8

4K 212 43
                                    

Onun burada olmaması lazımdı işte. Bana bakıp tekrar kucağındaki köpeğe başını çevirdi.

-Ne istiyorsun benden ? Çık git artık evimden!

-Bir söz vardır bilir misin Nehir ?

-Ne ?!

-Savaşmayın sevişin derler ne dersin ?

-N-Ne diyorsun ya sen pis sapık çabuk defol git evimden ! Çabuk !

Ayağa kalktı ve köpeği sepetin içine koydu. Bana dönerek koltuktan bir kutu aldı ve yanıma geldi.

-Sakin ol sarı çiyan. Sadece şakaydı. Bak bu senin için.

Kutuyu elime tutuşturdu.

-Düşündüm de sana biraz kaba davrandım. Bunun için kendimi affet hediyesi yaptım.

Bir ona birde elimdeki kutuya bakakaldım. Ne diyordu bu adam ya. Kesin benimle dalga geçiyordu. Tekrar yüzüne baktım. Hiç bir ifade yoktu yüzünde.

-Ee hadi açsana.

İçimden bildiğim tüm duaları okuyup kutunun kapağını açtım ve içine baktım. Gördüğüm şeyle azım açık kalmış gözlerim dolmuştu. Bunlar benim saçlarım . Ama bir değişik farkla. Kutunun içindeki beyaz elbisesinin üzerine sürülmüş kanlı bebeği elime aldım. Bebeğin kafasına benim saçım dikilmişti. Gözlerimden akan yaşlar kanlı bebeğin üzerine damlarken kafamı kaldırıp yüzüne baktım. İlk gözlerime daha sonrada göz yaşlarıma baktı. Sadece baktı. Bende ona baktım.

-Bu yaptıkların için benden özür dileyeceksin bir gün ama ben o gün ne yapacağım biliyor musun ?

Gözlerime baktı tekrar. Daha sonra dudaklarıma baktı.

-Seni asla affetmeyeceğim. Dedim fısıltıyla.Gözlerini kapatıp açtı. Gözlerime baktı tekrar.

-İnan bana senden özür dilemeyeceğim!

Son kez dudaklarıma baktı ve yanımdan ayrılıp kapıya doğru ilerleyip evden dışarı çıktı. Kafamı kutuya çevirip kanlı bebeğe baktım. Üzerindeki saçlarımda da kan izleri vardı. Kutunun kapağını kapatıp mutfağa gittim. Kutuyu tezgaha bırakıp kapıya yöneldim. Poşetleri alıp mutfağa geçtim. Mama kabını alıp elimde yıkadım. Daha sonra kağıt havluyla iyice kurulayıp içine süt koydum. Kabı alıp içeri geçtim. Sepete yaklaşıp köpeği hafif kaldırıp sütü içmesine yardım ettim. Köpek hemen kafasını kaba koyup içmeye başladı. Ona bakarken ağlamam hala dinmemişti.

-Sende onun elleri arasındayken korktun mu ?

Köpek sütü içmeye devam ederken göz yaşlarımdan biri daha sessizce gözlerimden firar etti. Ben bunları hak edecek hiçbir şey yapmamıştım. Köpek sütü bitirince sepetine tekrar koydum. Göz yaşımı silip mama kabını sepetin yanına bıraktım.Kafamı dağıtmam lazımdı. Yavru köpeğe bakıp ona ad koymadığımı düşündüm.

-Acaba adını ne koysak senin ?

-Viskimi koysam acaba . Ayy hayatta olmaz o ne öyle . Başka  bir şey bulalım sana. Hımm . Acaba ne olsa. Aha! Buldum kız senin adın süslü olsun. Dedemde bana hep derdi süslü diye.

Köpeğin hoşuna gitmiş gibi kuyruğunu salladı.

-Hadi gel seni bahçeye çıkarayım belki lavabo ihtiyacın vardır.

Gülümseyerek Süslüyü elime aldım. Kucağıma iyice yerleştirip kapıya yöneldim. Kapıyı açıp bahçeye çıktım.
Bahçenin tam ortasında,güneşin tam tepemizde olduğu yerde durdum . Ahh! Ben nasıl unuttum ya! Süslüyü yere bırakıp içeri geçtim. Kuşu koyduğum kabı elime aldım. Birkaç tanede peçete koydum kabın üzerine. Bahçeye tekrar çıktım . Ohh Süslü'ye bak sen arkayı devirmiş güneşleniyor.

Sarışınlar AşkınaWhere stories live. Discover now