~40~ Paralar

8.6K 400 67
                                    

Öncelikle hepinizden çok ama çok özür diliyorum. Cuma diye söylemiştim fakat bir sorun yüzünden cuma yazamadım. O sorunu hallettim sayılır canlarım. Ay şimdi onu düşününce yine sinirim bozuldu. Neyse beni hoşgörü ile karşıladığınız için ve bana destek olduğunuz için hepinize minnettarım. Sizi seviyorum iyi okumalar :*

Hayatımızda birçok kez seçim yapmaya zorlanmışızdır. Pembeyi mi daha çok seviyorsun, maviyi mi? anneni mi daha çok seviyorsun, babanı mı? şort mu giyinsem kot pantolon mu? vs. bunlar kolay seçimlerdi. Benim yapacağım seçim ise bir can ile ilgiliydi. Popüler İnsan denen şahıs benim seçim yapmaya zorlamıştı. Ne kadar bunu kabul etmeyeceğini bilsem de ''Benim canımı yak.'' dedim

Bir süre ses gelmeyince kabul ettiğini sanıp gülümseyecektim ama bu düşüncem çok geçmeden Popüler şahıs tarafından suya düşürüldü. ''Imm... güzel bir seçenek ama olmaz.''

Sunduğu seçenekler kendimden daha çok değer verdiğim kişilerdi. Şöyle Derya'yı söylese, Sinem'i söylese neyse diyeceğim ama Kıvanç, Atlas ve Çağan. Üçü arasında bir seçim yapmak zorunda bırakmıştı beni. Beni öldürseydi de ikimiz de kurtulsaydık. Bir yandan annemin yaşayıp yaşamadığını düşünürken diğer yandan da yapacağım seçimi düşünüyordum. İzmir'de hayatım dönüp duran bir plak gibiydi ve ben bundan memnun değildim. Hep okuduğum kitaptaki kızların hayatlarına özenirdim. Eskiden tek dert ettiğim şey ödevlerim ve sınavlarımdı. Tekrar o hayatı istemiyor değildim. İstanbul'da ki hayatımda da artılar vardı. Mesela beni gerçekten seven ve benim de onu gerçekten sevdiğim Çağan'ım vardı. Bana sevilmeyi öğreten ve her konuda yardımıma koşan Atlas'ım vardı. Her zaman hayalini kurduğum bir ağabeyim Kıvanç'ım vardı. İyi ve kötü günde yanımda olan dost kelimesini gerçekten hak eden küçük meleğim Asya'm vardı. Şakalarıyla hayatıma renk veren tatlı mı tatlı Can'ım vardı ve bunlar gibi bir sürü hayatıma artı katan insanlar vardı. İstanbul'a taşındığımıza pişman falan değildim. Annem ölmüş ve ya yaşıyor olabilirdi, sapık bir taksici yüzünden ölümle karşı karşıya gelmiş olabilirdim, kaç yıldır babam dediğim adam öz kızı olmadığım için beni sevmeye bilirdi. Ama iyi ki buraya gelmiştim ve bu güzel insanlarla tanışmıştım.

''Madem sessiz kalıyorsun, o zaman ben karar veririm.'' Tam cevap verecekken telefonun kapanma sesi kulağıma ilişti. İçimden Popüler şahısa küfürler yağdırırken endişeyle tırnaklarımı kemirdim.


Ev telefonu tekrar çaldığında hemen telefonu kulağıma götürüp konuştum '' Alo? Popüler İnsan bak-'' cümlemi tamamlayamadan Can'ın sesi kulaklarıma ilişti. ''Popüler İnsan kim kız?''

Başımı geriye atıp sıkıntıyla nefes verdim. İnşallah Can bunun üstünde çok durmazdı. ''Ne oldu Can?'' diye sordum konuyu değiştirmek amacıyla. ''haa... Altın kafedeyiz, seni de istiyoruz. Kontörleri yokmuş itlerin, bana arattırdılar.'' Ve... işte beni bu durumda bile güldüren canım arkadaşlarım.

''Tamam, geliyorum.'' dedim. Tam kapatacağım sırada Can ''Önce sen kapat.'' dedi. Hışırtı sesinden sonra tekrar Can'ın sesi geldi. ''Ne aldatması Asya? Valla Duru ile konuşuyorum.'' gülümseyerek telefonu kapattıktan sonra dolabımdan ilk bulduklarımı giyindim.

¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤

Sandalyelerden birisine oturduktan sonra masadakilere baktım. Masada Mavi ve Çınar'ı göremeyince ''Mavi ve Çınar nerede?'' diye sordum.

Can pişmiş kelle gibi sırıttıktan sonra ''İkisi de bir saattir tuvalette. Artık ne yapıyorlarsa.'' diye cevapladı.

Asya, bir yandan Can'ın kafasına vururken bir yandan da ''Hep fesatsın.'' diye homurdandı.

Fısıltı Gibi Çığlıklar -düzenlenecek-Where stories live. Discover now