Katiller Yakalanıyor

1.1K 97 248
                                    


Resimde Çapkın Komiser Murat

Sevgili yazar ve okurlar Çapkın Komiser ( Cadı Avında ) adlı polisiye romanım da finale geldik. Şahane ve eğlenceli bir final olması adına bu bölüm şimdiye kadar yazdığım bölümler arasında en uzunu oldu.  Beğeneceğinizi düşünüyorum. Ve bu roman üç gün içinde gelişen olayları anlatıyor. Öyle üç beş sene değil yani. 

 Tüm gerçekler, katiller ve 1 milyon doların sırrı  birazdan okuyacağınız satırlarda gizli. Bir daha polisiye yazar mıyım bilemem.  Megavolt adlı fantastik hikayem üç serilik kitap halinde olacağı için, onu bitirmeyi planlıyorum. O bittikten sonra aklımda bir tane daha fantastik bir hikaye var. Zamanı geldiğinde neler olacağını hep beraber göreceğiz.

Öncelikle bana bu güne kadar hep destek veren @cadinineskisüpürgesi  Aysel  Gül  @epope_glcn  Gülli  @MinnakSeytan  Küçük cadım   @yzr_kedi  Safiye&Haldun a @Simya_23 e ve her şeyden değerli siz okur ve yazarlara çok teşekkür ederim.

Final Aşağıda okuyun,  yorumlarınızı bekler bu  biraz deli biraz akıllı ağabeyiniz yada kardeşiniz.

Tahta merdivenlerin yarısına geldiğimiz zaman Kaan bir çıra yaktı. Onun isli ve titrek ışığında bodrum katına inebildik. Karanlığın içine körlemesine dalıp, yarım düzineye yakın mum yakana kadar ben olduğum yerden kımıldamadım. Bunları bodrumun değişik stratejik noktalarında yakmıştı. Bütün odanın garip bir küf kokusu vardı.....Daha ziyade temizlenmemiş yerlerin kokusunu andırıyordu. O zaman Sinem Akar'ın siyah mihraba götürüldüğü zaman, duyduğu korkuyu çok daha iyi anladım.

"Size içerisini gezdireyim mi Komiser Murat ? " Dedi  Kaan kibar bir şekilde.

"Hayır, teşekkür ederim. Gerektiği kadar gördüm." 

Yeniden merdivenleri yeni yakılan bir çıranın ışığında çıkarak binaya döndük. 

"İyi günler Komiser," dedi buz gibi bir sesle. "Sonunda bana bir şey öğrettiniz."

"Nedir o ?"

"Bugüne kadar 'gene görüşürüz'ün manasını gerektiği kadar bilmiyordum." Ve sonra nazik bir şekilde kapıyı suratıma kapadı.

O akşam şehre ancak saat altıdan sonra gelebilip, arabayı büronun önüne parkettim. 

İçeri girerken kafamın içindeki alarm zilleri çalmaya başlayınca, birden bire sinirlerimin ayaklandığını farkettim.  

Aysun'un beni karşılaması zaten bozuk olan sinirlerimi daha fazla laçka etti. Güney güzeli, bana nefis bir şekilde tebessüm ettikten sonra;

"Başkomiser sizi odasında bekliyor Komiser Murat, " dedi. Sesinden sanki beyaz manolyalar dökülüyordu. "Lütfen içeri girin."

"Teşekkür ederim  Aysun Karlı hanım ,"deyip masasının yanında yengeç gibi yampiri yampiri geçerek başkomiserin odasının yolunu tuttum. Demir kağıtlık hikayesini henüz unutmadığım için, dikkatli olmam gerekiyordu.

Odaya girdiğim zaman  amirim Kadir masadan başını kaldırarak, bana gülümseyerek baktı. Bunu görünce kanımın birden çekildiğini hissettim. Tam manasıyla paniğe kapılmıştım. Sanki birisi bana haber vermeden ölüleri paket edip, öteye beriye serpiştirmişti. 

"İyi bir iş becerdin Murat, " dedi kadir memnun bir sesle. " İşte ben buna iyi, sağlam ve mükemmel bir iş derim."

"Teşekkür ederim," dedim kısık bir sesle. 

"Hakettin bunu kartalım. "

"Amirim," dedikten sonra boğulurcasına öksürmeye başladım." Nedir o sağlam ve mükemmel iş ?"

ÇAPKIN KOMİSER   Cadı AvındaWhere stories live. Discover now