14 🕊

13.7K 685 36
                                    


Keyifli Okumalar

Yorucu ilk iş günümün ardından eve geldikten sonra kendimi yatağa atmıştım. Bugün sadece şirkette odaları ve ofisleri gezdim. Kendi ofisime girdiğimde ağzım açık kalmıştı. Tek bir kişi için bu kadar büyük oda ne işe yarayacaktı ki? O odada kendimi sadece yalnız hissederdim. Aras Bey'i bugün hiç görmemiş olmama rağmen sanki o oradaymış gibi gerilmiştim. O adamın bakışları hiç hoş değildi. Özellikle Baran ile konuştuklarında ki sırıtışı beni deli ediyordu. Çirkin şey.

Bilgisayarın karşısına geçtim ve Nihal'in bana attığı çizimlere baktım. Hepsi harikaydı. Bu kızın gerçekten yeteneği varmış.(Medya)

Bu sırada çalan zille  yerimden oynadım. Bugün Baran evde değildi ve hizmetçiler dışında evde de kimse yoktu. Hızlı adımlarla odadan çıktım ve koridorun balkonundan kimin geldiğine baktım. Egemen elinde çantayla beraber bana bakıyor ve el sallıyordu. Tatlı şey.

Hizmetçiler kapıyı açtıktan bir kaç saniye sonra odamın kapısı çalınmıştı. Kapıyı açtığımda Egemen gülerek bana bakıyordu.

''Vay, yorgun kadının hali ayrı oluyor. Ölü gibisin.'' dedi yanımdan geçip odama girerken.

''Ah, evet. Oturmaktan başka bir şey yapmadın halbuki, değil mi?''

Yavaşça kafasına vurdum. ''Çok konuşma da neden buradasın onu söyle.''

Elindeki çantayı masaya koydu ve içinden bir deste kağıt daha çok çizim çıkardı.

''Bunlar ne?''

''Bunlar Nihal'in yaptığı çizimler. Bunlar sana ileri ki zamanlarda lazım olacak. Toplantılarda ve çalışmalarda bunları kullan.''

Bana uzattığı taslakları alırken çantasından bir şey daha çıkardı.

''Peki bu ne?''

''Bu dinleme cihazı. Yavuz Bey, bir çok zaman OZA şirketine gidiyor. Büyük ihtimalle seninle konuşmaya çalışacak. Emin ol ondan kurtulamazsın. Bu yüzden planlarını daha ayrıntılı bir şekilde öğrenmek için bu gözlüğü tak. Takmazsan bile başında dursun.''

''Bildiğin casus olduk iyi mi..."

Bıkkınlıkla nefes vermiştim. Ben sadece Baran ile bir şeyler yaşamak isterken Yavuz Bey'in bazı yerlerini toplamakla meşguldüm.

''Pekala. Teşekkürler. Yardımların için yani.''

Derin bir nefes aldı. ''Aklım hala almıyor.'' dedi kendisini duvara yaslarken. ''Nasıl Nihal ile bu kadar benzeyebilirsiniz? Kardeş bile değilsiniz?''

''Bilmiyorum. Çok garip. Kendime benzeyen birisinin hep olduğunu düşünmüşümdür ama bu kadar çok benzeyen birisini göreceğimi tahmin etmemiştim. Ne dersin sana benzeyen kişiyi bulalım mı?'' dedim sevinçle.

Güldü. ''Ben almayayım, sağ ol.''

''Bu arada.'' diye seslendi. ''Nihal senin yüzünden zor zamanlar geçiriyor. Onu görmek istemezsin.''

''Puding alışkanlığım ona iyi gelmedi sanırım. O iyi mi bari?''

''Onu en son gördüğümde banyoda kusuyordu.'' dedi gülerek. 

İstemsizce güldüm. ''Sanırım midesi fazla hassas.''

---------

Baran eve gelir gelmez kendisini çalışma odasına kapattı ve yemek saatine kadar da bir daha çıkmadı. O odada her ne yapıyorsa günlerdir suratını göremiyordum. Akşam yemeklerinde bile beş dakika da yemeğini yiyor ve çalışma odasına geri dönüyordu. Nihal ile gerçekten böyle mi yaşıyorlardı genelde?  Fakat ben evde olduğum sürece yemekleri kendisi yapar veya benimle uğraşırdı, sürekli. Gerçekten Nihal'i sevmiyor olmalıydı.

Yemek odasına geçtiğimde Baran çoktan yemeğe oturmuş ve bitirmek üzereydi. Bunun sorunu ne? İnsan bir bekler değil mi?

'"Afiyet olsun canım.'' dedim en yapmacık halimle. Üstümde gene mini siyah bir elbise ve suratımda badana dan farksız bir makyajım vardı.

Kafasıyla onayladıktan sonra yemeğine geri döndü. Öküz, daha başka ne diyebilirim ki?

''Bugün bir yerlere gitmek ister misin?'' diye sordum. Suratını bana döndüğünde bakışlarındaki sertlik beni ürkütmeye yetti.

''İşim var. Ayrıca yorgunum. Başka zaman.''

Bunu en son dün söylemişti. Ve tekrar yorgun olduğunu söyleyerek beni geçiştirmeye daha çok Nihal'i geçiştirmeye devam ediyordu.

''Yarın.'' diyerek elindeki çatalı masaya bıraktı. ''Abimin yanına gidiceğiz. Şirkette bana ihtiyacı varmış, seninde gelmeni istedi.''

Neden benimde gitmemi istiyor ki?

''Peki, sen gelmeden hazır olurum.'' dedim ve gülümsedim.

Tabi ki de tekrar görmezden gelindim.

-------

Ağzıma attığım sakızla beraber arabaya bindim ve  şöför koltuğunda oturan Baran'a bir bakış attım.Bana hiç bakmıyor arabayı çalıştırmaya devam ediyordu. Ağzımdaki sakızı daha hararetli çiğnemeye başladım. Sonuçta beni takmıyordu öyle değil mi? Arada sakızımı patlatıyor ve ağzımı kapatmadan çiğnemeye devam ediyordum, dışarıdan bakıldığında zengin kızı değil, çingeneye benzediğime eminim. Sakızımı bir kez daha patlattığım da Baran'ın sesiyle yerimde hopladım.  

''Kes artık şunu! ''

Arabayı aniden durdururken hızla bana döndü.

''Nesin sen sokak çocuğu mu? Unuttun mu mevkini? Kendine gel ve şu iğrenç sesi de çıkarma! ''

Ağzımdaki sakızı korkuyla yutarken gözlerimin sızladığını hissettim. Evet ben sokak çocuğuydum. Ve sokak çocuklarının mevkileri olmazdı.

''Hadi kızım dışarı çık ve oyun oyna! Seninle uğraşamayacak kadar meşgulüm.''

Annem elini tuttuğu adamı çekiştirerek eve girdi. Ben gözlerim yaşlı bir şekilde eve bakarken kararmaya yüz tutan havaya baktım. Yakında yağmur yağacaktı ve benim üstümde sadece kısa kollu ve şort vardı. Kapı ziline ne kadar bassam da açmayacaklarına emindim. Çünkü yağmur çoktan başlamıştı ve ben sadece o yağmurun altında ağlayabiliyordum. Çünkü kimse yağmur damlalarına karışan göz yaşlarımı görmüyordu.

Gözlerimi aklıma gelen hatıralarla kapattım ve kafamı camdan tarafa çevirdim. Annem yüzünden sinir krizlerim başlamış ve o gün yağmur altında kaldığım için nefes darlığım çıkmıştı. Ben annem yüzünden bu haldeydim.

Aklıma gelen anılarla içimi bir bunaltı bastığını hissettim. Nefes almam gittikçe zorlaşırken öne doğru eğildim. Sanki birisi ciğerlerimi sıkıyor gibiydi. Nefes aldıkça boğazım yanıyordu. Kısık kısık nefes almaya devam ederken Baran'ın aniden arabayı durdurduğunu fark ettim. Gözlerim gittikçe yorgun düşerken nefes alışverişlerim azalıyordu. Nefes almaya ihtiyacım vardı. Bu sırada Baran'ın beni kendisine çevirdiğini ve en son olarak da dudaklarımda hissettiğim baskıyla gözlerimi yumdum.

Sahte Gelin (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin