Söylediğimi anca kavramış olacak ki "Ha... Sinem ablam." Dedi. Başımı evet anlamında yukarı aşağı salladığımda "top oynamaya gitti." Diye cevapladı.

Plaj voleybolu oynayanlara baktığımda Sinem'in de oraya teşrif etmiş olduğunu gördüm. Belki biraz utangaç olmasaydım, bir de Çağan ile kavga etmemiş olsaydım, gidip benim de onlarla oynayıp oynayamayacağımı sorardım.

"Sek sek oynayalım mı?" Diye sordu gülümserken. Öndeki dişi saha çıkmamıştı ve çok sevimli görünüyordu. Bu halde onu nasıl kırabilirdim ki? Kafamı evet anlamında sallamamla kolumdan çekiştirilmem bir oldu.

"Burada bekle."

"Tamam."

Çok geçmeden Selin elinde bir taş ile yanıma geldi. Taşı elime tutuşturup "ilk sen başla." Dedi.

Taşı rastgele karşıya gönderdim. Taş 6 rakamına geldiğinde tek ayağımı kaldırıp oraya zıpladım.
"Kendi yaşıtlarınla takılman ne güzel." Tanıdık ses ve yine beni sinir edecek bir cümle.

Bir öfke dalgası içimden geçerken arkamı döndüm. "Öyle mi? Ama senin beyin yaşıtlarınla takılmaman ne üzücü."

Dudağının kenarı alayla yana kıvrılırken "Ah, üzülme. Doktorlar çok meşgül olduğu için şimdilik bunlarla takılıyorum." Diye cevapladı.

Dişlerimi sıkarken sinirden ellerim titremeye ve kalbimin ritmi hızlanmaya başladı. "Evet, şuan üç yaşındaki kuzenim altına kaka yapmakla meşgül ama merak etme oyuncak doktor aletleri setini kaldırmamıştır."

Çağan cevap vermek için ağzını açtığında arkadan bir kız sesi duyuldu. "Çağan, ben odada hazırlanıyorum."

Ağzım şaşkınlıkla açılırken Çağan "geliyorum, kırmızı sütyenini giyin." diye cevapladı. Ne kadar da terbiyesizdi. Burada küçük bir kız vardı ve südyenden falan bahsediyordu. Ama ben Duru Cenan'ım sizin zevkinizi bozarım. Devir intikam devri.

"Güzel zamanımı, senin gibi ezikle harcayamam." Dediğinde burun kıvırıp otelin içine yürüdü. O bir bir adım attığında ben üç küfür ediyordum. Sonunda gözden kaybolduğunda Selin'e dönüp "küçük bir oyun oynayacağız." Dedim. Allah'ım intikamıma Selin'i de alet ediyorum ama kusura bakma.

Elimi çabuk tutmam gerektiği için hızlıca otelin tiyatro bölümüne gittik. Burada geceleri oyunlar düzenlendiğini duymuştum ve kesinlikle bir gün izlemeye gelecektim. Hatta belki bu akşam bile gidebilirdim. Bunu bir rafa kaldırıp kırmızı perdenin arkasından gittik. Güvenliğin olup olmadığını anlamak için etrafa göz gezdirdim. Olmadığını anlayıca gereken malzemeleri aldım ve makyaj yaptım. Makyaj yaparken bir yamdan da Selin'e yapması gerekenleri anlatıyordum.

Selin'i kolundan tuttuğum gibi resepsiyona koştum. Resepsiyona geldiğimizde siyah sarı adama "Şey... Çağan'ın oda numarasını öğrenebilir miyim? " diye sordum. Adam kahkaha patlattı. Bu kahkahada hem sinir hem de alay vardı sanki "oda mı? O küçük velet kral dairesinde kalıyor. Buranın sahibinin oğlu ya, aklınca bize emirler veriyor. Sinir oluyorum şu velete. 'Mehmet, kahvemi getir, Mehmet, temizlikçiye söyle odamı temizlesin. Meh-" Adamın isyanınının daha uzayacağını anladığımda elimi şıklattım. Selin komutumu alıp ağlamaya başladı. "Ay, kız ağlıyor!" Diye ciyaklamaya başladım. Resepsiyondakiler öküzün trene baktığı gibi Selin'e bakınca "Ne bakıyorsunuz? Kız çok kötü düştü!" Diye azarladım. Resepsiyondakilerim hepsi Selin'in yanına gidince kral dairesi yazan yerden hemencecik kartı aldım ve hızlı adımlarla merdivenlere yürüdüm. Bu intikam giderek eğlenceleşiyordu ve heyecandan kalbim hızlı hızlı atıyor, içimde garip bir his oluşuyordu. Bu hissi çok seviyordım.

Fısıltı Gibi Çığlıklar -düzenlenecek-Where stories live. Discover now