İlk cevap veren Rüzgar olmuştu. "Rüyayı takip ediyorum." Rüzgarın işine bu kadar sadık olması beni hep etkilemiştir zaten. Ben Denizden bir cevap beklerken hizmetlide en sevdiğim domatesli peynirli tostumu önüme koymuştu. Vişne suyu isterken tosttan bir tane daha yapmasını istemiştim. Gerçekten çok acıkmıştım. Ben tostumu yavaş yavaş keyfini çıkararak yerken Deniz mesaj atmıştı. "Ne oldu?" Denizinde sorularıma soruyla cevap vermesinden hep nefret etmişimdir zaten. Bir cezayı hak ettiğini düşünerek Denize cevap yazdım. "Evi bastılar çok feci ateş altındayız. Nasıl olduysa bütün düşmanlarımız bizi öğrenmiş ve yaşatmak istemiyorlar. Rüzgar da yolda hemen gel dışardan takviyeye ihtiyacımız var."

Denizin bunu hak ettiğini düşünüp tostumu yemeye devam ettim. Tostumu tam bitirmek üzereyken ikinci tostumda gelmişti. Nerdeyse yarım saat geçmişti, evin kapısı büyük bir gürültüyle açılınca bir an korktum. Daha sonra Deniz korkuyla bağırmaya başladı.

- Ne oluyor laannn!!? Düşmanlar nerede? Hani ateş altındaydınız?! GECEEEE!!!

Bir anda içimden öyle bir gülme isteği geldi ki dudaklarımı birbirine bastırmak zorunda kaldım. Kendimi kontrol ettiğimde Denize seslendim.

- Mutfaktayım Deniz buraya gel.

Deniz büyük bir gürültüyle mutfağa daldığında ben tostumu yemekle meşguldüm.

- Neler oluyor burada? Hani çatışma vardı? Ne kadar adamım varsa hepsini toplayıp geldim. Düşmanlar nerede!?

- Sakin ol, sakin ol. Çatışma filan yok, kimsenin bizi öğrendiği de yok. Sadece sana küçük çaplı ceza formatında bir şaka yaptım. Korkulacak bir durum yok adamlarını gönderebilirsin.

Söylediklerim üzerine Deniz donup kalmıştı. Daha sonra yüzünü, bütün bedenini bir öfke kapladı. Bunu hissetmiştim. Ben tostumdan bir lokma daha alıyorken, Deniz düşünceli bir şekilde bana arkasını dönüp saçını karıştırmaya başladı. Tostumu bitirmiş ve masadan tam kalkmıştım ki Deniz büyük bir hızla üzerime gelip boğazıma yapışmıştı ve beni duvara yapıştırmıştı. Öyle bir şoka girmiştim ki Denizin elleri boğazımda olmasa bile bir heykel gibi saatlerce orada ayakta durabilirdim.

- Yeter artık Gece! Buna bir son ver! Bizim liderimiz olabilirsin, babam seni seçmiş olabilir. Ama unutma ki sen hala benim küçük kız kardeşimsin! Sınırları aşmaya başladın Gece. Artık buna bir son vermelisin ne kadar liderimiz de olsan biz senin abileriniz. Lider olabilirsin ama bize saygın olmalı. Ben bu kadar saygısızlığa tahammül edemem! Bugüne kadar sesimi hiç çıkarmadım Gece. Ama eğer sesimi çıkarırsam... Gerisini sen düşün.

Deniz elleri boğazımda gözlerimin içine tehditkâr bir şekilde bir süre daha baktıktan sonra hızla arkasını dönüp gitti. Çarpılan kapı sesinden evden çıktığını da anladım. Şokun etkisinden bir türlü kurtulamıyordum. Donup kalmıştım adeta. Denizin uyarıları, tehditleri beynimin içinde dans ediyordu sanki.

Bugüne kadar sesimi hiç çıkarmadım Gece. Ama eğer sesimi çıkarırsam... Gerisini sen düşün.

Aslında söylediklerinde çok haklıydı. Hem de çok. Kendimi bu işe, liderliğe, intikama o kadar kaptırmıştım ki abilerime saygım kalmamıştı. Sanırım bunca uyarıdan sonra kendime çeki düzen vermem iyi olabilirdi. Sanırım liderliğe ve intikama biraz ara verebilirdim.

Aklıma gelen fikirle hemen telefonumu elime aldım ve Rüzgarı aradım.

- Merhaba abi.

- Ha? A-abi mi? Gece, sen misin bu?

- Evet benim abi. Rüyayı takip etmeyi falan bırak ve eve gel. Şey bir de geliyoken korku filmi, cips, kola ve çerez alır mısın?

- Gece neler oluyor korkmaya başladım gerçekten.

Mafya Kızı/ASKIDAWhere stories live. Discover now