Özel Bölüm

7.7K 398 31
                                    

Özel bölüm ne mi? Özel bölümde Duru ve Çağan'ın yaz tatillerini yazdım. Her neyse iyi okumalar vote ve yorumları unutmayın. :* :)

Duru'nun ağzından...

Valizimi odaya bıraktıktan sonra oteli gezmek için aşağı indim. Otel gerçekten çok büyük ve güzeldi.

Plaja gittiğimde plaj voleybolu oynayanları gördüm. Ben de voleybol oynamayı seviyordum. Bu yüzden ilgimi çekmişti. Gözümü onlardan ayırıp denize baktım. Kafama gelen sert cisimle kafamı tutup inlemeye başladım. Kafama top atan çocuk sanki o atmamış gibi sırıtıyordu. Şöyle bir çocuğu süzdüm. Çocuk çok çok çok yakışıklıydı. "Atsana topu!" Diye bağırdığında topu alıp attım ama topu çocuğun kasıklarına attığımı çocuk orasını tutup inlediğinde fark ettim. "Bir daha kafama top atma." Diye mırıldanıp yanlarından ayrıldım.

Ah! Ben ne yapmıştım? Neyse sakin ol Duru. Hak etti. Hatta keşke gözünü morartsaydım da o güzelim yüzü gitseydi. Of ya, yakışıklıların hepsi öküz olmak zorunda mı? Lafama attığı yetmezmiş gibi bir de özür dilemeyip 'topu atsana' diyor. Oh iyi oldu. Bir daha çocuğu olmaz inşallah.

Hoplaya zıplaya tekrar odaya geldiğimde cebimden kartı çıkarıp kapıyı açtım. Yatağıma oturup telefonumdan kuzenim Mavi'yi aradım. Normalde onlara süpriz yapıp 'biz geldik' diyecektik ama onlar bu yaz Bodrum'a gitmiş ve bizim de bundan haberimiz yoktu. Babam, Mavi'nin babasını aradığında öğrendik ki Bodrumdalarmış. Sonra da bu otele geldik.

"Alo?" Mavi'nın ince sesini duyduğumda düşüncelerimden kurtuldum.

"Alo, nasılsın kuzi?"

¤¤¤¤¤

Telefonu kapatıp şortumun cebine koydum. Bikinimi içime giyindikten sonra dışarı çıktım. Eğer plajda hâlâ o çocuk ve arkadaşları varsa havuza gireceğim ama onlar yoksa denize gireceğim. Havlumu alıp aşağı indim.

Plaja göz ucuyla baktığımda onların olmadığını gördüm ve plaja ilerledim.

Denize ayaklarımı soktuğumda suyun buz gibi olduğunu gördüm. Üzerimi çıkartıp şezlonglardan birine koydum. Havlumu da oraya koyduktan sonra terliklerim çıkardım ve denize girdim.

Bir dalga yüzünden su göbeğime kadar geldiğinde tüylerim diken diken oldu. Sonra denizin içine daldım. Biraz kendi kendime yüzdükten sonra denizden çıktım ve havluma sarıldım.

Kumdan kale yapan küçük bir kız gördüğümde havlumu şezlonga bırakıp yanına gittim. "Bende sana yardım edebilir miyim?" Küçük kız gülümseyip kafasını evet anlamında salladı ve kırmızı kovayı bana uzattı.

Kovanın içine biraz kum, biraz da su ekledim ve ters çevirdim. Üzerine biraz baskı uygulayıp yavaş yavaş çektikten sonra bir kale olmuştu. Küçük kızda böyle 2 tane kale yaptığında kaleleri birleştirdik ve deniz kabuğu ile süsledik. Kız ellerini çırpıp sevinçle "Çok güzel." Dediğinde bende şaheserimize bakıp gururla gülümsedim. Gururla bakarken bir ayak kalemizi ezdi. Ağzımdan "Hii!" Diye bir ses çıktı. Ezen kişiye baktığımda sabah kafama top atan çocuk olduğunu gördüm. Ayağa kalkıp "Ne yaptığını sanıyorsun?!" Diye bağırdım. "Ödeştik." Dediğinde aklıma gelen sinsi planla gülümsedim. Sonra tatlı tatlı ona baktım. "Peki, zaten ben de senden özür dileyecektim. Ödeştik artık zaten. Şimdi yüzelim mi?"

Adını bilmediğim taş çocuk ilk başta şaşırdı. Sonra ciddi olup olmadığımı kontrol etmek için yüzüme baktı. Umursamazca "İyi." Dediğinde elimle kızgınca taş çocuğa bakan küçük kızı işaret edip "Kardeşime yüzeceğimi söyleyeyim o zaman." Dedim.

Küçük kızı biraz ileri çekip "Bak, şimdi o âbi bizim kalemizi bozdu ya." Dedim. Kız başını sallayıp "Evet." Dedi. "Ona bir oyun oynayacağız. Şimdi, biz âbi ile yüzerken sen âbinin terliklerini alıp şu ilerideki çalıların arkasına saklayacaksın. Tamam mı? Bir çeşit saklambaç gibi birşey."

Fısıltı Gibi Çığlıklar -düzenlenecek-Where stories live. Discover now