Buz Adam -3-

7.8K 317 15
                                    

Eve gidip aceleyle duş aldım. Annemle abim bugün evde yoktu, abimin sunumu vardı ve annemde onu izlemeye gidecekti.
Banyodan çıkıp saçlarımı kuruladım. Siyah yüksek bel pantolonumun üzerine bordo salaş bir tişört geçirip siyah converselerimi giyip evden çıktım. Annemi arama gereği duymamıştım, zaten biliyordu bugün Nil ve Anıl ile buluşacağımı..
Yolda kulaklığımı takıp bir Sezen Aksu şarkısı açtım. Bu yapmayı en çok sevdiğim şeydi.
SMoon Kafeye doğru yürümeye başladım. Anıl ve Nil ile okurken SMoon Kafe bizim sürekli gittiğimiz yerdi. Her okul çıkışı mutlaka gider yarım saat bile olsa otururduk.
Birden aklıma Nil'i aramak geldi.
Telefon uzun uzun çaldı, tam kulağımdan çekerken Nil'in o sevimli sesi geldi kulağıma.
-Alo Vera.
-Merhaba canım, geldiniz mi diye merak ettim de?
-Geldik geldik. Ben ve Anıl seni bekliyoruz. Ve birde tabi ki olmazsa olmazımız Sude.
Nil'in kinayeli ses tonundan Sude'nin orada olduğundan memnun olmadığını anlamıştım. Sude Anıl'ın kız arkadaşıydı. Pek sevmezdik, yılışık bir tipti.
"Allah yardımcımız olsun, geliyorum" diyerek telefonu kapattım.
Kafeye yaklaşmıştım. SMoon Kafe'nin ferah bir görüntüsü vardı. Her yeri cam pencerelerle kaplı olan bu yerin dış kapısının yanında küçük renkli çiçekler vardı. Duvarları açık ton renklerdeki duvar kağıtlarıyla kaplıydı. Ne kadar sevimli tablo varsa da duvarda asılıydı. 
İçeri girdiğimde en köşede bizimkileri gördüm.
Nil beni görünce kollarını açarak ayağa kalktı ve "Miniğiiim!" diye bi çığlık kopardı. Bende kollarımı açarak ona sarıldım ve bir süre öyle kalarak hasret giderdik. Arkasından Anıl'a sarıldım. Sude'ye pek sarılmak gelmiyordu içimden bu yüzden sadece yapmacık bir gülümseme göndermeyi tercih ettim. Anıl'da biliyordu ya pek sevmezdim Sude'yi. Oturduk, sohbet ettik.
-
Zaman onlarla o kadar çabuk geçiyordu ki, geleli 2 buçuk saat olmuştu. Anıl Sude'yi eve bırakacağından kalkmak zorunda kaldı. Ama biz Nil'le biraz daha oturmaya karar vermiştik. Anıl'la vedalaştık ve gittiler.
Nil bana imalı imalı bakışlar atıyordu ve konunun nereye geleceğini az çok tahmin ediyordum.
-Ne gülüp gülüp duruyorsun sen Nil?!
-Of kızım!? Dökül işte, sanki konuyu bilmiyorsun.
-Sıradan şeyler işte, anlatmaya değer olan şeyleri anlatıyorum zaten.
-Vera gerçekten Karan anlatmaya değer değil mi senin için?
-Değil. Ya sınıfımda olan sıradan biri benim için. İlk gün biraz ilgimi çekti diye neden bu kadar uzatıyorsun?.
-Peki.
İlk defa ısrar etmemişti. Normalde bir şeyler öğrenene kadar bırakmazdı. Bende çok üstelemedim. Yarım saat içinde bizde kalktık.
-
Eve geldiğimde annem televizyon izliyordu. Geldiğimi anlayınca kalktı, aç olup olmadığımı sordu. Yemek yediğimi, çok yorgun olduğumu ve uyumak istediğimi söyledim. Anlayışla karşıladı.
Odama çıktığımda bilgisayarı açtım. Facebook'a girip Karan'ın duvarına baktım, 20 dakika önce aktifmiş ve yeni bir durum güncellemiş.
"Bazı kadınlar yaradır adamlara."
Kimeydi bu durum?! Karan'da iz bırakan kimdi?
Ben bunları düşünürken aktif olmuştu. Yazıp yazmamak arasında kalmadım değil.
En sonunda yazmaya karar verdim.
"Sence de bugün yaptığın hoş muydu?"
"Anlamadım?"
"Yazdığım notu okumadan atman?"
"Senin yaptığının yanında bir hiçti."
"İyide ne yaptım ben?"
"Çıkmak zorundayım, iyi akşamlar.
İşte her zaman ki ukalalığın ve egonun ete bürünmüş hali!.
Sinirle bilgisayarı kapattım ve kitabımı aldım.
2-3 sayfa okuyup kitabı kapattım, canım istemiyordu. Üstelik en sevdiğim şey buyken.
Yorganı üstüme çekerek uyumaya çalıştım, yapamıyordum. Aklım Karan'daydı. Yarın gidip konuşacaktım ! Yeter. Ben onun soğukluğunu hak edecek bir şey yapmamıştım, üstelik insanları bu denli umursamazken. Kendime de kızıyordum! Ben kimseyi bu kadar önemsemezken tutup da sınıftaki sıradan olması gereken birinin davranışlarına bu kadar takıyordum. Gerçekten de bazen kendimi okuldaki en popüler erkeğin dibinden ayrılmayan kızlar gibi hissediyordum!


Buz AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin