Şüpheli

1.7K 161 171
                                    


Resimdeki Kaan Özcan      @cadinineskisupurgesi ne ithafen

"Derya mı ? " diye sordum.

" Derya Özcan "

"Kaan Özcan adında bir adamla akrabalığı var mı ? "

"Bilmiyorum " dedi yavaşça "yalnız bir seferinde bana amcasından bahsetmişti. Belki odur. "

"Arkadasınız mıydı ? "

Başıyla tasdik etti. "Bir sene evvel karşılaştım onunla. Bana modellik etmişti." Sonra yüzümdeki şaşkınlığı gördü.
"Reklâm ressamıyım ben. Derya da profesyonel modeldi. Ayrıca da çok iyi bir model. Onu model olarak sık sık kullandığım için sonunda arkadaş olduk."
Sert bir şekilde yutkundu. "Ölmüş olduğuna inanamıyorum. "

"Son olarak ne zaman görmüştünüz onu ? "

"Bir kaç ay evvel olmalı. " duraklayarak hafızasını toparladı.
"Derya bir aksam eve oldukça geç gelip, başının ciddi surette dertte olduğunu söyledi. Bir süre gitmesi gerekiyormuş. Ne olduğunu sorduğum halde bana bir şey söylemedi. Sadece benden bir iki çanta ve bir kaç elbise ödünç istedi. "

"Verdiniz mi ? "

"Elbette verdim. Söyledim ya, arkadaşımdı. "

"Nereye gideceğini söyledi mi ? "

"Tek kelime söylemedi bu konuda. Benim bilmememin daha iyi olacağını söyledi. Hayatımda onun kadar korkmuş bir insana o geceye kadar rastlamamıştım."

Kendisini arabaya doğru götürüp yolcu yerine yerleştirdikten sonra direksiyonun başına geçtim.
"En iyisi sizi tekrar evinize bırakayım. Yoksa dostunuz kaçırıldığınızı sanabilir. "Dedim.

"Can ' ı o kadar ciddiye almanıza lüzum yok." dedi ve yorgunca gülümsedi.
"Mâlum kıskanç tiplerden. Hatta ara sıra bir tv tamircisinin lamba değiştirmek için ne kadar zamana ihtiyacı olduğunu bile kontrol eder."

"Herhalde sırt ovma imtiyazının kaybolmasından korkuyor. " dedim soğukça.

Yüzü birden kıpkırmızı oldu. Bu utanç değil, kızgınlık kızarmasıydı.

"Aslında bu sizin üzerinize vazife değil. " dedi.

"Hakkınız var ,"dedim , "başka mevzulardan konusalım. Meselâ Derya ' dan. Arkadaşları kimdi ? "

"Bana onlardan bahsetmedi . " dedi Sinem yavaşça.
"Sır küpü gibi bir kızdı. Hem de bir çok yönlerden. Kendisini tanıdıktan bir süre sonra, özel hayatından kesin olarak bahsetmek istemediğinin farkına vardım. Tabii bu hissine hürmet ettiğim için bir sey sormadım bu hususta. "

Bir süre trafiğin açılmasını bekledim. Bir gedik açılır açılmazda Hearbiyi serbest yola sürdüm.

"Size hiç damgasından bahsetti mi ? "

"Nesinden ? Nesinden ? "diye şaşkın bir şekilde sordu.

"Diz kapağının üzerindeki beyaz lekelerden."

"Hayır etmedi. "

"Uçan süpürgesini de kapınızın önüne park etmedi herhalde. "

Koyu gözlerinin bana dikildiğini hissettim.
"Nelerden bahsediyorsunuz komiser ? " dedi buz gibi, " bir cins şaka mı bu ? "

"Size hiç cadılardan, yahut büyülenmiş olduğundan bahsetmedi mi ? "

"Tabii etmedi. Ne saçma ve mânâsız sualler bunlar. "

Bir ara kaçamak bir şekilde Sinem Akar'ın profilini seyrettim. İleriye doğru bakıyordu ve yüzünde buz gibi bir öfkenin izleri vardı. Belki bu kızgınlığının sebebi, arkadaşını teşhis ettikten sonra onun hakkında bu şekilde konuşmama kızmıştı. Belki de bunun asıl sebebi biraz evvel "sırt ovalama" hakkında yaptığım şakaydı.

Bir dakika sonra kibar bir şekilde : "Derya Özcan göğüsünden bıçaklanmıştı "dedim."Hatta bıçak üç santim kadar da  sırtından çıkmıştı. "

Birden ürpererek gözlerini kapadı.
"Böyle bir şeyi kim yapabilir ? "

"Bütün mesele sadece keskin bir bıçağa sahip olmak ." dedim vahşice.

"Lütfen..."diye fısıldadı. "Bütün bunları söylemen gerekli mi ? "

"Hadisenin bütün yönlerini bilmek istediğinizi sanmıştım. " dedim. "Yedi hafta bir akıl hastanesinde tedavi gördükten sonra, doktorun kendisine yardım edemeyeceğine kanaat getirdiği için oradan çıkmış. "

"Akıl hastanesi mi ? " Yüzünü benden tarafa çevirmişti. "Yani ruhen mi hastaydı ? "

" Doktorun dediğine göre bir paronaya vakasıymış, ama her hangi kötü bir harekette bulunacak kadar şiddetli değilmiş."dedim, "kendisinin bir cadı tarafından büyülendiğine inanıyormuş. "

"Zavallı Derya " dedi üzgünce.

"Bir haftalık yokluktan sonra bu sabah hastaneye yeniden gelmiş." diye devam ettim."daha doğrusu cesedi. Orada mı öldürüldüğünden, yoksa katilin getirip cesedi oraya mı bıraktığından emin değilim. Kendisini buldukları zaman çırılçıplakmış. Yüzünde ise låstikten bir kedi maskesi vardı. Şimdiye kadar gördüğüm en korkunç yüzlü kediydi bu. "

"Korkunç... inanılamayacak bir şey bu...."solumaya başlamıştı. "Aklını kaçırmış olmalı."

"Belki de kedilere aşırı bir düşkünlüğü vardı. Kedi sevip sevmediğini biliyor musunuz ? "

"Bana bundan hiç bahsetmedi. "

Arabayı Avcılar'a sapan yola soktuktan sonra dar yola gelinceye kadar hiç konuşmadım.

"Söyleyeceklerime umud ederim ki kızmazsın tatlım ama, "dedim, "Sen şimdiye kadar rastladığım en bilgisiz arkadaşsın."

"Size daha evvel söyledim, "dedi tıslar gibi "Derya bana özel hayatından hiç bahsetmedi ve ben de bu konuda ona sual sormadım. "

"Demek öyle tatlım . İddiaya girerim ki Can Kanter ' in özel hayatıyla ilgili bir hayli bilgin vardır."

"Bunun sizi ilgilendirmediğini söylemiştim Komiser." dedi kızgınlıktan titreyen bir sesle. " Ve lütfen bana ikide bir tatlım demeyin ! "

Beş dakika sonra arabayı uçurum kenarındaki evin tepesindeki yolda durdurup motoru kapattım. Kapıyı açarak güzel bacaklarını dışarı uzattı. Sonra bir ara durakladı.
"Komiser "dedi.

"Efendim bayan Akar "

"Neden Derya ' nın ben olduğumdan bu derece emindiniz ? "

"Hastanede sizin isminizi vermişti. "diye açıkladım. "Tabii buldukları zaman Sinem Akar diye tespit ettiler. Ayrıca verdiği adres de sizin adresinizdi. "

"Anlıyorum "dedi. Kayarak kapıya yaklaştığı zaman elbisesi dizlerinin üzerine kadar sıyrılmıştı.
"Teşekkür ederim Komiser"

"Ne zaman soracağınızı merak edip duruyordum. "

Başını benden tarafa çevirdi.
"Ne demek istiyorsunuz ? "

"Yatak odanızda, incinmiş erkek arkadaşınız benim orada ne yaptığımı merak etmişti, unuttunuz mu yoksa?. " dedim buz gibi bir sesle
"O zaman size Sinem Akar'ın öldürüldüğünü söyledim.
O zaman bana bir yanlışlık olduğunu, Sinem Akar'ın siz olduğunu söylediniz.

O zaman öldürüldüğünüzü sanmama ne gibi bir sebep olduğunu sormanız için münasip bir zamandı.
Benimle beraber morga gelip cesedi teşhiş etmenizi istediğim zaman - ki buda aynı suali sormak için münasip bir zamandı.
Ve morgda suali sormak için son fırsattı tatlım ."

Yüzü bembeyaz olmuş alt dudağını dişliyor ve koyu gözleri ile benim yüzüme bakıyordu.
"Beni şaşırtmaya çalışıyorsunuz komiser. "dedi kesik kesik. " Sual sormak için 'münasip zaman' demekten maksadınız ne?"

"Sadece şunu söylemek istiyorum tatlım. Sadece bir kaç saniye evvel bu suali sormak nasılsa aklına geldi. Yani bunu sormanın önemini ancak o zaman anladın tatlım. "diye tısladım.
"Senin meraklanman gereken bir sualdi bu. Mantıken ilk soracağın sual bu olmalıydı. Bu şu demektir ki, zerre kadar meraklanmamıştın. Bunun ne demek olduğunu anlayabiliyor musun ? "

"Anlatın lütfen "dedi.

"Biliyordun çünkü." dedim.

ÇAPKIN KOMİSER   Cadı AvındaWhere stories live. Discover now