~38~ yeni okul

8K 429 79
                                    

Selam beybilerim. Tabii ki yarın okulların açılacağını hatırlatmak gibi bir gıcıklık yapmayacağım nfjfmf vote ve yorumları şimdiden yapın sonra unutmayın aşklarım. Moral bölümü olsun bu.  İyi okumlara popüler çocuklarım benim ;) :*

Kalbim güm güm atarken kafam karışıtı. Aklımda bir sürü soru vardı. Mesela benden ne istiyordu? Neden benimle oynuyordu?

Başım dönmeye başladığında elimi tutunacak yer arıyordum. Popüler İnsan çok güvendiğim birisi çıkarsa yıkılırdım. Onun kim olduğunu belki öğrenmeye hazır değildim ama öğrenmek zorundaydım. Telefon çalınca acaba Popüler İnsan mı? diye düşünüp korkmak istemiyordum. Ve ya daha fazla benimle alay edilmesini kaldıramazdım.

"K- kim?" Diye sordum kekelediğim için içimden söverken.

"Bir şartım var." Daha önceden niye düşünmemiştim ki. Yine bir çıkarı olacaktı ve kesin benim istemeyeceğim bir şey olacaktı bu isteyeceği şey. Zaten çıkarı olmadan söylemezdi kimse.

Ellerim istemsizce yumruk olurken "Ne?" Diye sordum. Onun cevap vermesini beklerken ayağımla yerde ritim tutuyordum.

"Çağan'dan uzak dur!" dişlerimi sıkarak sinirimin geçmesini bekledim. Ne istiyorlardı bizim ilişkimizden? Kendime dair sevdiğim tek şey Çağan ile çıkıyor olmamdı. Belki de en çok ona güveniyordum. Yanımda hep Çağan olmuştu. Onu kendimden bile daha çok severken bunlar Çağan'dan ayrılmamı istiyorlardı.

"Çağan ile ilişkimizden ne istiyorsunuz bilmiyorum ama böyle saçma sapan şeyler için ondan ayrılacak kadar aptal değilim! Daha kim olduğunu bilmediğim bilmediğim birisine de inanacak değilim. Kendinize başka oyuncak bulun! " sinirden titreyen elimle telefonu zar zor kapatabildim.

Bir yanım sadece benimle oyun oynadıklarını söylese de bir yanım ev telefonuma kadar bildiklerine göre ciddi olduklarını söylüyor.

Al işte! Beni boşu boşuna uyandırdı!

¤¤¤¤¤
Yanağıma değen sulu öpücüklerle gözlerimi araladım.

"Günaydın Uykucu'm." Evet arkadaşlar, tarihte bir ilke imza atarak Çağan sayesinde gülümseyerek uyanıyorum.

Bunu kesinlikle ss yapın. BEN DURU CENAN, GÜLÜMSEYEREK UYANDIM BİR OKUL GÜNÜ!

"Oo evime gelişinizi neye borçluyum, Çağan bey?"

Dudağı alayla yana kıvrılırken "Devlet okulunda ilk günün." Dedi.

Kafamı yastığa bastırıp çığlık atarken çığlığım boğuk bir şekilde yankılandı. "Kalk bakalım, İzmirli."

Ayaklarımı yere sarkıtırken "İlla sabah sabah sinir edicek." Diye homurdandım.

Lavaboya gidip yüzümü yıkadıktan sonra tekrar odama dönüp dolabımın karşısına geçtim. Çağan yanıma gelip "Kısa kıyafetler seçme." Dedi.

Siyah, dar bir kot pantolon ve beyaz bir tişört alıp yatağa fırlattım. Tişörtümün eteklerinden tutup kaldıracakken merakla bana bakan Çağan'ı gördüm. "Hayırdır?" Diye sordum bir yandan da kollarımı birleştirirken.

Homurdanarak dışarı çıkarken sırıtarak üstümü değiştirdim.

¤¤¤¤¤

Kıvanç'a el salladıktan sonra Çağan ile dışarı çıktık. Kapıdaki beyaz bisikleti gördüğümde gülümseyerek arkaya oturdum. Benim için oturma yerine mavi bir yastık koymuştu.

Bisikleti sürmeye başladığında sıkıca beline sarıldım. Çağan'ın kokusunu içime çekerken hep burada kalmak istedim.

Bisiklet durduğunda heyecandan öleceğimi sandım. Kalbim hem Çağan'ın yanımda olmasından hem de yeni okula başlayacağımdan hızlı hızlı atıyordu.

Bisikletten indiğimde Çağan'a el sallayıp ilerledim.

Tam içeri girecekken tişörtümün eteklerinden çekti birisi. "Sınıfına ben bırakacağım." Çağan'a gözlerimi devirip koluna girdim.

"Erkeklerle göz teması kurma. Dersleri iyi dinle. Erkek hocaların derslerinden çıkmana izin veriyorum." Çağan beni uyarırken ben okula bakıyordum. Okulun duvarları turuncu-beyazdı, solmuş ve yıpranmıştı. Bilfen kolejiyle kıyaslandığında berbat ötesiydi.

Banklar da yeşil renkti oysa Bilfen kolejinde kitap şeklindeydi ve üzerinde yazılar vardı.

Çağan önümüzden grçen bir oğlanı durdurup müdürün odasını sordu. Turuncu saçlı, şişko çocuk müdürün odasını gösterdiğinde Çağan çocuğa teşekkür etme gereği duymayıp adımlarını hızlandırdı. "Sen burada bekle ben sorarım."

Müdür belki yanlış anlar diye kapıyı tıklatıp tek başıma içeri girdim. "Hocam, ben yeni geldim de, sınıfımı soracaktım."

Hocanın aşırı genç olmasından dolayı gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı. Bu çocuk neredeyse benim yaşımda gibi duruyordu.

"Bana Abdurrahman de." Dudağımı dişlerken müdürün ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum.

Kapı birden açıldığında kim bu kapıyı çalmadan içeri dalan terbiyesiz diye düşündüm. Arkamı döndüğümde saçları hafif kırlaşmış, göbekli ve takım elbiseli bir adam içeri giriyordu.

Adamın müdürün yanına gidip kulağını çekmesiyle şaşkınlığım ikiye katlandı. "Kalk şuradan, Ömer." Daha demin beni müdürüm diye kaldıran çocuğu asıl müdür kulağından çekerek dışarı attı. Bu aralar da herkesin oyuncağı oldum.

"Sen Duru olmalısın." Kafamı evet anlamında salladığımda ben sormadan "şuben B." Dedi.

Teşekkür edip dışarı çıktım.
Ben gelir gelmez Çağan homurdanmaya başladı. "Neden bu kadar geç kaldın?"

El ele sınıfı aramaya başladık. Nihayet bulduğumuzda dudaklarına bir öpücük bırakıp hızlıca kapıyı çaldım. Yanaklarım kızarık bir şekilde içeriye girdiğimde herkesin gözü bana döndü. "Ben..." diye konuşmaya çalışırken bu sabah beni müdürüm diye kandıran çocuk "yeni kız!" Dedi. Kafamı evt anlamında sallarken tırnağımla baş parmağımdaki eti soymaya çalışıyordum.

"Adın, soyadın, annenin, babanın mesleği?"

Etimi soymaya devam ederken "Duru Cenan, annem... mimardı. Babam da doktor." Dedim.

Hoca merakla "Hangi okuldan geldin?" Diye sorunca "Bilfen koleji." Diye cevapladım.

"Alp'in yanına otur." Deyince sınıfa göz gezdirdim. Alp kimdi?

Hoca eliyle en arka sırayı gösterince kafamı sallayıp en arkaya geçtim. İsminin Alp olduğunu öğrendiğim çocuk siyah bir pantolon ve beyaz bir tişört giyinmişti. Sanki bilerek aynı giyinmişiz gibi olmuştu. Omulun yarısı okul kıyafeti yarısı da serbest giyinmişti. Çocuğum boynunda zincir vardı, saçları sarıydı ve yakışıklı gibiydi. "Merhaba." Dediğimde cevap vermeyip defterini karalamaya devam etti.

Hepte arızalı tipler beni buluyor. Bir tane normal arkadaşım yok.
"Aman, cevap vermeyince cool olunuyor sanki. Sen vatsapta da mavi tik yapıp bırakıyorsundur."
Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluştu.

¤¤¤¤

Nihâyet öğle tatili zili çaldığında sınıftan dışarı çıktım. Çıkmamla bizimkileri görmem bir oldu. Mavi beni boğacak şekilde sarılırken sevinçle "Kuzi!" Dedi.

Çınar'da bir yandan burnumu sıkarken bir yandan da "Sensiz okul çok sessiz Dudu." Diye mırıldandı.

¤¤¤¤¤

Yorucu bir okul gününün sonunda kendimi yatağa attım.

Ev telefonu çalmaya başladığında açdam mı açmasam mı karar veremedim. Israrla telefon çalmaya devam edince telefonu açtım. "Duru, annecim. Ben seni bırakmadım. Ben yaşıyorum."

Fısıltı Gibi Çığlıklar -düzenlenecek-Where stories live. Discover now