Yolda on metre daha yürüdükten sonra kafama bir balyoz indi sanki. Daha evvel, şahane mabedinin bu kadar ihtişamla sallandığını görmemiştim. Eve girerken ardından baktığımı da biliyordu ayrıca.İlgi çekici bir düşünceydi bu. 'Vay vay vay Komiser Murat Arkın', dedim kendi kendime, bu bize yeni bir maceranın ağaçlıklı yolunu açacak galiba.

************************

Kaan Özcan verandaya oturmuş, elindeki bir sopayı bir bıçakla yontuyordu. Gayet evcil bir sahneydi bu. Bunu yapmasının sebebi her halde komşuların, alçaktan uçan iblisleri ve bahçelerindeki şeytanın ayak izlerine itiraz edip kabahati kendinde bulmaları içindi.

Yaklaşan ayak seslerimi duyup, başını benden tarafa çevirdiği zaman güneş ışıkları gri saçlarının üzerinde pırıltılar yaptı.

"Komiser Murat," diye içten gelenlikle gülümsedi. "Sözünüzü tutmanız ne güzel bir şey. Tekrar görüşürüz diyen insanlara genel olarak inanmam ben. Günümüzün hiç bir mana ifade etmeyen cümlelerindendir bu bence. Benimle aynı fikirde değil misiniz ?"

"Polis için geçerli olmaz bu söz," dedim. "Tekrar görüşmek polisliğin birinci şartlarından biridir bence."

"Polisliğin bir sanat olduğu kanaatinde misiniz Komiser Murat ? "

"Fazla bir sanat tarafı olduğunu sanmam. Ama zanaate fazla yer veren bir meslektir doğrusu. Tanıdığım zanaatkar polisler de gerçekten başarılı olmuşlardır. "

"Bunu öğrendiğime memnun oldum," deyip hafifçe gülümsedi. "Ama sandığıma göre bu kadar yolu, sanat ve zanaat hakkında konuşmak için gelmediğiniz."

"Ben de sizin verandaya sopa yontmak içim çıkmadığınızdan eminim. Bir sanat eseri kötü olabilir ama, sizin bu davranışınız tamamen yersiz ve lüzumsuz."

"Sizinle bir anlaşma yapalım Komiser. Ben sopamı atacak olursam, siz de ağız kalabalığını bir tarafa bırakır mısınız ? "

"Anlaştık,"dedim.

Alakasız bir şekilde sopayı omuzunun üzerinden attıktan sonra yüzüme baktı. Çelik grisi gözlerinin içinde ki kıvılcımları rahatça görebiliyordum şimdi.

"Ağız kalabalığı yapmadan şimdi hangi konular üzerinde konuşmak istersiniz Komiser ? " Diye soğuk bir sesle sordu.

"Evinizin bodrum katında, bundan kısa süre evvel yapılan şeytani ayin veya buna benzer konular üzerinde."

"Hususi hayatımı mı istila etmek istiyorsunuz Komiser ? "Dedi buz gibi bir sesle.

"Eğer öyle bir şey düşünseydim, şimdi burada oturmazdık. Bahsettiğim konular eğer konuşulmaması gereken, kapalı konularsa isterseniz ben bunları resmi bir şekilde açtırabilirim."

"Bu bir tehdit mi Komiser ?"

"Nasıl isterseniz öyle kabul edin," dedim soğukça.

"Gerçekten de ağız kalabalığını çabucak bıraktınız," deyip ayaklarını verandanın korkuluğundan indirip ayağa kalktı. Kuvvetli sırtı gerilmiş, ayakta karşımda duruyordu şimdi.

"Garip bir merakım vardır benim Komiser Murat," dedi. "Ama kendi evimin damı altında yaptığım şeyler sadece beni ilgilendirir."

"Orjiler mi Kaan bey ? Hangi damın altında olursa olsun, doğrudan doğruya polisi alakadar eder bence, hatta nerede olursa olsun."

"Benim burada orji filan yaptığım yok. Size yanlış malumat vermişler Komiser."

"Kaan bey," dedim pis pis sırıtarak, " Bir polise verilen haklardan biri, onun istediği zaman rezil bir piç kurusu gibi hareket edebilmesidir. Ben genel olarak bu fırsattan istifade etmesini hiç sevmem. Pek azımız hoşlanır bundan. Bütün yapacağım, evinizin bodrumunda kaçak viski olduğuna yemin etmekten ibaret olacak. O zaman buraya elimde resmi bir arama kağıdıyla tekrar gelebilirim. Hatta bu öyle bir aram kağıdı olur ki taş taş üstünde bırakmamacasına bodrumunuzu arayabilirim. Şimdi, aşağıda kısa bir süre evvel yapılan bu şeytani ayin hakkında konuşabilir miyiz ? "

Kavun rengi derisinin altında kaynayan kızgınlığı ile yüzünün rengi yavaş yavaş değişmeye başlamıştı. Dişlerinin arasından tıslarcasına , "Pekala, " dedi. "Neyi öğrenmek istiyorsunuz ? "

"Yamağınız kimdi ?"

"Anlamadım."

"Daha nazik bir şekilde açıklayayım. Heykel gibi vücudu ve sapık gözleri olan o hergele kimdi ?"

"Hala ne demek istediğinizi anlamıyorum."

"Siz, Can Kanter ve üçüncü adam."

"Şimdi anladım," dedi yavaşça. "Genç bir dostum. Cennet sahilini ara sıra ziyaret eder. Tamer Mallo."

"Makbul bir iblis mi bari ?"

ÇAPKIN KOMİSER   Cadı AvındaWhere stories live. Discover now