Buz Adam -24-

3.9K 176 6
                                    

Dakikalardır Karan'la İrem'in diyaloglarındaki sıcaklığa takılmıştı kafam. Neden Karan bu kadar önemseyip ilgi duyuyordu bu küçük kıza? Bu özel ilginin mutlaka bir sebebi olmalıydı.
Her çocuk Karan'ın çevresinde dönüyordu. Onlarla oyun oynuyor, balon şişiriyor, dans ediyor, resim çiziyordu. Resmen 10 yaş gençleşmişti Karan.. Karan'ın soğukluğu yalnız bana mıydı? Fırsattan istifade gürültüden kurtulup çantamı aldığım gibi koridora çıkıp orada ki koltuğa oturdum.
Karan'ın bu kadar samimi halini, duvarsız halini görmeye alışık değildim. Annemin günlüğü geldi aklıma, çıkardım defteri çantamdan.

(15 Ocak 1990)
"Babamın istemediği biriyle evlendim ama sevdim. Yabancı bir adamı en güvendiğim adam olan babama tercih ettim. Evlatlıktan reddedilsem de her üzüldüğümde gecelerce ağlayıp gözyaşlarımla babama sığındım, duvarlarla oymuş gibi konuştum."

Annem dedemin izni olmadan babamla evlenmişti. Biz dedemle görüşmezdik. Hatta konusu açılmazdı bile. Annem yalnız bir kadındı, biz hep böyle bildik.
Peki ya babam? Ona ne olmuştu?
Sayfayı çevirdim..

(28 Eylül 1994)
Sevdiğim adamdan ona benzeyen dünyalar yakışıklısı bir oğlum oldu. Ah dedesi görseydi..
O kadar farklı bir duygu ki annelik. Adını Emre koyduk. Oğluma ilerde babamın aksine anlayışlı olmayı öğreteceğim. Birde kızım olursa ona da savaşmayı, güçlü olmayı.."

Anneminde tam istediği gibi bir kızı bir oğlu olmuş.

(19 Haziran 1999)
"Dünyalar güzelim Vera'm..
Sevinçle üzüntüyü aynı anda yaşamak bambaşka bir şey. Aslında kızımın doğduğuna bile sevinemiyorum. Kocam, eşim, hayat arkadaşım kızının doğumuna yetişirken kaza geçirdi,
öldü. Kızını göremedi bile..
Bunu ilerde Vera öğrenirse kızıma yük olacak eminim. Ona asla bunu söylememeliyim.
Canım kızım baban yok ama en azından keşke dedeniz yanımızda olsa."

Her bölümün sonunda dedemden bir pay veriyormuş mutlaka. Canım annem bu kadar mı düşkündün babana?
Gözyaşlarım gözlerimde birikmişti.
İlerlettim biraz sayfayı ve bu yıl yazılmış olan tarihlerin olduğu sayfalara göz attım.
Okula başladığım ilk günden, abimin kampa gittiği güne kadar her şey yazıyordu.
İşte, Karan'la ilgili olan sayfa!?

(12 Kasım 2015)
"Kızım -Vera'm- yeni okulunda birine aşık olmuş. Bunu ben fark etmiştim zaten ama bu kadar ayrıntılı bilmiyordum konuyu. Kızımın en yakın arkadaşı olan Nil'den rica ettim ve öğrendim bu konuyu. Çünkü prensesimin 17 yaşını, gençliğinin baharını hiç ve boş duygular yüzünden harcasın istemiyordum. Ama Vera yoğun duygular içindeydi, bu bir hoşlantıdan fazlasıydı.."

Annem... Nasılda farkındaymış oysa hislerimin. Dalmışken Karan'ın sesiyle irkildim.
-Vera iyi misin?
Hemen gözyaşlarımı sildim.
-İyiyim.
-Ağladın mı sen?
-Annemin günlüğünü alınca bir duygulandım, önemli bir şey yok.
Omzumu sıvazladı. Gülümsemeye çalışarak;
"Git elini yüzünü yıka Bayan Palyaço. Makyajın akmış. Bu boyaların altındaki güzelliği gören herkes başımıza bela olacak, birde sapığımız eksik" dedi.
Lavaboya gittim ve peçeteyi ıslatıp hafif hafif dokunuşlarla yaşlarımı sildim. Aklıma Nil'in anneme Karan'ı anlatması takılmıştı. Neden anlatıyordu? Bu bizim aramızdaydı.
Her ne kadar annem olsa da söylememeliydi.
Lavabodan çıktığımda Karan'ın gözünün defterin az önceki yaprağında olduğunu fark ettim. Telaş yapmamıştım. Hiç buna tepki gösterecek halim yoktu.
"Gidelim mi?" dedi.
Gitmek istiyordum ama İrem çok üzülecekti. Hiç Karan'ı bırakmak isteyeceğini sanmıyordum.
"İrem?" dedim biraz tedirgince.
"Bir şeyler buluruz." dedi ve içeriye döndük.
Karan İrem'i yanına çağırdı. İrem koşarak yaklaştı. Karan bir yandan da ne uyduracağını düşünüyordu.
-İrem bizim gitmemiz gerek.
Küçük kızın hemen yüzü düşmüştü.
-Ya Karan neden?!
-Çünkü şu palyaço ablan var ya birazdan bal kabağına dönüşecek.
İrem çok şaşırmıştı. Bana döndü gözleri birden.
-Sen pamuk prenses misin!?
''Evet" diyebilirdim gülümseyerek.
-İyi de bal kabağına dönüşen pamuk prensesler olmaz ki.
Karan İrem'in bu tespiti karşısında köşeye sıkışmıştı.
İrem'in kulağına eğildi ve bir şeyler söyledi. İrem'in birden yüzü güldü ve "Tamam o zaman" dedi.
Karan'ın İrem'e ne söylediği hakkında hiç bir fikrim yoktu.
Sonuç olarak bu gürültülü yerden ayrıldık.
Arabaya bindiğimizde aşırı derecede uykum vardı. Kafamı arkaya yasladım ve gözlerimi kapattım. Çalan Halil Sezai şarkısının dinginliğine bıraktım kendimi.
Eve kadar hiç konuşmadık.
Eve geldiğimizde arabadan indim. Ve sadece "Teşekkür ederim" diyebildim.
Kapıya doğru yaklaştığımda Karan arkamdan seslendi ve elinde sigarası..
"Efendim" dedim duraksayarak.
-Benim için bir "hiç" değilsin, "hep"sin Vera. Kendini değersiz görme gözümde. Sadece ben bazen nerede ne hissedeceğimi kestiremiyorum ve aklında bulunsun; Seni seviyorum bayan Palyaço."
Bir cevap beklemeden sürdü arabayı. Kolu arabanın camından dışarıda, parmakları tutuyor sigarasını..
Gecenin sessizliğinde uzaklaştı Karan Cihanoğlu..
Kalbimin derinliklerine işledi yine adını..

Buz AdamDove le storie prendono vita. Scoprilo ora