Yolculuk

13.1K 579 52
                                    

Çağan arsızca gülümseyip bize bakıyordu. Önümde duran kolamı eline aldı ve yudumladı. ''O Duru'nun kolası.'' diye tısladı, Atlas. Çağan kolayı masaya koyarken yanımıza oturdu. ''Uykucu, beş yıldır kola içmiyor.'' Kaşlarım şaşkınlığım yüzünden havaya kalktı. Zihnimi en çok kurcalayan soruyu Atlas sordu. ''Sen nereden biliyorsun?'' Çağan yarım ağız sırıtıktan sonra ''ben bilirim.'' dedi. ''Çağan, tuvalete gelir misin?'' Çağan kahkaha attı. ''Bunu kızlar, kız arkadaşlarına söylerler.'' Atlas şaşkınlıkla Çağan'a baktı. ''Çağan, sen iyi misin?'' Sesi oldukça ciddiydi. Çağan tekrar kahkaha attığında korkmuştum. Delirmiş gibi görünüyordu. ''Çağan?'' soruma karşılık vermedi. Onun yerine ''Fısıltı Bar'a gidelim.'' dedi. Kafamızı olumlu anlamda salladığımızda beraber Fısıltı Bar'a yürüdük. Bar okulumuza çok yakın olduğu için araba ihtiyacı duymadık. Kıyafetlerim, bar için uygun olmasa da çok ilgi çekmiyordu.

Telefonumu elime alıp aile grubumuza mesaj attım.

AİLE GRUBU

Gönderilen mesaj; Ben geç geleceğim. Mavi ve arkadaşları bana burayı gezdiriyor.

Telefonumu sessize alıp cebime sıkıştırdım. Barmen üçümüze bakarken ''Ne içersiniz?'' diye sordu. Atlas ''Ben bir bira.'' dediğinde Çağan ''Ben martini, Duru içinde daiquiri.'' diye cevapladı. Kaba sakallı barmen kafasını sallayıp içkileri hazırlarken ''Bunu da mı biliyorsun?'' diye sordum. Artık şaşkınlığım azalmıştı, merakımsa katlanıyordu. Çağan önüne konan içkiyi içmeden önce hüzünlü bir gülümsemeyle gözlerime baktı. Garip hissetmiştim. İçkimi yudumlarken Kıvanç, Eliz, Asya, Can, Mavi ve Mavi'nin sevgilisi içeri girmişti. Bu masa hepimize yetmeyeceği için yeni bir masaya geçtik. Mavi'nin erkek arkadaşı, içkileri almak için yanımızdan ayrıldığında Eliz konu açmak için ''Eee... Duru, sen neden senenin başında değil de, ikinci dönemin başında geldin?'' Diye sordu. ''Babam doktor. Buradaki hastaneyi çok istiyordu. Teklif alınca da, gelmek zorunda kaldım.''

*****

Bar yavaş yavaş boşalırken bizimkiler sarhoş olmuşlardı bile. Can bir kenarda 'Asya' diye sayıklarken Mavi ve adının Çınar olduğunu öğrendiğim sevgilisi birbirlerine iltifat ediyorlardı. Atlas ise bir köşeye geçmiş anlayamadığım şeyler mırıldanıyordu. Sanırım sarhoş olmayan sadece Çağan ve bendim. Müziğin sesinden çok anlayamasam da Can'ın ''Asya seni çok kıskanıyorum. Öyle bir kıskanıyorum ki, Asya kıtasına kim senin adını verdiyse onun ağzını burnunu kırmak istiyorum.'' dediğini duydum. Çağan yanıma yaklaştı. ''Sarhoşken tek başına evlerine gitmeleri zor olacak.'' Kaşlarım çatılırken ''Yardım edeceğiz tabii ki.'' dedim emrivaki bir tavırla. ''Atlas'ı ve seni evine bırakırım. Diğerleri umurumda olmaz.'' dedi içkisini yudumlarken. Beni eve bırakacağı için sevinsem mi diğerlerini almayacağı için üzülsem mi bilemedim. ''Onlar bizim arkadaşımız.'' Yüzüne alaycı bir tavır takındı. ''Öyle mi, o zaman hemen bırakıyorum.'' Sonra güldü ve ekledi. ''Bana ne onlardan?'' Yüzüme üzgün bir tavır takındıktan sonra Çağan'a baktım. Yandan bir bakış attıktan sonra ofladı. ''Aşağıda bekliyorum. Beş dakika içinde arkadaşlarını alıp gel yoksa hepiniz burada kalırsınız.'' Gülümsediğimde yavaş adımlarla yanımızdan ayrıldı. ''Hadi gençler, gidiyoruz!'' Eliz kafasını masadan kaldırdığında ''Oyun parkına mı?'' diye sordu. Ardından ellerini çırpmaya başladı. Can bunun üzerine Asya'ya baktı. ''Benimle kaydıraktan kayar mısın?''

*****

Tüylerim diken diken olurken yerimden sıçradı. Sırtımdaki karıncalanma geçmezsen gözlerim açıldı. Hissettiğin ıslaklıkla nerede olduğumu idrak etmeye çalıştım. Bir süre sessizce odamı inceleyince annemden ''Kalk!'' sesi duyuldu. Uyku mahmuru anneme baktım ve ne olduğunu anlamaya çalıştım. Yüksek sesi yüzünden irkilmiştim ve sırtımdaki ıslaklık hissi üzerime su döktüğünün belirtisiydi. Kelimeleri bağlamaya çalıştıktan sonra zar zor ''Ne oluyor, ya?'' demeyi başarabildim. ''Dün ağzın leş gibi alkol kokarken eve geldiğinde, aynısı ben de sana sormuştum.'' Uykuyu yenmeyi başararak yataktan çıktığımda ''İlk gün partisi veriliyormuş, eğlendik biraz.'' dedim. İyi bir yatıştırma cümlesi olmadığının farkındaydım ama lise son sınıftaydım. Birazcık esnek davranması gerekirdi. ''Çabuk kalk, okuluna git.'' Gözlerim duvar saatine kaydı. ''Yarım saattim kalmış. Nasıl yetişeceğim?'' derken dolabımdan kıyafet seçiyordum. Annem odadan çıkmadan önce ''Dün komşularımızla tanıştım. İyi insanlar. Gülseren'in oğlu seni bırakacakmış, aynı okuldaymışsınız.'' dedi. Odamı terk ettiğinde bir şeyler homurdandı ama anlamadım.

Fısıltı Gibi Çığlıklar -düzenlenecek-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin