Mavi'nin ağzından

9.3K 436 240
                                    

Bu bölüm Mavi'nin ağzından olucak ve anılarını anlatacak. Yarın sınavım var, benim için dua edin kuzularım ♥♥♥ Sınavlarım bitince yeni bölümler gelicek. Bir Atlas sözü der ki "Ölmeyin" kendinize iyi bakın yavruşlar.

6 yaş...

Doymuştum ve artık yemek istemiyordum. Kuzenim tüm yemeğini bitirmişti. Ödül olarakta annesi ona çikolata vermişti. Ama bu bamya denilen yemek bir türlü bitmiyordu. Üstelik tadı da hiç güzel değildi. Şimdi Duru'nun elindeki çikolata bende olsaydı, ne güzel yerdim. "Anne doydum." Dedi tek elimle tabağı geriye atarken. "Çok ayıp, Mavi. Bak, Duru ne güzel bitirdi yemeğini. O büyüycek sen hep onun yanında küçük kalacaksın." Annemin söylediği şey ağlama isteğimi getirirken ağlamamak için kendimi zor tuttum. Zaten sürekli onun yanında küçük kalıyordum. Duru bilmiş bir edayla saçlarınıngeriye attı. "Hem de ekmekle sıkırdım, çok güçlüyüm."

Annem ellerini Duru'ya sararken "akıllı Duru'm" diyerek güldü. O an annemin ellerinin kopmasını istedim; Bir daha ona sarılmaması içim. Dudaklarının birbirine yapışmasını istedim; ona bir daha "Duru'm" dememesi için.

¤¤¤¤¤

10 yaş...

Ilgaz yanıma geldiğinde nihâyet söyleyecektim. Artık ona âşık olduğumu söyleyecektim. Duru ile yakın olmasını o kadar çok kıskanıyordum ki kuzenimin canını yakmak istiyordum ama Ilgaz beni sevecekti. Biliyordum, hissediyordum. Bana gülümsemesi, sarılması çok farklı hissettiriyordu. Minicik ellerim terliyor, kalbim hızlanıyordu. Duru bana Ilgaz'dan hoşlandığını söylemişti. Sadece hoşlandığını. Bense onu Duru'dan kat ve kat daha çok seviyordum. "Ilgaz," dedim titreyen, cılız sesimle. "Ben seni-" dememe kalmadan kuzenim Duru'nun sesi duyuldu. "Nabersiniz?" Ilgaz ellerini Duru'ya sararken içimde bir şeyler yıkıldı. Kalbimi birisi bıçaklamıştı ve karşımızdaki denize düşmüştü. Denizdeki tuz acılarımı arttırıyordu. 'Sadece arkadaş' diye fısıldadı bir tarafım, sadece arkadaş.

Duru'nun bana sarılmasına fırsat kalmadan Ilgaz'ın sözleri vücudumu parçalamıştı. "Duru seni çok seviyorum, ne olur benimle çık!"

Gözlerimden benden bağımsız yaşlar akarken Duru'nun "ben de seni seviyorum." Demesiyle gözyaşlarım daha da arttı.

Bedenimi haraket ettirebildiğimde koştum. Gözümden akan yaşlar rüzgarın soğuk esintisine katıldı ve daha büyük bir acı verdi kalbime.

¤¤¤¤¤¤¤¤

yaş 14

Yine duvar köşesine saklanmış onları izliyordum. Mutlulardı, benim âksime. Sürekli kaybeden taraf ben oluyordum zaten. Hep arka planda, hep geride. Oysa Duru hep benden ilerideydi o yapınca mükemmel, o yapınca çok güzel fakat ben yapınca normal, sıradan. Herkes onu seviyordu. Ailem, sevdiğim çocuk, arkadaşlarım....

Okulun altın kızıydı, bense onun yanında süs köpeği gibiydim. Yanında dolaştırdığı ve kullandığı süs köpeği. Onun gibi olmak istiyordum, herkesin beni sevmesini, herkesin beni dinlemesini. Cildi pürüzsüzdü. Benimse bir sürü sivilce vardı yüzümde. O kusursuz bir kızken, ben yanında hiçbir şey olarak kalıyordum. Merak ediyordum neden ondan daha çok söz sahibi değilim, neden onun gibi kusursuz bir sevgilim yok, neden?

¤¤¤¤¤¤

Yaş 12 ...

Ellerimi birbirine vurup gururla sınav notuma baktım. 100 almıştım. Duru bu sınava voleybol maçından dolayı girmemişti. Ailem sonunda beni övecekti, Duru'ya ise kızacaklardı. Öğretmen yanıma gelip kırmızı kurdeleyi yakama taktı. Bu sınava çok çalışmıştım ve kurdeleyi kazanmayı hak etmiştim. Duru ise sınava çalışmamış, üstüne üstlük sınava girmemişti bile. Zil çaldığında hemencecik sınıftan ayrıldım ve evin yolunu tutmak üzere merdivenleri üçer beşer indim. Hem çok mutluydum hem de çok şanslı. Bugün aile yemeği olacaktı ve bizim evde toplanacaktı herkes. Bu sayede bütün aileye Duru'nun sınava girmediğini, benim sınavdan 100 aldığımı söyleyebilirdim.

Eve geldiğimde içeriden sesler gelmeye başlamıştı bile. Kapı ziline bastığımda heyecanla ayağımı yukarı aşağı sallayıp ritim tuttum. Kapıyı teyzem açtı ve hemencecik içeri gitti. Salonun kapısındayken onlaeı gördüm. Duru madalyasını eline almış gülümsüyordu. Herkes bir köşeye kurulmuş ona bakıyordu. Teyzem ve kocası gururla ona bakıyordu. Annem ve babamsa hayranlıkla Duru'ya bakıyordu. Annem "keşke Duru gibi bir kızımız olsa, aynı benim küçüklüğüm. Ben de voleubolda çok iyiydim." Dediğinde babamın ona itiraz etmesini diledim ama "şöyle bir çocuk doğuramadın." Demesiyle kalbim binlerce parçaya ayrıldı. Dur Mavi, şimdi onlara kurdeleni ve sınav kağıdını göstereceksin, annenler bunları söylediğine pişman olacak. Kendi kendime bunları tekrarlayıp ağlama isteğimi geri yolladım. Annemlerin yanına gitiğimde "anne, baba! matematikten 100 aldım. Hem de öğretmen kurdele verdi." Dedim. Annem yapmacık gülüşünü kullanıp bana bakarken "hm... aferin." Dedi ilgisizce ve bakışlarını Duru'ya çevirirken söylediği şeyi dikkatlice dinledi.

¤¤¤¤¤¤

Yaş 17...

"Mesela alış-veriş yapalım."diye bir fikir ortaya attığımda annem ve babam beni duymazdan gelip televizyona bakmaya devam etti. Annem ve babamın turizm rehberi olması çok üzücüydü. Hiçbir zaman birlikte vakit geçiremiyorduk. Bugün tatil günlerindelerdi ve birlikte bir şey yapmak istiyordum. Sevgi istiyordum ve biraz da ilgi. Çok mu şey istiyordum? "Benimle hiç ilgilenmiyorsunuz." Dedim ağlamak üzere olduğumu belirten titreyen sesimle. "Sen ne kadar bencilsin ya," dedi babam. "Duru'nun annesi ölmüş, sesini çıkartmıyor. Sen benimle ilgilenmiyorsunuz diyorsun." Gözümden bir damla yaş akınca hemen arkamı dönüp odama ilerkedim. Her zaman Duru! Her cümlede DURU!  Odama geldiğimde ışıkları kapatıp yorganın altına girdim. Ancak böyle ısınıyordum. Kimse beni sevmemişti, belki de sevmeyecekti. Gözlerimi kapadığımda o küçük kızı gördüm. Gözyaşları yanağından süzülürken köşede Duru'ya kıskançlıkla bakan kızı. Hiçbir zaman onun gibi olamayacaktı. Hep yeniden başlangıç yaptığında yine Duru gelecek ve bütün hayatını mahvedecekti.

Fısıltı Gibi Çığlıklar -düzenlenecek-Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt