculu.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin