36.Bölüm - Ninni.

3.4K 184 84
                                    

Bölüm: 36

Elimdeki mektup kağıdını buruşturarak masaya bıraktım ve telefonumu cebimden çıkarttım.

''Çocuksun anne!'' dedim tükürür gibi. ''Çocuk gibi davranıyorsun.''

Rehberden, ''Anne'' yazısını tuşlayıp, ara tuşuna bastıktan sonra telefonu kulağıma götürdüm. Karşılaşmayı beklediğim ses, her ne kadar annemin o ince sesi olsada... Telesekreterin sesiyle karşılaşmıştım.

''Aradığınız numaraya şuan da ulaşıl-''

Telefonu masanın üzerine bırakırken, hızlı adımlarla mutfağa doğru ilerledim.

Buzdolabını açıp içinden böğürtlen reçelinin bulunduğu tabağı çıkarttım. Masaya seri bir şekilde bırakırken, birkaç hamleyle ekmeklikten çavdar ekmek dilimlerini kaptığım gibi masaya bıraktım. Çekmeceden aldığım bıçakla ise, böğürtlen reçelimi yemeye başladım.

Masada bulunan telefonumun ekranında, dün geceden beri duran sesli mesaj bildirimi vardı. Dinlemek için tıkladığım sırada, tanıdık bir numaradan geldiklerini fark ettim.

''Tarık'dan.''

Birinci Mesaj:

''Azra? Neredesin? Nereye kayboldun birden? Batuhan ile seni arıyoruz ama bulamıyoruz. Bir şey mi oldu lütfen söyle?''

''2. Mesaj...''

''Kafayı yiyeceğim, Azra neredesin! Ayakkabıların burada ama sen yoksun... Bir dakika, Bora geliyor bir de ona sorayım.''

''3. Mesaj...''

''Hatırlıyorsun...''

Ağzımda bulunan çavdar ekmek dilimiyle, yayvan bir kahkaha atıp ısırmaya devam ettim.

''Ne oldu Tarık bey, çok mu şaşırdınız?''

Ağzımda çiğneyip yuttuğum birinci dilimden sonra, ikincisini yemeye hazırlanırken, işittiğim kapı zili yerimden sıçramamı sağlamıştı.

''Kesin annemdir.'' dedim alaycı bir şekilde kapıya doğru ilerlerken. ''Kesin geri geldi ve-''

Kapıyı açtığımda, gördüğüm manzara ağzımın bir balık gibi aralanmasını sağlamıştı. Tek kaşımı havaya kaldırıp kollarımı göğsümde birleştirirken, sıkıntıyla iç geçirdim.

 ''Neden geldiniz?'' 

Bora, bir adım öne gelerek kapıya yaslandı. ''Bu gece boş musun bebeğim?'' dedi tek gözünü kırpıp seksi bir gülüş atarken. Saçlarından tutup onu geriye çeken; Ece olmuştu.

''Gelen misafire neden geldin denir mi? Çok ayıp.''

Bora ve ikisi, benim iznim olmadan evin içine bir adım atmışlardı bile. Göz ucuyla onları takip ederken, Kayra'nın tiz sesi kulaklarımda çınlamıştı.

''Bizden kurtulabileceğini sanıyorsan, yanılıyorsun. Öyle bir dünya yok!'' söylenerek evin içine bir adım attı.

Hemen arkasında bulunan sima, beni oldukça şaşırtmış bir o kadarda sevindirmişti aslında. Çünkü karşımda duran kişi, Ege'den başkası değildi.

''Kesinlikle yok. Bensiz dünya olur mu kanka?'' deyip iki elini kot cebine sokmuştu. ''Olmaz.'' dedi ve kahkaha atarak içeri girdi.

Ege'yi görmem, suratıma yerleştirdiğim tebessüme neden olsada, Harun'un sesi yine sinirlerimi zıplatmıştı.

Turunculu.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin