KAÇIKLAR EVİNDE

10.4K 388 348
                                    

Medyadaki makdül Sinem Akar

Komiser yardımcısı Şahin, arabayı ağaçlıklı sakin bir yola sürdüğüm zaman derin derin nefes alarak hayattan zevk aldığını belirtmek istedi sanki. İlk baharın son günleriydi. Arabanın tentesini açtığım için ılık bahar rüzgarı tatlı bir şekilde yüzlerimizi okşuyordu.

" Geçen yıl birlikte çalıştığımız cinayetleri hatırlıyorum da komiserim, " dedi Şahin.
"Ne korkunç şeylerdi onlar . Gece yarısı bir mezarlığın ortasında kazık kesilmiş bir cesetle burun buruna gelmek insanın tüylerini diken diken ediyordu. Bana kalırsa bir cesete bakmak için en güzel zaman böyle güneşli bir gün olmalıdır. Ne dersin ha ?"

Bu arada arabanın yanında uzanan üç metrelik duvara bakıyordu. Sonra yeniden ceset bulma düşüncelerine geri döndü.

" Yani demek istiyorum ki, böyle günlük güneşlik havalarda bir ceset bulmak günlük olaylardan biri sayılabilir. Hatta bir cesedi böyle bir yerde bulmak bile o kadar fena bir şey sayılmaz....."

Arabayı giriş yoluna açılan büyük demir kapıların önünde durdurdum. Siyah üniformalı kasketli adam ağır adımlarla yanımıza yaklaştı.

Arabanın yanına geldiği zaman, " Cinayet bürodan Komiser Murat, " dedim.

" Doktor Mustafa sizi bekliyor komiserim, " dedi güvenlik buz gibi bir sesle "Şimdi kapıları açarım."

Yavaş yavaş ağzı yarı açık, şaşkın suratının farkına vardım yanımda oturan yaratığın. Parmağımla kapıdaki demir levhayı işaret ettim. Levhanın üzerinde "Bakırköy Akıl Hastanesi" yazılıydı.

"Biraz evvel günlük hayat hakkında bir şeyler diyordun Şahin, " dedim " neydi onlar? "

Gözlerinde korkulu parıltılar belirdi birden. " Kaçıklar evi" dedi. Sesinde benim inkar etmemi dileyen bir rica vardı sanki.

" Bu lafını Doktor Mustafa'nın beğeneceğini hiç sanmıyorum," dedim kibarca.

" Dr. Mustafa buraya sadece kibar ve tanınmış kimseleri kabul ediyormuş."

Kapılar açıldığı zaman, güvenlik sanki hazırol da bizim geçmemizi bekledi.

Birkaç saniye sonra arabayı iki katlı binanın önünde park ettim. Sonra on basamaklı merdivenleri çıkarak terastan, bakır renkli kapılara yönelip içeri girdik. İçeride bütün hastahanelerde duyulan hafif antiseptik kokusu vardı .

Gül ağacından bir masanın gerisinde oturan fazla ciddi bir hemşire, fazla ciddi bir sesle

"Doktor sizi odasında bekliyor Komiser Murat " dedi .

Kemikli bir parmak ileriye doğru uzanarak bir kapıyı gösterdi." Soldan ikinci kapı."

Sahin kuşkulu gözlerle kadına bir süre baktıktan sonra tüm patavatsızlığı ile sordu

" Burada kaçıkların başı boş dolaşmadıklarından emin misiniz ? "

Hasta bakıcı kalkık burnunu sinirle buruşturdu.

"Tabi yok öyle bir şey . Ayrıca bu kaba ve terbiyesiz kelimeyi bir dinleme evinde bir daha tekrar etmeyin lütfen," dedi.

" Ne o yani," dedi Şahin " Kaçık kaçıktır her şeyden önce .Yoksa yalan mı? "

"Patavatsız da patavatsızdır, " deyip , sertçe kolundan tuttum ve doktorun odasına doğru sürüklemeye başladım bizim insan azmanı yaratığı.

ÇAPKIN KOMİSER   Cadı AvındaWhere stories live. Discover now